Kayıp çocukların takıldığı yer gerçekten korkutucu bir yerdi. Şehirden uzakta eski bir hastaneyi mesken tutmuşlardı.
Ormanın ortasında zarzor dikilen hastanenin duvarları grafitiler ile doluydu, bazı pencereleri tahtalar ile kapatılmıştı.
Etrafta teneke bidonların içine ateş yakmış mavi bandanalı kız erkek karışık gruplar vardı hastanenin kapısına doğru yürürken tüm gözler üzerimdeydi ve bu rahatsız ediciydi.
Kapıda kollarını göğsünde birleştirmiş kafası traşlı ve piercingli bir kız beni durdurdu. Benimle aynı yaşta olmasına rağmen oldukça uzundu "Kimsin?" Dedi.
Sesimi düz tutmaya çalışarak "Sokak köpeklerindenim. Barlas ile konuşmaya geldim" dedim. Kız alaycı bir şekilde güldü "Barlas herkes ile görüşmez" dedi.
Kafamı salladım "Anlıyorum öyleyse ona geldiğimi söylemeye ne dersin" dedim, kız tiksinen bir ifade ile bana baktı üzerine eğilip "Belki bilmiyorsun velet ama Kayıp Çocuklar, Sokak Köpeklerini pekte sevmez. Şimdi kaybol" dedi.
Düz bir ifade ile yüzüne baktım "Barlas'la görüşeceğim" dedim. Kız öfkeyle bir şeyler söyleyecekken hastanenin içinden nazik ve tatlı bir ses "Kızıl çocuk!" dedi.
Kaşlarımı çattım yana eğilip sesin sahibine baktım. Hiçte böyle bir yere ait durmayan sarışın yeşil gözlü tatlı bir çocuk bana gülümseyerek bakıyordu çenesinde belli belirsiz bir ben vardı. Gülümseyerek yanımıza geldi kıza dönüp "sorun yok Melek, Barlas'ın geleceğinden haberi vardı" dedi.
İstemsizce güldüm "ismin Melek'mi?" Dedim, kızın sert bakışları tekrar bana döndü "bir sorunun mu var" dedi, korkuyla yutgundum kendi bölgemde değildim biraz daha nazik olabilirdim belki "Yoo hiç yok sana çok yakışan güzel bir isim" dedim.
Sarışın çocuk birden elimden tuttu "Hadi gel, tam zamanında geldin Barlas'ta yemek yiyecekti" dedi, ve beni hastanenin içine sürükledi.
İçerisi dışarıdan daha iyiydi, her koridor başında yada odada yanan bir teneke bidon vardı. Bu kadar yakacağı nereden buluyorlardı ki. Gerçi ormanın ortasında yaşıyor sayılırlardı. Gördüğümüz herkes önümde yürüyen sarışın çocuğa yol veriyor ve saygı ile duruyordu. İyi bir hiyerarşi sağlamışlardı.
Sarışın çocuk "ismim Güneş, Barlas'ın sağ koluyum. Barlas'ın arkadaşı benimde arkadaşımdır" dedi etrafı seyretmeyi bırakıp ona baktım "Barlas ile arkadaş olduğumuzu sanmıyorum" dedim.
Güneş bana tek kaşını kaldırarak baktı "Öylemi ama o senden bir arkadaş gibi bahsetmişti" dedi, nazikçe gülümsedim "Gerçekten mi o kadar çok konuşmadık bile ama" dedim.
Güneş önce gülüp sonra birden ciddileşti "şaka yapıyorum salak" dedi, anlık ruh değişimi ile afalladım küçümseyen bakışları bana döndü "Sen kimsin ki Barlas ile arkadaş olasın" dedi.
Yanlış bir şeymi söyledim acaba diye düşünürken birden eski haline geri geldi "şaka yaptım" dedi, çocuk gibi bir sesle.
Onun değişen ruh haline ayak uyduramazken sonunda bir kapının önünde durduk yine aynı çocuk sesiyle "Barlas~ misafirin geldi" dedi
Barlas tüm binadan farklı olarak duvarları boyalı gerçek pencereleri ve mobilyaları olan bir odada kalıyordu. Bütün bunları yapacak parayı ona abisi mi vermişti?
Barlas oturduğu deri koltuktan bana baktı üzerindeki mavi deri ceket dışında bütün kıyafetleri siyahtı. Bu çocuğun maviye fetişi vardı kesin.
Barlas gülümseyerek "Gel Kayra bende seni bekliyordum açıkçası biraz geç kaldın" dedi, ensemi kaşıyarak onun karşısında ki koltuğa ilerledim "Şey üzgünüm gitmem gereken bazı yerlerde vardı" kesinlikle yalandı bu yeri bulana kadar tam dört kez kaybolmuştum gerçekten iyi saklanıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE [gay]
ActionKaranlık Dünya, pis zihniyetli insanların pis işler çevirdiği bir alt dünyadır. Kayra ve Barlas birbirlerinden bağımsız şekilde bu korkutucu dünyadan kurtulmanın hayaliyle büyürler ancak büyüdükçe hayat onların ışığa çıkan bütün yollarını kapatır ve...