-33-

46 19 7
                                    

Keyifli okumalar... 🦋

Arabadan nasıl indi, merdivenleri nasıl çıktı bilmiyordu. Sertçe kapıya vurdu  yumruklarını. Elinin kapıya sürtünen yerlerinin moraracağına emindi ve şu an bunu zerre umursamıyordu.

Kapının açılmadığı her saniye kalbindeki korku artıyordu.
Elleri acısa da durmadan kapıya vurmaya devam ediyordu. Ve şimdi ruhsal acıların fiziksel acıları unutturacak kadar can yakıcı olabileceğini anlıyordu.
...

Bir süre sonra kapı açıldığında karşılaştığı görüntü ve bu görüntünün sebebinin kendisi olduğu gerçeği ateş misali yakmıştı kalbini.

Ayakta durmakta zorlandığı belli olan Çağıl, tuttuğu kapı kurpuna dayamıştı bedenini. Yüzünde morluklar, dudağının kenarında kurumuş kan lekeleri vardı. Elindeki yaralar da daha berbat bir haldeydi.

Ne demeliydi şimdi Derin, ne denirdi ki bu durumda?
Baktı, karşısında acısından yüzü buruşmuş Çağıl'a. Herhangi bir tepki vermiyordu ya da tepki verecek kadar hali kalmamıştı.

Sendeledi, eli kapı kurpundan ayrıldı ve geriye doğru savruldu. Derin hızla ona doğru davranıp düşmesine engel oldu. Çağıl'ın başı omzuna düştü,  Derin'in gözünden akan bir damla yaş da Çağıl'ın boynunda son buldu.

Derin ayakta durmakta zorlanırken, insanüstü bir çabayla içeri çekti onu. Koltuğa yatırdı, incinmesinden korktuğu için oldukça yavaş bir biçimde. Gerçi yeterince incinmiş gibiydi zaten...

Uzun arayışlar sonucunda evde bulduğu ilk yardım çantasıyla Çağıl'ın yüzündeki yaraları temizledi. Evi kurcaladığı için kendini kötü hissetse de başka çaresi yoktu.

Elindeki pamukla yaralarını temizliyor ve Çağıl'ın arada yüzünü buruşturmasından canını yaktığını anlıyordu, bunun üzerine hareketlerini daha fazla yavaşlatıyordu.
...

Elinden geldiğince yaraları temizledi ve sardı. Daha fazla ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Uyanmasını beklemek isterdi fakat aşağıda bekleyen abisi onu burada bırakmamak konusunda kararlıydı. Hastaneye götürse abisinin başı yanardı ve Derin'in bunu yapmasına asla izin vermezdi.

Çağıl'ın yaraları ölümcül derecede ağır gözükmese de oldukça uzun süre canını yakmaya devam edecek gibiydi...

Evden çıkmadan önce masanın üzerinde duran kağıtlardan birine not yazıp bırakmaya karar verdi.

"Özür dilerim, bunların yaşanmasına engel olmalıydım.ve bunu istemeye ne kadar hakkım var bilmiyorum ama gözlerini açtığında bana iyi olup olmadığını söyle lütfen."

Notun altına ismini yazıp notu masaya bıraktıktan ve Çağıl'ın üzerini örttükten sonra istemeye istemeye çıktı evden. Aşağı indiğinde abisinin yüzüne dahi bakmadan bindi arabaya...

Yol boyunca hiç kimse tek kelime etmemişti. Eve girdiklerinde de hala konuşmamakta kararlı gibiydiler. Fakat Derin, daha fazla içindeki öfkeyi tutamıyordu.

"Seni tanıyamıyorum gerçekten. Nasıl böyle bir şey yaptın anlam veremiyorum...Sen kötü biri olmuşsun, hem de çok kötü..."

Odasına geçtiğinde ağlaması şiddetlenmişti. Artık Çağıl yoktu hayatında ve abisini de kaybettiğini biliyordu. Asıl şimdi; yalnızlık, ip misali boynuna dolanmış Derin'in nefesini kesiyordu ve Derin asla o ipi engellemeye çalışmıyordu. Engellemeye çalışsa da o ip kendisini öldürmeye kararlı gibiydi ve onu durdurmaya yetecek güç yoktu Derin'de.

...

Vizelerim başlıyor, o yüzden bu bölüm biraz gecikti ve biraz kısa oldu. Diğer bölümleri daha uzun tutmaya çalışacağım ve arayı açmadan yayınlayacağım.

Destek olan herkese çok teşekkür ederimm.🐞

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin