53.

57 2 1
                                    

Merdivenlerden aşağı indikçe duvarlar daralıyor ve ışık azalıyordu. Sadece kendi ayak seslerini dinlerken en alt kattaki tahta kapının önüne gelince odadaki konuşmalar kulağına çalınmaya başladı.

"Anneme küfür etmeyi bırak! O öldü!"

Kilidi bozuk kapıyı itip içeri girdiğinde kanlı dişleriyle sırıtan Kuzey'in karşısındaki çileden çıkmış Ecel'e tek kaşını kaldırarak baktı.

Dikkatlice bakınca Kuzey'in iki elininde oturduğu sandalyenin kollarına çivilenmiş olduğunu fark etti. Dövmelerle kaplı üst bedeni çıplaktı ve kot pantolonunda kan izleri vardı. Saçları darma dağınık ve tek gözü şişip kapanmıştı. Tüm bunlara rağmen Ecel ile uğraşacak kadar iyi hissediyor olmalıydı.

Oktay'ın dudakları kıvrıldı. Odaya girip kapıyı arkasından kapattı -yani denedi çünkü kapı gıcırdayarak kapanmayı reddetti- ikinin yanına adımlayıp sinirden köpüren Ecel'e baktı.

"Bu kurnaz tilkinin seni yönetmesine izin verme."

Ecel yüzünü buruşturdu "İşgencenin bir adabı vardır, tamam mı! Parmaklarına kırarken onu sikiyor muşum gibi 'daha sert' diyen birine işgence edemem. Hiç eğlenceli değil!" Dedi.

Oktay elini Ecel'in omzuna koydu. Omzundaki sargıları ince gömleğinin altından hissedince irkildi. Onu daha önce bir kere, yanlışlıkla, sargıları olmadan görmüştü. Gördüğü en iğrenç şeydi.

"Bundan sonrası bende merak etme."

Ecel, Kuzey'e iğrenir gibi bakıp ceketini giyip kafasınada geniş kenarlı şapkasını geçirdi. Bu şekilde sargılarını bir nebze oldun kapatabiliyordu.

Ecel odadan çıkacakken Kuzey çenesini dikleştirip "Sonra görüşürüz orospu çocuğu!" Dedi.

Ecel hızla arkasını dönüp dişlerinin arasından "Nasılsa öleceksin. Umarım bunu yapan ben olurum." Dedi ve homurdanarak odadan çıkıp kapıyı sertçe kapatmaya çalıştı ama kapı kireçlare çarpıp gıcırdayıp sallanarak geri açıldı.

Oktay bakışlarını kıkırdayan Kuzey'e çevirdi. Kuzey bir nefes verip sandalyeye yaslandı "Ne zaman öldüreceksiniz beni?" Dedi.

Oktay omuz silkti "Ece seni bana emanet etti. Yani ben ne zaman sıkılırsam o zaman, eğer yaşamak istiyorsan beni eğlendirmeye devam et." Dedi.

Cebinden sigarasını çıkarıp kendine bir dal aldı sonrada Kuzey'e uzattı "İster misin?" Dedi, Kuzey bir pakede birde Oktay'a baktı sonrada çiviyle sandalyeye sabitlenmiş ellerine dönüp "Seninle sigara paylaşmayı inan çok isterdim ama ellerim dolu." Dedi.

Oktay gülerek pakedi cebine koyup çakmakla sigarasını yaktı, ağzında sigarası olduğu için boğuk bir sesle "Sen burada Ecel ile oyunlar oynarken dışarıda çılgın şeyler oluyor." Dedi.

Sigarasını eline alıp dumanı dışarı bıraktı. Kenarda başka bir sandalye olmasına rağmen yan bir şekilde Kuzey'in kucağına oturdu "Yek geri geldi. Onu tanıyorsun değil mi?" Dedi.

Kuzey bulundukları pozisyondan rahatsız olsada ses çıkarmadı bunun yerine soruya odaklanıp "Daha önce Tilki adında düzenli bir müşterim vardı. Bir kere yanında Yek'i de getirmişti. Vücudundaki bir kaç dövmeyi ben yaptım." Dedi.

Oktay kolunu Kuzey'in omzuna atıp sigaradından bir duman çekti "Ece, Kayra'yı geri aldı." Dedi.

Kuzey hiç bir tepki vermedi, sadece "Savaş biliyor mu?" Dedi.

Oktay sırıttı "Muhtemelen biliyordur. Delirmiş durumda olmalı. Hem oğlu gitti hemde karısı." Dedi.

Kuzey bakışlarını kaçırıp "İnci'nin yokluğuna çoktan alışmıştır." Dedi.

ÇETE [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin