The Transmigration Routine of Always Being Captured by ML

Bölüm 35: The Wild Dragon Proud Days 1.35

[1] " Zhen ": Kraliyet Ben veya Biz. İmparator kendini böyle ifade ediyordu.

[2] " Taijian ": hadım edilmiş erkekler olan hadımlar, taijian ile aynı değildir, çünkü taijian, imparatorluk sarayında ve hükümette hadım edilmiş erkekler tarafından işgal edilen belirli pozisyonlara atıfta bulunur.

[3] " Xiao de ": Ben (bir üst ile konuşurken)

[4] " Gongzi ": bir memurun oğlu; soyluların oğlu; oğlun (şerefli)

[5] " Niangniang ": sadece imparatoriçe veya imparatorluk cariyelerine uygulanması gereken sonek.

Qin Yu, Büyük Salon'daki en yüksek koltukta oturuyordu, aşağıda diz çökmüş subaya soğukça bakarken gözleri tehlikeli bir şekilde kısıldı. Parmakları birkaç kez oturduğu sandalyenin koluna hafifçe dokundu. Sadece birkaç hafif vuruş olmasına rağmen, yere düşen bir iğnenin sesinin bile, diz çökmüş görevli gibi duyulduğu sessiz salonda, aşağıdaki yetkililerin çoğunun kalbinde ağır bir darbe oldu.

"İmparator'dan İmparatoriçe'ye taç giydirmesini istemek, olmasa bile, bu konu haremi genişletmek için birkaç dişiyi cariye olarak almanın gerekli olduğunu düşünüyor." Uzun bir sessizlikten sonra, beyaz saçlı yaşlı bir memur sadece kurşunu ısırdı ve sıkılı dişlerinin arasından vücudu titriyorken diyebildi.

"Zhen'in [1] meselesi, bununla ilgilenme sırası ne zaman sende?" Qin Yu'nun büzülmüş dudakları gerildi, onu tanıyan insanlar bunun Qin Yu'nun çok mutsuz olduğunu gösterdiğini biliyordu.

"İmparator, bu eski memur senin adına karar vermeye cesaret edemiyor ama sen tahta çıktığından beri beş yıldır hareme kimse girmedi, üstelik şimdi..." Subay sustu, cümlesinin son kısmını demedi ama anlamı açıktı. Qin Yu'nun şu anda bir erkekle ilişkisi olduğu, kraliyet ailesinin uygun insan ilişkilerine uygun olmayan, İmparatorun birçok kadını hareme alacağı, tohumunu yayacağı ve birden fazla çocuğu olacağı yerde. Qin Yu'nun yapması gereken bu.

Qin Yu'nun gözleri daha da tehlikeli hale geldi, tıpkı bir buz bıçağının aşağıdaki diz çökmüş görevliyi sıyırması gibi, odanın sıcaklığı bir kez daha birkaç derece düştü.

Diz çökmüş görevli hemen sırtından aşağı daha da fazla soğuk ter aktığını hissetti, neredeyse kalın mahkeme kıyafetlerini ıslattı.

"O." Qin Yu hafifçe kıkırdadı, gözleri alay doluydu, "Bu ülke benim, zhen zhen ne isterse yapabilir. Zhen'in bir İmparatoriçe taçlandırmasını bu kadar çok istediğiniz için, zhen o kişiyi Erkek İmparatoriçe olarak taçlandıracak, o kişi olduğu sürece zhen yapacak. Zhen'in haremindeki tek kişi o olacak."

"İmparator!" Diz çökmüş görevli hemen başını kaldırdı ve yumruğunu diğer elinin üzerine koydu ve "Bu mantıksız, kraliyet ailesinin böyle bir önceliği yok, İmparator, lütfen üç kez düşünün!" dedi. Yetkili, Qin Yu'ya bakıyordu ve konuşurken selam verdi.

"İmparatordan üç kez düşünmesini istemek!" Bu görevlinin ardından arkadaki diğer görevliler de dizlerinin üzerine çöktü.

"Kurallar insanlar tarafından belirlenir ve daha önce böyle bir hüküm olmadığı için zhen emsal oluşturacak ve ilk kişi olacaktır." Qin Yu, ayağa kalkmadan önce aşağıdaki diz çökmüş adama soğukça baktı, "Madem hepiniz diz çökmek istiyorsunuz, o zaman sadece diz çökün, zhen hepinize eşlik etmeyecek ve önce emekli olacak." Sonra diz çökmüş yetkilileri umursamadan uzaklaştı.

Kapıya ulaştığında, Qin Yu adımlarını durdurdu, arkasını döndü ve soğuk bir şekilde, "Yedi gün sonra, zhen ülkemizin İmparatoriçesi'nin taç giyme törenini yapacak. Sevgili yetkililer, katılmayı unutmayın."

Kapının dışında bekleyen taijianlar [2] ve saray hizmetçileri de Qin Yu'nun vücudundan gelen alçak basıncı hissettiler, hepsi de orijinal olarak eğik olan başlarını daha da aşağı gömdüler.

Taiji şefi Chen Fen, Qin Yu'nun yanına yürürken vücudunu büküyordu ve dikkatlice fısıldadı, "İmparator, bundan sonra nereye gitmek istiyorsun?"

Qin Yu ona soğuk bir bakış attı, "Başka nereye gidebilirim?"

Chen Fen hızla diz çöktü, "Xiao de [3] kafası karışmıştı, bu yüzden saçma sapan konuşuyordu, lütfen beni bağışlayın, İmparator. İmparator doğal olarak Su gongzi'nin [4] yerine geri dönüyor."

"O, Zhen'in İmparatoriçesi."

Chen Fen'in hemen bedeni boşaldı ama duruşunu çabucak düzeltti ve "Evet, bu İmparatoriçe niang..." dedi. Niangniang [5] bir kadın olarak adlandırılırdı, ama Su gongzi bir erkekti, ona niangniang dedi çok garipti.

Qin Yu bunu duyduğunda, soğuk yüzü yavaş yavaş gevşedi, biraz gülümseme ortaya çıkardı, Chen Fen'in ayağını hafifçe tekmeledi, "Tamam, hala zekisin, git zhen'in sedanını hazırla."

"Evet, İmparator." Sanki affedilmiş gibi, Chen Fen ayağa kalktı ve hızla sedanı hazırlamaya gitti.

......

Li Luo'nun göğsü şiddetle aşağı yukarı hareket ediyordu, gözleri yarı kapalıydı ve küçük ağzından nefes alıyordu, ince bir ter tabakası tüm vücudunu kaplıyordu, bacakları zaten yumuşamış ve yumuşamış olsalar bile hala Qin Yu'nun beline dolanmıştı. Artık gücü kalmamıştı.

Qin Yu eğildi ve Li Luo'nun ağzını öptü, faaliyetlerine devam etmedi, tersine döndü ve Li Luo'ya sarıldı, boynunu hafifçe öperken, "Mucheng, yedi gün içinde bizi evlendireceğim. . Evlendikten sonra sen benim İmparatoriçem, tek eşim olacaksın ve sonsuza kadar birlikte olacağız. On yıl sonra, İmparatorluğumu miras almak için seçkin bir çocuk seçeceğim. Daha sonra İmparatorluk Sarayı'ndan ayrılacağız ve ülkemin her yerini gezmeye gideceğiz, bu nasıl?"

Sanki Li Luo'nun karmakarışık kafasına aniden bir yıldırım çarpmış, onu hemen ayıltmış ve sonra boş boş hareketsiz kalmıştı.

Ne, evlenmek mi?! Yanlış duymadı değil mi?

Qin Yu'nun sözlerini duyduktan sonra, Li Luo artık hiçbir şey dinlemedi, sadece bu iki kelimeyi -evlendirerek- tüm zihninin meşgul olduğunu hissetti. Hayır demek istedi, ancak reddettiğini duyduktan sonra Qin Yu'nun koyu ten rengi düşüncesiyle, kafa derisi yardım edemedi, anında uyuştu, bu da dürtülerini durdurdu.

Sadece o inatçı yetkililerin Qin Yu'nun bu çılgın hareketini durdurabileceğini umabilirdi. Ne de olsa, eski zamanlarda, bir adamı İmparatoriçe olarak taçlandırmak için düşünceleri hala eski modaydı, sadece tuhaftı. Qin Yu'nun önünde kendisine cadı diyen yetkiliden derhal kurtulacağı ve tekrar konuşmaktan korkacak şekilde halkın niyetlerini doğrudan bastıracağı aklının ucundan bile geçmemişti.