11.

220 11 6
                                    

Giray'ın düzenlediği baloya Emre ile gelmiştim. Önünde durduğumuz lüks otel içindeki insanlar ile birlikte gerçekten ürkütücü ama bir o kadarda asildi.

Üzerimdeki kurumuş kan rengindeki gömlek dışında her yerim siyahtı. Ceketimin kollarını düzelttim. Önceden bu tarz yerlere Savaş gelirdi bu yüzden belki bu kadar gergindim. Sadece pot kıracak saçma sapan bir şey yapmadan bu işi bitirmem gerekiyordu.

Yanımdan geçen garsonun taşıdığı tepsiden bir içki alıp etrafımdaki insanlara baktım. Sadece mafyaya destek veren iş adamları değil bazı çetelerin liderleride bu partideydi. Kadın erkek herkes çok şık giyinmişti. Mücevherler, pahalı takımlar ve arkada çalan yumuşak ritimli müzik, hepsi alışık olmadığım şeylerdi. Etrafa bakarken gözüme çarpan bedenle duraksadım "Kuzey?" Diye mırıldandım. Onun böyle bir yerde ne işi vardı ki?

Yüzünde her zaman gördüğüm gülümsemesi ile karşısındaki adamla konuşuyordu. O adamı da tanıyordum ama ismini bilmiyordum. Sanırım yurt dışından silah ticaretine destek veren bir tekstil şirketinin başındaki herifti. Yanlarına vardığımda Kuzey beni anında fark etmişti.

"Kayra? Bu parti işlerinidemi senin üstüne yıktılar yoksa?" Dedi, gülümseyip omuz silktim "Ne demek istiyorsun? Bir partiye katılmak benim için asla iş sayılmaz. Peki sen buraya nasıl geldin?" dedim, Kuzey abi omuz silkti "Ben aslında oldukça sevilen bir belirsizim biliyorsun." dedi.

Yanımızdaki adam tek kaşını kaldırarak bana baktı "Ben seni bir yerden tanıyor muyum?" Dedi, Kuzey abi elini omzuma koyup "Sokağın manevi oğlu" dedi, adam anında bana döndü "Bir belirsiz olarak yaşamayı seçtiğini duymuştum. Fikrin değiştimi" dedi, alt dudağımı dişleyip "Pek sayılmaz" dedim, adam kaşlarını kaldırdı ama bir şey demdi.

Kuzey abi elimdeki içki bardağına kaşlarını çatarak bakıp "Çete dövmeleri abartılıyor" dedi, sonra bana gülümseyerek "Değilmi?" Diyip göz kırptı. Gülümsedim "Kesinlikle" dedim.

"Kayra" biri adımı seslendiğindiğinde kafamı çevirdim. Giray ve yanında bu partiye silah zoruyla getirilmiş gibi duran Barlas'a baktım. Yüzündeki istemediği bir eve misafirliğe götürülmüş çocuk ifadesi olan Barlas'a bakarken istemsizce aklıma Giray'ın anlattığı şeyler geldi.

Giray elimi sıkıp "gelmene çok sevindim umarım bu partiye seni davet etmemi sokak köpekleri ve mafya arasında ki barışı tazelemek için olduğunu anlamışsındır" dedi, daha önce onu savaş çıkarmakla suçladığım aklıma geldi, hala ondan biraz şüpheleniyordum. Mahçup bir şekilde gülümseyip "ah, o gün olanlar için kusura bakmazsın umarım" dedim.

Giray elini umursamazca sallayıp "hiç önemli değil. Hatta Sokağın yerine sen geçersen mafya ve sokak olarak büyük işler yapacağımızı düşünüyorum" dedi, dudaklarımı birbirine bastırıp "ah evet bunu düşünürüm" düşünmezdim, asla. Çete lideri olmam için delirmem lazımdı.

Gözlerim Barlas'a döndüğünde onunda beni sırıtarak süzdüğünü fark ettim "siyahlar yakışmış" dedi, gülümseyerek kafamı sallayıp "sağol, sende iyi görünüyorsun" dedim, gece mavisi ipek bir gömleğin üzerine siyah bir yelek giymişti, gömleğinin ilk iki düğmesini açık bırakmıştı. Altında bacaklarını saran gömleğiyle aynı renk bir kumaş pantolon ve cilalanmış siyah ayakkabılar vardı. Siyah saçlarını geriye doğru taramış buz mavisi gözlerini ortaya çıkarmıştı. Gerçekten çok iyi görünüyordu.

Barlas birden elimden tutup Kuzey ve Giray'a hitaben konuşup "siz iki yaşlı adam konuşun ben sevgilime etrafı göstereyim" dedi, gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Kuzey abide benim kadar şaşırıp "Kayra?" Dedi ama ben onu cevaplayamadan Barlas beni uzaklaştırmıştı.

Barlas'tan elimi kurtarıp yanında yürümeye başladım "biz ne zamandan beri sevgiliyiz" dedi, Barlas omuz silkip "olmasak bile o ikisinin yüzündeki ifadeyi yeniden görmek için olmalıyız" dedi, bir nefes verdim "insanları deli etmek gibi bir alışkanlığın var değil mi?" Dedim, Barlas muzip bir ifade ile bana bakıp kafasını salladı "nasılda iyi tanıyor beni" dedi.

ÇETE [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin