-81-

18 8 0
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Keyifli okumalar...

💙

Odanın önünde durakladı. Otele girmek kadar zor gelmişti şimdi bu odaya girmek. İçeride kendini neyin beklediği hakkında hiçbir fikri yoktu.
Elini göğsüne koyup derin derin nefes aldı, sakinleşebilmek adına gözlerini sımsıkı yumdu ve kapıya vurmak için öbür elini kaldırdı. Yok olmuyordu, bir türlü eli kapıya gitmiyordu.

Saniyeler dakikaları kovalıyordu ki Derin hala hiçbir harekette bulunmamıştı. En sonunda yapabilecek cesareti bulduğunu hissetmişti fakat hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan kapı açıldı.

Derin şaşırmış halde hareket edemezken içeriden bir el uzanıp, bileğine dolandı. Ardından onu içeri çekti ve kapıyı kapatıp sırtını kapıya yasladı.

Derin sırtı kapıyla buluştuğunda ağzından korkuyla ufak bir çığlık kaçtı. Başını yere eğmiş, gözlerini göreceklerinden korkar bir halde kapatmıştı.

Bileğini tutan el yavaşça geri çekildi ve bu sefer Derin'in çenesini tuttu. Başını yukarı kaldırdı ve baktığında içini ürperten o gözlere denk gelmesini sağladı.

Yüzünde sahte, samimiyetsiz bir tebessüm, göz altları morarmış, saçları dağılmış ve dudağının kenarı patlamış bir Karan görmek onu bozguna uğratmıştı.

Onu bu hale ne getirmişti bilmiyordu fakat gerçekten iyi gözükmüyordu, yine de yüzünde ki o iğrenç tebessüm silinmemişti.

"Şaşırmış gibisin...yoksa beni görmeyi beklemiyor muydun?"

Alay edercesine sorduğu bu soru Derin'i sinirlendirmiş, yumruğunu sıkmasına neden olmuştu.

"Üzerinden araba geçmiş gibi gözüküyorsun, söylesene, kim ezdi seni böyle?!"

Güldü, samimiyetsiz bir kahkaha yayıldı etrafa. Sonra bir anda yüzü düştü ve elini Derin'in yanından kapıya sertçe vurdu.

"Beni kimin ezdiği önemsiz ama dikkat et Derin, ben seni ezmeyim."

Sinirlenmişti, bir anda onu bu kadar sinirlendiren şey neydi anlam verememişti Derin, ruh hali bir anda değişmişti sanki.

Derin'in omuzundan sıkıca tutup sertçe odanın içine doğru itti.

"Beni hafife alıyorsun, beni aptal yerine koyuyorsun!"

Derin'in üzerine doğru yürürken devam etti.

"Senin buraya tek gelmeyeceğini tahmin etmedim mi sanıyorsun? Seni senden daha iyi tanıyorum Derin, ne yaptığını bırak neler yapabileceğine kadar iyi tanıyorum seni."

Derin'in üzerine doğru yürürken, sesi mümkünmüş gibi daha tehlike barından bir tonda çıkmaya başlamıştı sanki, ya da kendi kendini bunlarla korkutuyordu Derin.

"Oysa ben bu sefer gerçekten sana şans verecektim, sana kaybetmeyi göze almıştım. Sense bana ihanet ettin, buraya yalnız gelmen gerekiyordu, buraya onu getirmemeliydin. Beni bu hale getiren o piçin abisiyken-

Ne söylediğini farkedince sinirle elini saçlarının arasından geçirdi.
Onu bu hale getiren Çağıl'ın abisiyse nasıl izin vermişti onun özgür kalmasına.

"Çağıl'ın abisi mi, nasıl, yani seni nasıl serbest bıraktı, sen...nasıl?!"

"Konuşmayı mı unuttun Derin, tüm bunlar senin yüzünden gelmiyor mu başıma, sana güvendim ve her şeyimle karşına çıktım, beni kabul etmen gerekirdi!..Ama sen n'aptın beni ifşaladın, güvenimi hiçe saydın!"

Derin bir anda tüm vücudunun sinirden titrediğini hissettiği. Sanki kendini bir yalana inandırmış gibi konuşuyordu karşısında, sinirden gözü dönmüş olan adam.

"Ne güveni lan, ne güveni! Sen bir katilsin, sen beni tehdit ettin, sen beni öldürmeye kalktın, sen iğrenç bir insansın. Seni kabul etmem gerekirdi öyle mi?!"

Alayla güldü ve daha yüksek bir sesle devam etti.

"Seni kabul etmeyi bırak, ne sesini duymak ne de yüzünü görmek dahi istemem. Midemi bulandırıyorsun Karan, yüzsüzlüğünle, acımasızlığınla midemi bulandırıyorsun. Ya sen, ya siz her kimseniz bir kadını öldürdünüz, suçu üzerine yıkıp insanları öldürdünüz. Lan ne kabul etmesi!"

Boğazını yırtarcasına bağırmış, farkında olmadan iki eliyle Karan'ı omuzlarından ittirmişti.

Bir anda Derin'i kollarından tutup kendine doğru çekti.

"Cezanı çekeceksin, seni öyle bir karanlığın içine atacağım ki beni yaktığın ateşten daha çok yakacağım canını!"

Ürperdiğini hisseden Derin, korktuğunu hissederse Karan'ın daha fazla üzerine geleceğini ve daha da ileri gidebileceğini biliyordu.
Biliyordu, Karan tam olarak böyle bir insandı...Kendisinden daha zayıf olduğunu gördüğünde, o zayıflıkta boğardı insanı...Derin yutkundu, güçlü olmasa da güçlü gözükmek zorundaydı.

"Senden korkmuyorum, senin gibi bir pislikten korkmak bana yakışmaz!"

"Benden korkma zaten Derin, aşağıda seni bekleyen o adamdan kork, gerçekler açığa çıktığında o adamın sana yapacaklarından kork."

"Ne saçmalıyorsun sen, o bana bir şey yapmaz!"

"Çünkü bilmiyor."

Alayla gülüp Derin'i serbest bıraktı.

"Bir daha görüşeceğiz Derin fakat bir şansın daha olmayacak. Artık bu oyunu kazanmana asla izin vermem, bu oyunu bir kişi kazanacak o da benim. Sense kaybedeceksin, sadece bu oyunu değil, çevrendeki herkesi..."

Arkasını dönüp gidiyordu ki Derin onu kolundan tutup kendine doğru çevirdi.
Kolunu tutan elini ters çevirip sırtına yaslayan Karan, yüzleri arasında kısacık bir mesafe kalmasına neden olmuştu.

"İstersem...eğer gerçekten istersem, seni de yanımda götürürüm Derin. Seni kimsenin bulamayacağı bir yere götürüp, sana beni sevmekten başka hiçbir seçenek bırakmayabilirim Derin."

"Bana katili vereceğini söyledin, bana katili ver!"

Derin, Karan'ı duymuyor gibiydi ya da duymazdan geliyordu ama artık katilin kim olduğu ortaya çıkmalıydı. Yeterince toprak altında kalmıştı bu sır, artık günyüzüne çıkmak zorundaydı.

"Ama bunları yapmayacağım çünkü sen zaten bana geleceksin, seni zorlamayacağım ama mecbur bırakacağım. Sen.bana.geleceksin."

Karan'da Derin'i duymazdan gelip konuşmuştu. Tekrar Derin'i serbest bıraktı fakat bu sefer daha sert bir şekilde. Derin yatağa doğru düştüğünde sertçe geri ayağa kalktı ve yine bağırarak sordu.

"Bana katili vereceğini söyledin!"

Kapıya doğru yürüyen Karan duraksayıp, omzunun üzerinden Derin'e doğru dudağının kenarında alaycı bir gülümsemeyle baktı.
Ardından tamamen Derin'e doğru döndü, bir elini cebine soktu ve konuştu.

"Sana zaten katili verdim Derin, bunu göremiyor olamazsın."

Derin'in içi korkuyla tittrediğinde Karan'ın neyi ima ettiğini anlamıştı fakat buna inanamıyordu.

Karan eliyle bir noktayı işaret ettiğinde Derin de dönüp oraya baktı.

"Çekmecede senin için bir sürprizim var. Hala görmemekte ısrarcıysan onlar gözlerini açmana yardımcı olacaktır. Bu da sana son hediyem, bundan sonra tamamen karşımdasın, kendi ayaklarınla bana gelene kadar..."

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin