38.

92 5 1
                                    

İzledikleri ara sokaktan geçen bir gurup kurta bir deponun çatısından bakıyorlardı. Gurubun içinde silah taşıyan yoktu bu yüzden onları kendi bölgelerine "nazik" bir dille geri yollamak dışında bir şey yapmıyorlardı.

Emre yanındaki Erdem ile çatının kenarından geçen gurubu izlerken "Kalanları sen halledersin ben artık dönüyorum." Dedi.

Erdem bir eli kemerindeki silahındayken "Neden hiç birini vurmuyoruz?" Dedi.

"Çünki Sokak sana yapmamanı emretti. Yeterli değil mi?"

Erden hışımla Emre'ye dönüp "Hayır değil, onlar benim himayemdeki insanları öldürdüler." Dedi.

Emre kaşlarını kaldırıp "Onlar mı?" Dedi, gözleriyle gurubun içerisinde annesinin elini tutarak ilerleyen yedi-sekiz yaşlarındaki çocuğu gösterip.

Erdem dişlerini sıktı "Onlar bizi öldürürken bu kadar detaylı düşünmedi." Dedi, Emre iç geçirip "Erdem nasıl hissettiğini anlıyorum ama inan bana ne kadar Kurt öldürürsen öldür hiç bir şey değişmeyecek." Dedi.

Erdem, anlayışlı gözlerle Emre'ye bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. kafasını çevirip "Üzgünüm. Sen bunun nasıl olduğunu benden daha iyi biliyor olmalısın. Babanı aramızdan alanda Kurtlardı sonuçta. Sen bu kadar sakinken böyle yaptığım için utandım şimdi." Dedi.

Emre'nin omzunu sıkıp "Burayı ben hallederim kardeşim, kusura bakma görüşürüz." Dedi.

Emre, Erdem'in arkasından bakıp ellerini ceketinin cebine sokarken "Patavatsız herif." Diye söylendi. Çatıdan inmek için yangın merdivenlerine yöneldi.

****

Kayra'nın verdiği konumla Kayıp Çocukların mekanına sürdü. Garip bir şekilde Kayra onu karışık yollar yüzünden kaybolabileceğine dair uyarsada o tek seferde mekanı bulup arabasını kenara park etti.

Eski hastaneye doğru yürürken oldukça düz bir yüz ifadesi vardı. Kapıdan içeri girdiğinde tanıdık olan tek yüze doğru adımladı.

Melek karşısındaki iki çocuğa bir şeyler söyleyip hafifçe kollarına vurdu ve yanından gönderdi.

Emre çocukların arkasından kısaca bakıp Melek'e döndü "Belirsizler mi?" Dedi, Melek, Emre'yi kısaca süzüp "Evet, sizin aksinize yetenekli olanlara her zaman saygı gösteririz." dedi.

Emre omuz silkti "Kuralları ben yazmadım." Dedi.

"Herneyse, buraya Güneş için mi geldin?"

"Asıl sebebim o değil. Kayra, Yaprağın, Sokak Köpeklerine teslim edilmesini istiyor."

Melek anında kaşlarını çattı "Anlamadım?" Dedi

"Sakin ol. Muhtemelen sadece onun ne durumda olduğunu merak ediyor. biliyorsun Kayra'da Bahçeden geliyor, onun için endişeleniyor olmalı. Yaprak buraya dönmek isterse onu zorlayacak değil."

Melek ellerini beline koyup bir kaç saniye düşünüp kafasını salladı "Pekala ama bende geleceğim." Dedi, Emre kafasını sallayıp "Nasıl istersen." Dedi.

"Gidip Yaprak'a haber vereyim."

Melek tam gidecekken onu durdurup "Bekle, Güneş nerede gitmeden onuda görmek isterim." Dedi, son görüşmelerinden beri şaşırtıcı şekilde hiç aramamıştı. Garipti çünkü Güneş'in en sevdiği aktivite Emre'yi olur olmadık her yerde ve her zamam taciz etmekti. Onun çocuksu sesini özlemişti.

Melek bakışlarını kaçırıp "Güneş'in kişilik bozukluğu olduğunu biliyorsun. Ona biraz zaman ver." Dedi.

"Nasıl olduğunu biliyorum, yanında olmak istiyorum."

"Sen bilirsin. Üst katta, ameliyathanelerin olduğu tarafa doğru git. Zaten fark edersin."

Melek'in tarif ettiği gibi üst kata çıkıp ameliyathanelerin olduğu koridorda ilerledi. Burası diğer yerlerin aksine daha soğuktu ve aydınlatılmıyordu.

Önündeki bozuk, otomotik kapıdan geçtikten sonra yerdeki dağılmış ameliyat malzemelerine doğru ilerledi. Kafasını çevirip karanlık ameliyat odasına doğru baktı.

Karanlık odaya girdiğinde beyaz çarşaflı ameliyat masasının üzerinde bacaklarını kendine çekip oturmuş Güneş'e baktı. Çenesini dizlerinin üstüne yaslamış küsmüş bir çocuk gibi oturuyordu.

Yumuşak bir sesle "Güneş." Diye seslendi. Sarışın çocuk tembel bir şekilde gözlerini Emre'ye çevirip kısaca baktı ve önüne döndü.

Emre hafifçe kaşlarını çattı. Normalde Güneş'in çoktan boynuna sarılıp ona kalp krizi geçirtecek şeyler yapması gerekiyordu.

Temkinli adımlarla sarışının yanına gidip oturdu "Bir sorun mu var yavrum?" Dedi, bir kaç saniye sessizliğin ardından sarışın fısıltı gibi bir sesle "Ben bunu istemedim..." dedi.

Emre uzanıp güven verecek şekilde onun saçlarını okşamaya başladı "Anlat bana ne olduğunu hadi." Dedi.

Sarışın yine donuk bir sesle "Bir bebek öldü... ve bunu sorun eden tek kişi benim..." dedi, Emre ilk duraksasada kendine gelip yanındaki çocuğa belli etmemeye çalışatı.

"Tam olarak ne oldu anlatmak ister misin?"

Çenesini dizlerinden ayırıp Emre'ye döndü "Sen umursayacak mısın?" Dedi.

Emre kafasını salladı "kesinlikle." Dedi.

Önüne dönüp parmaklarıyla oynamaya başladı "Barlas öldürdü. Benim yüzümden. Beni vurabilirdi. Ne önemi vardı ki. Beni vurmalıydı. Ben hiç bir işe yaramıyorum." Dedi.

Emre kolunu ona destek vermek için sardı ve sessizce onun içini boşaltmasınu bekledi. Sarışın "Benim buraya katılmaktan başka şansım yoktu... ya onların dediğini yapacaktım yada fahişelik yaparken ölecektim. Bende diğerleri gibi okula gitmek istiyordum..." kafasını dizlerine gömüp sessizce hıçkırdı.

Emre iç geçirdi "Bende okula gitmek isterdim." Dedi, sarışın boğuk bir sesle "Sende mi okula gitmedin?" Dedi.

"Ailem öldürülmeden önce okula giderdim. Şimdi o zamanlardan kalan bütün anılarım bulanık. Babamın yerine geçmek tek amacım haline geldiği için o günleri çok düşünmezdim zaten."

"Çok kötü..."

Sarışının üstüne eğilip yumuşak bir sesle "Kendine haksızlık etme sen bir çok insan için çok değerlisin... en çokta benim için. Hayatıma giren yeni bir renksin. Senden önce beni gerçekten güldüren bir şey hiç olmamıştı. Sen olmadan yapamam Güneş." Dedi.

Sarışın birden kafasını kaldırdı yüzü hafifçe seğirdi sonra sanki yanaklarını ıslatan göz yaşları hiç var olmamış gibi gülümseyerek Emre'ye baktı "Gerçekten mi!?" Dedi.

Emre bu ani ruh hali değişimiyle ilk irkilsede gülümsedi "Ben asla şaka yapmam." Dedi.

Güneş, Emre'nin boynuna sarılıp ufak bir sevinç çığlığı attı "Seni iyiki sevmişim Emre!" Dedi.

Emre hafifçe güldü ellerini onun beline sardı "Az önce başka bir kişiliğinlemi konuşuyordum acaba?" Dedi.

Güneş omuz silkti "Regl olmuşum gibi düşün ve onu görmezden gel." Dedi.

"Sen erkeksin Güneş."

"Bu regl olamicam anlamına gelmiyor."

"Aslında geliyor."

"Kim bilir."

Güneş oyuncu bir tavırla konuştuğunda Emre kaşlarını çattı gözleri hafifçe aşağı kaydı sonra kafasını sallayıp "Tamaam, şu an benimle dalga geçiyorsun." Dedi.

Güneş bir kahkaha attı Emre'nin yara izini öpüp "Çok tatlısın." Dedi.

ÇETE [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin