-30-

54 22 11
                                    

Keyifli okumalar...🌺

Çağıl'ın öfkeli bakışları üzerindeyken kolunu onun elinden sertçe çekti Derin.

-Ne yaptığını sanıyorsun ya sen!

-Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun, kimdi o ?

Mert'ten bahsedildiğini anlayan Derin, kendisine hesap sorulmasının verdiği sinirle konuştu.

-Bana bu soruyu sorabileceğin kadar yakın olduğumuzu sanmıyorum. Ayrıca yakın olsaydık da buna izin vermezdim zaten, orası ayrı konu...Kısacası seni zerre ilgilendirmez onun kim olduğu!

Tekrar arkasını dönüp gidecekken Çağıl önüne geçip onu durdurdu.
Düşünmeden sorduğu sorunun yanlışlığını anladığında, gözlerini kaplayan pişmanlıkla konuştu;

-Haklısın sana bu soruyu sormaya hakkım yok, özür dilerim...Ama lütfen Derin, seni eve bırakmama izin ver.

-Bana birbirimizden uzak duralım diyorsun sonra hiç ummadığım bir yerde karşıma çıkıp bana böyle davranıyorsun...Bence sen beni eve bırakma ve biz birbirimizden uzak durmaya devam edelim.

-Etmeyelim, sadece bugünlük buna ara verelim ve ben seni evine bırakayım...lütfen.

Bu söylediğine gerçekten ihtiyacı varmış gibiydi Çağıl'ın. Onun yalnız kalmak istemediğini hissediyordu Derin.Daha fazla reddedemedi onu. Yorgun ve hayattan bıkmış gibi gözüken Çağıl'a daha fazla "hayır" diyemedi.

-Tamam.

Birlikte arabaya geçtiler. Derin, Çağıl'ın elindeki yaraları farkettiğinde telaşla tuttu direksiyonda olmayan elini.

-Ne oldu ellerine?

-Önemli bir şey değil.

-Ne demek önemli değil, ne kadar kötü gözüküyorlar farkında değil misin?!

-Farkındayım Derin ama gözüktüğü kadar acıtmıyor , dedi elini Derin'in küçük ellerinden ayırırken.

Derin tekrar ellerinin neden bu halde olduğunu soracaktı fakat cevap alamayacağının farkındaydı.

Araba ilerlerken Derin'in gözü yaralarla kaplı ellere kayıyor, baktıkça bunun kendisini üzdüğünü hissediyordu.
...

Evinin önüne geldiklerinde Derin arabadan inmek için hiçbir hamlede bulunmadı, Çağıl da buna karşılık hiçbir şey söylememişti.

Bir süre aralarındaki sessizliği kimse bozmadı.

Derin daha fazla dayanamayacağını anladığında hızla Çağıl'a doğru döndü. Ellerini tekrar tuttu, acıtmaktan korkarcasına bir yavaşlıkla.

-Göründüğü kadar canını yakmıyor olabilir ama benim canımı göründüğünden de çok yakıyor. Burada bekle ellerin için krem getireceğim.

Derin söylediklerinin nasıl bir anlam doğurabileceğinin farkındaydı fakat bunu umursamadı.

Elindeki yaralar geçerdi fakat krem sürse de geçmeyecek yaraları vardı Çağıl'ın. Geçmediği gibi tüm ruhuna yayılıyordu ellerindekilerden daha can acıtıcı olan bu yaralar...

Derin'in ellerini bırakmasıyla içinden bir ürperti geçti Çağıl'ın. Bunun bu kadar kötü hissettirmesi; Derin'in teni tenine temas ettiğinde hissettiği hafiflik kadar yanlıştı.

Derin arabadan indiğinde onu izlemeye devam ediyordu. Zorla arabadan indirilip kafasına darbe alana kadar...

Derin hızla çıktığı merdivenlerden sonra eve geçip Çağıl'a vereceği kremi aldı. Aynı hızla merdivenleri indiğinde Çağıl'ın gitmiş olduğunu görerek hayal kırıklığına uğramıştı.

Yine aynı şeyi yapmıştı Çağıl. Yine Derin'e umut verip ortadan kaybolmuştu. Yine Derin ona yardım edecekken o bunu engellemişti.

Derin kendisini aptalca bir duruma düşürdüğünü hissediyordu.

Yeni bölümün daha hızlı gelmesi için oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.🦋

Destek olan herkese teşekkür ederim.🐞

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin