-80-

19 8 0
                                    

"Beni benden korumana ihtiyacım yok Çağıl."

"Derin hiçbir yere gitmiyorsun dedim."

"Çağıl adresi sana veremem."

"Yalnız gitmeyeceğim, abim yanımda olacak, eğer bana bir şey olmasından endişe ediyorsan diye söylüyorum olmayacak."

"Sana bir şey olma ihtimali bile beni bitiriyor zaten ama...senin birini öldürme ihtimalin de beni bitiriyor."

"Derin...öldürmeyeceğim."

"Az önce söylediklerinden sonra buna emin olamıyorum."

"Derin az önce sinirlendim sadece ve -"

"Çağıl ben hazırım, oraya vardığımda sana adresi gönderirim."

Konuşmanın uzayacağını ve Çağıl'ı ikna etmenin kolay olmayacağını anlayan Derin, bu söylediğiyle konuşmayı bitirebileceğini düşünmüştü ama tabi ki böyle olmadı.

"Derin saçmalama!"

"Bak şöyle yapalım, benim oraya gitmem bir-iki saatimi alır gibi gözüküyor, bir otelin adresini atmış da bana. Oraya yaklaştığımda adresi sana da göndereceğim, sen de gelirsin. Ama ben senden önce oraya varmış olurum, daha önce Mert'e de dediğim gibi- Mert'in adını buraya karıştırmaması gerektiğini farkedince hızla geçiştirdi- oraya vardıktan yarım saat sonra beni ara, açmazsam içeri gelirsin. Büyük ihtimalle bir oda tuttu, benimle başbaşa konuşmak istiyordur çünkü. Oda numarasını öğrenince onu da mesaj atarım sana."

"Bak öyle değil şöyle yapalım, ben hiç gelmeyim siz başbaşa zaman geçirin."

"Tamam o da olur."

"Derin! Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

"N'apayım, sen de hiç yardımcı olmuyorsun ki. Böyle zaman kaybediyoruz, en doğrusu benim oraya yalnız gitmem bunu sen de biliyorsun. Başımın çaresine bakarım merak etme."

"Ama sana bir şey olursa ben başımın çaresine bakamam Derin..."

Derin gözlerini kapatıp sesli bir nefes bıraktı. Çağıl'ın titreyen sesinin kalbini sızlattığını hissetti.

"Bir şey olmayacak, birlikte hareket edersek hiçbir şey olmayacak."

"Derin şimdi adresi bana at, en azından içeri de ben olmasam da bir kaç adamım olsun. O şerefsizin ufak bir yanlışında müdahale edecek insanlar olsun, sana bile farkettirmeden yakınında dursunlar. Bu sefer hiç kimsenin, sen de dahil, atlatamayacağı kadar seni koruyacak insanlar yanında dursun."

Çağıl'ın adamlarını atlarak evden çıktığı zamana atıfta bulunmuştu. Ses tonu o kısımda değişmiş ve daha kendinden emin bir tonda yükselmişti. Derin'in yüzünde hafif bir tebessüm belirdi.

"Ama bu planı mahvetmeyeceksin, gerekmedikçe kimse müdahale etmeyecek tamam mı?"

"Oraya vardığında bana mesaj at, yarım saat sonra da seni aradağımda ne olursa olsun telefonunu aç. Açmazsan anında müdahale ederim."

"Bak, sakince düşündüğünde mantıklı kararlar verebiliyorsun."

"Derin sabrımı sınıyorsun."

Sahte bir kızgınlıkla söylenen bu cümle Derin'i tekrar güldürdüğünde bir kez daha, emin olmak adına konuştu.

"Söz ver, bu plan dışında hareket etmeyeceğine söz ver."

"Derin tamam dedim."

"Çağıl söz vermezsen adresi sana atmam."

"Gerçekten sabrımı sınıyorsun sen, tamam! Söz...söz veriyorum."

"Yemin et."

"Derin!"

"Şaka yaptım ya, gül diye."

Derin kahkahalarla güldüğünde bunun stresten olduğunun farkındaydı. Ortada bu kadar gülünecek bir şey yoktu ama o uzun uzun güldü. Çağıl, Derin'i anlamış olacak ki,

"Zarar görmene izin vermem, seni kaybetmeyeceğim." Dedi.

"Biliyorum...izin vermezsin."

Telefonu kapadı ve hemen ardından gelen adresi Çağıl'a gönderdi.

Kalp atışları hızlanmıştı ve öyle sert atıyordu ki tüm vücudunda bunu hissettiğini sanıyordu. Farkında değildi, kalp atışından değil, korkudan titriyordu.

Mutfağa geçip bir bardak su içti ardından ellerini tezgaha dayayıp öne doğru eğildi. O binaya Karan'la buluşmak için giderken bile bu kadar korkmamıştı, şimdi niye korkuyordu?
Bir otel odasında, Karan'la başbaşa...
Her ne kadar belli etmemeye çalışmış olsa da Karan'la yalnız kalma fikri onu sarsıyordu. Az önce kendinden emin bir şekilde Çağıl'la konuşan o değilmiş gibi kendine güveni yerle bir olmuştu.

"Hiçbir şey olmayacak, her şey yolunda gidecek ve ben, artık katilin kim olduğunu öğreneceğim."

Kendine telkinler veriyor fakat her şeyin yolunda gideceğine tam olarak inanamıyordu. Bu zamana kadar her şey, bir çok kez yolundan çıkmıştı ve şimdi bu durumda iyimser olmak kolay değildi.

Elini kalbinin üzerine koydu, içinde tuhaf bir düşünce belirdi. Kalbi sanki korkudan değil de yaşamaya devam edebilmek için böylesine hızlı atıyordu. Kalbi, atmaya devam etmek istiyordu...
Peki neden duracağına dair bir düşünce Derin'in beyninde yankılanıp duruyordu?
Gözlerini sımsıkı yumdu, katili öğreneceğine emindi çünkü Karan kendisini öldürecek de olsa bu gerçeği ona söylerdi, böyle hissediyordu.
"Karan kendisini öldürecek de olsa..."
Evet, kendine itiraf edemedeği bu gerçek şimdi ortaya çıkıyordu.

Abisi yanında olsun isterdi, hatta bunların hiçbiri yaşanmasaydı ve Derin normal hayatında abisiyle olsun isterdi.
"Bunlar yaşanmasaydı Çağıl'ı tanıyamazdın." Diye bir ses yükseldi kafasının içinde.
Çağıl'ı tanımaktan vazgeçerdi, bunlar hiç yaşanmasın isterdi, çünkü o da annesiyle birlikte normal hayatına devam ediyor olurdu. Annesini kaybetmesin diye onu tanımaktan, onu sevmekten vazgeçerdi...Çünkü sevgisiyle onu iyileştirebilirdi belki ama o yara hiç bir zaman tam anlamıyla geçmezdi. Arada kanar, yine Çağıl'ın canını yakmaya devam ederdi . O acıyı hiç bir sevgi silemezdi, Derin'in acısı da geçmiyordu ve bu tanıdık acının Çağıl'a uğramasını hiç istemezdi...
...

Taksiye bindiğinde nefes alışverişleri düzensiz ve oldukça hızlıydı. Arada farkında olmadan nefesini tutuyor, arada farkında olmadan uzun uzun içini çekiyordu.

Yol boyunca hiçbir şey düşünememiş, saf huzursuzlukla içi titremişti.

Hava sıcak fakat Derin'in elleri buz gibiydi. Taksiden indiğinde otele girmek sandığı kadar kolay olmadı. Üşüyen ellerini birbirine kenetledi ve önünde sabitledi.

Az kalsın Çağıl'a mesaj atmayı unutacaktı, kenetlediği ellerini çözüp telefonunu çantasından çıkardı.

"Ben geldim, otelin girişindeyim."

"Biliyorum, görüyorum seni. Ellerin titremesin Derin, ben buradayım ve sana hiçbir şey olmasına izin vermem."

Minnetle mesajı okudu ve rahat bir nefes aldı. Çağıl'ın mesajı ona içeri girecek cesareti verdiğinde adımlarını hızlandırdı.

Telefonu titredi ve bir mesaj daha geldi.

"404"

Ve bir mesaj daha

"Odamızda bekliyorum seni."



Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin