-42-

39 20 9
                                    

Keyifli okumalar...

Birkaç saniye kapının önünde ve birbirlerine oldukça yakın bir mesafede öylece durdular. Çağıl bu yakınlığın kendisini sakinleştirdiğini hissediyor ve aklına Derin'in kendisini kandırmış olması geldiğinde öfkesi tekrar parlıyordu.

Derin bir kez daha tekrarladı.

-Gitmek istiyorum.

Sesi zorla konuşuyormuş gibi çıkıyordu. Oldukça huzursuz hissediyordu ve kaybolmuş gibiydi. Tüm bu olanların içinde yolunu kaybetmişti.

-Gitmek istiyorum.

Başka bir cümle kuramıyordu sanki. Çağıl onun konuşmasını, gerçekleri kendisine anlatmasını beklerken Derin'in ısrarla bu cümleyi tekrarlaması daha fazla öfkelendirmişti onu.

-Gidemezsin, o gece ne halt ettiğini anlat önce bana!

-Ben bir şey yapmadım...

-Derin beni daha fazla zorlamadan her şeyi anlat!

Çağıl bu cümleyi her kelimesini vurgulayarak söylemişti. Derin onun kendisini zor tuttuğunu anlıyordu ve bu daha da çok korkmasına neden oluyordu.

-Ben o gece oradaydım, evet , ama anneni ben öldürmedim...O gece...o gece binadan çıkan adamları gördüğümü hatırlıyorum ama yüzlerini değil...bugün yaşadıklarımda tamamen gerçekti...ben yalan söylemiyo-

Lafını kesen Çağıl'ın kapıya sertçe attığı yumruk olmuştu. Derin yerinde sıçradı ve gözlerini birkaç kez korkuyla kırpıştırdı.

Çağıl'ı ilk gördüğü gün gibiydi şu anki hali. Derin gözlerinden akan yaşları durdurmaya çalışmadı.

Çağıl iki kolundan sıkıca tutup sırtını kapıya sertçe vurdu. Acıyla ağzından kaçan inlemeye engel olamamıştı.

-Yalan söylüyorsun ve şimdi bana doğruları anlatacaksın!!

Derin ellerinden kurtulabilmek için bedenini çekmeye çalıştı fakat o kadar sinirliydi ki kendisini tutan ellerden kurtulamıyordu.

Hissettiği acıyı geri plana iterek kendisini sorguladı, birkaç saniye. İlk defa o zaman gerçekten sordu kendine; "Ben birisini öldürmüş olabilir miyim?"

Bir insanın, kendisini tam olarak tanıması imkansız olabilirdi fakat bazı şeyleri asla yapamayacağını bilirdi. O an kendisine telkin edercesine cevap verdi bu soruya; "Olamam, ben kimseyi öldürmüş olamam."

Kendisinden emin olduğunu hissetti, hatırladığı anıların gerçekliğinden emin olduğunu hissetti. Ve kendisine tam olarak güvenmeye başladığında gözlerini korkusuzca Çağıl'ın gözlerine dikti.

"Eğer anneni ben öldürmüş olsaydım, o gece aynı şekilde yaralanmış olmazdım. Ve emin ol öldürdüğüm kadının oğluna bu kadar yakın durmazdım veya abim onu öldüresiye dövdüğünde onun için endişelenerek evine koşmazdım, yaralarını ben sarmazdım."

Derin'in söyledikleri onu afallattığında bir adım geriye gitti fakat hala Derin'in kollarını tutmaya devam ediyordu.

Derin onun cevap vermeyeceğini anladığında aklına gelenle tekrardan korkusuzca konuştu.

-Ayrıca bana, o gün telefonunda gördüğüm mesajlardan dolayı senden şüphelenmiyorum dememiş miydin?! Tam olarak ne yazıyordu o mesajlarda, telefonu aç bakmak istiyorum!

Çağıl bunu düşünmeye vakit bulamadan Derin'i suçlamıştı ve şimdi bunu hatırladığında Derin'i serbest bıraktı.

Derin kolunda oluşan morluklara baktığında bunu haketmediğini hissediyordu ve oradaki sızıya lanet okuyordu.

Çağıl telefonu açıp, kurcalamaya başladı. Telefonun içindekiler tamamen boşaltılmıştı. Bunu kimin, nasıl yaptığı yeni bir gizem oluştururken, Derin de telefonun boş olduğunu anladığında tekrar konuştu.

-Söylesene, o gece ne gördün bu telefonda tam olarak?!

Çağıl birkaç saniye durup düşündü ardından daha sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

-Abine, arkadaşlarını tehdit etmesinin hesabını soracağını yazmıştın. İşten erken çıktığını ve...ve bir an önce eve gideceğini...

Derin o gün neden o yolu tercih ettiğini anlamıştı ve abisinin arkadaşlarını tehdit etmiş olmasına hiç şaşırmamıştı.

Çağıl bu mesajları hatırladığında acı bir ifade yayıldı yüzüne. Cinayet işleyecek birisi böyle mesajlar atmazdı. Düşünemeden hareket etmiş ve Derin'i oldukça incitmişti.

-Sen şimdi o mesajları bilerek yazdığımı filan düşünürsün diye söylüyorum, eğer öyle bir şey yapacak kadar uyanık bir insan olsaydım telefonu olay yerinde unutacak aptallığı yapmazdım.

Derin'e doğru tekrar yaklaştığında, Derin aynı katile yaptığı gibi elini durması için havaya kaldırdı.

Çağıl, Derin'in kaldırdığı kolundaki morlukları gördüğünde ona böyle davrandığı için pişman olmuştu.

-Derin, ben...ben

-Sus, dedi Derin ardından gözlerinin içine bakarak konuştu.

-Benden şüphelenmen oldukça normal, ne yaparsam yapayım bana inanmayacak olman da...yine de bana böyle davranmamalıydın, ben kendimden şüphe ederken ve en başta sen benim masumiyetime inanmışken bana böyle davranmamalıydın...
Umarım annenin katillerini bir an önce bulursun ve umarım hepsi hakettikleri cezayı çeker, hatırladığım kadarıyla dört ya da beş kişiydiler...bugün beni tehdit eden o adam da onlardan biriydi eminim...yüzlerini gördüğümü sanmıyorum, ne kadar çabalasam da gözümün önüne gelmedi çünkü...hatırladıklarım bunlar ve o gece başka bir şey gördüğümü sanmıyorum...benden bu kadar, senin için veya annen için yapabileceğim başka hiçbir şey yok."

Bu bir veda konuşmasıydı ve bu sefer Derin, Çağıl'ın hayatından tamamen çıkıyordu.

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin