The Transmigration Routine of Always Being Captured by ML

Bölüm 21: The Wild Dragon Proud Days 1.21

" Daren " - yetişkin, statüye atıfta bulunmak için kullanılan genel terim." Ge/gege " - ağabey

Qin Yu sessizliğini koruyordu ama siyah gözbebekleri yoğunlaşarak görünmez bir fırtınaya dönüşmüş gibiydi. Tüm vücudu, az önce ağzını açan askerin hemen sakinleşmesini sağlayan ağır bir baskı yaydı. Asker, bir an önce söylediği sözler hakkında gizlice düşünmekten kendini alamadı. Komutan Daren'in yüzünün aniden değişmesine neden olacak, söylememesi gereken bir şey söylemiş miydi?

Qin Yu'nun teni bir süreliğine çirkindi ve hemen ardından bir şeylerin yanlış olduğu hissine kapıldı. Li Luo ve Liu Ruoyan dışarı çıksalar bile, bu kadar geç dönmeleri pek mümkün değildi. Kenarda duran askere baktı ve "Gidip bana üç bölük devriye askeri getirin, ne kadar erken olursa o kadar iyi!" dedi.

"Evet!" Komutu alan asker hızla ayrıldı, otuzdan fazla kişiyi getirmek sadece kısa bir süre aldı.

Qin Yu görevleri ayarladıktan sonra, otuzdan fazla kişi dağıldı ve şehri aramaya başladı.

Qin Yu orada kalıp haberleri beklemedi ama otuzdan fazla insanla birlikte henüz geri dönmeyen Li Luo ve Liu Ruoyan'ı aramaya gitti.

Ay gökyüzünün ortasında olmasına rağmen, festival nedeniyle sokaklar hala parlaktı, insanlar gelip gidiyordu.

Qin Yu, sokakta yan yana yürüyen çiftlere ve ellerinde taşıdıkları fenerlere baktı, orijinal çirkin ten rengi aniden daha da çirkinleşti. Li Luo'nun Liu Ruoyan ile böyle özel bir festivale katılmayı kabul edeceğini beklemiyordu.

İyi çok iyi! Qin Yu dişlerini gıcırdatırken ve çatıdan atlarken düşündü.

Bu borcu yüreğine yazardı. Hesapları kapatma zamanı gelene kadar bekle, Mucheng'in her birine düzgün bir şekilde geri ödeme yapmasını sağlayacaktı.

Qin Yu'nun kalbi endişeli ve kızgındı, adımlarının hızı da hızlandı.

......

Otuzdan fazla kişi gecenin bir yarısında şehrin neredeyse tüm yerlerini araştırdıktan sonra, sonunda Liu Ruoyan'ı küçük bir sokakta ve başı eğik, bir duvara yaslanmış halde buldular.

İyi görüşlü bir asker, Liu Ruoyan'ın içinde bulunduğu durumu görür görmez, onun uyku akupunktur noktasının mühürlendiğini hemen anladı, ama bunu öğrenen kimse yoktu.

Qin Yu bildirimi aldıktan sonra, sanki rüzgarı ayaklarının altına almış gibi, olay yerine en hızlı şekilde geldi.

Liu Ruoyan'ın gözleri hala kapalıydı ve aynı duruşta duvara yaslanmıştı - Qin Yu'nun izni olmadan, kimse Liu Ruoyan'ın akupunktur noktasını serbest bırakmaya cesaret edemedi.

Qin Yu parmaklarından birini uzattı ve Liu Ruoyan'ın akupunktur noktalarını serbest bıraktı. Uyandıktan sonra Liu Ruoyan'ın biraz sersemlemiş göründüğünü gören Qin Yu, hemen öne çıktı ve Liu Ruoyan'ın omzunu tuttu. "Mucheng nerede?" Diye sorduğunda teni ağırdı.

"Mucheng gege...Mucheng gege..." Liu Ruoyan gözlerini kocaman açtı, iri gözlerinde hemen panikli bakışlar belirdi. "... o gitti mi?" Bayılmadan önce olanları düşününce yüzü sarardı.

"Bu insanlar, Mucheng gege'yi alan o insanlar olmalı!" Liu Ruoyan yüksek sesle söyledi. Sonra sesi yavaşça alçaldı, iri gözlerinden yaşlar akıyordu, "Eğer Mucheng gege'nin fener alması için ısrar etmeseydim, böyle bir şey olmayacaktı...hepsi benim suçum..." Bu noktaya kadar konuştuktan sonra, Liu Ruoyan yüzünü iki eliyle kapattı ve yüksek sesle bağırdı.