22.(Barlas)

137 4 0
                                    

Bir haftadır bu evdeydi. Her an bir ipin üzerinde yürüyormuş gibi gergindi. Babası ile yaşamak hayal ettiğinden bile kötüydü. Gözlerine doğrudan bakması bile yasakken durmadan evin içinde onu görüyordu.

Kardeşleriyle kaldığı eve ve Ömer'e dönmek istiyordu. Babasının söylediği şeylere güvenmiyordu. Ama düşünmüyorda değildi. Evden çıkması bu kadar sorun olan bir kendisi vardı.

Bahçedeki ağaçlardan birinin altına oturmuş yıllardır kapısından bile geçmediği evi izliyordu. Bu ev yıldız gibi parlak ve görkemli gece gibide karanlıktı. Geçmişten beri pek çok kişi kendi kardeşlerini, babasını yada annesini öldürmüştü. Sadece mafyanın tahtına oturmak için. Belki en küçük kardeş olduğu içindi ama asla o tahtı hayal etmemişti.

Arkasından gelen ayak sesleri ile irkilip geriye doğru döndü. Koltuğunun arasına birkaç kitap sıkıştırmış soluk tenli bir adam doğrudan kendisine bakıyordu.

Bir kaç adımda yanına gelip oturdu "bu gün evde değil rahat olabilirsin" dedi, Barlas kaşlarını çattı "sen kimsin lan?" Dedi.

Adam elini uzatıp "Giray" dedi, Barlas'ın kaşları havalandı "ha sen şu yeni annemin oğlusun. Aramıza hoş geldin" dedi ve Giray'ın elini sıktı.

Giray düm düz bir suratla eve dönüp "evet buna öylede denebilir. Teknik olarak beni o kadın doğurdu sonuçta" dedi.

İkiside sadece önlerindeki eve baktılar. Sessizliği Giray bozmuştu "ne kadar daha bu şekilde yaşayacaksın?" Dedi, Barlas hafifçe kaşlarını çatıp ona döndü "neden bahsediyorsun?"

"Baban her şeyini sana bırakacağını zaten söyledi. Artık buradaki işleri öğrenmen ve büyümen gerekmez mi?"

Barlas göğsündeki sıkıntıyla gergin bir nefes verdi. Neden bu hayata doğmuştu ki?

"Bunları düşünüyorum zaten merak etme"

Giray cebinden metal bir kutu çıkarıp içindeki cigaralardan birini aldı ve çakmakla yaktı "beni yanlış anlama sadece senin için endişeleniyorum. Abinler babanın evinde kalmaya başladığını duyunca seni izinsiz dışarı çıkaran bir kaç korumayı öldürmüş" dedi.

Barlas duyduğu şeyle irkildi. Giray tuhaf kokulu zehri havaya bırakırken "bir kaç hafta sonra babanın doğum günü olacak tüm aile toplanacaksınız değil mi? Onları görünce ne tepki vereceksin?" Dedi.

Barlas yutgunup parmaklarıyla oynamaya başladı "sence... gerçekten beni öldürmek mi istiyorlar?" Dedi, Giray omuz silkip "bilemem, sonuçta onlarla hiç tanışmadım ama tahmin edebilirim. Onların yaşadığı ve hissettikleri şeyleri" dedi, zehrinden bir duman daha çekti "sanırım benimde senin gibi bir kardeşim olsa bende seni öldürmek isterdim" dedi.

Barlas duraksadı "ben... zaten senin kardeşin sayılırım?" Dedi, Giray kaşlarıbı çattı "ah, doğru ama seni öldürmicem merak etme" dedi.

Barlas istemsizce güldü "sağol ya, birinin ölmemi istememesi iyi hissettirdi" dedi.

Giray elindekini yere atıp ayağa kalkarken "seni öldürmicem dedim, ölmeni istemiyorum demedim" dedi, elini ceketinin iç cebine atıp bir kart çıkarıp Barlas'a doğru attı.

Barlas kucağına düşen kartı eline aldığında bunun bir fotoğraf olduğunu fark etti. Sarı saçları olan ve kameraya deli gözlerle bakan bir çocuktu. Barlastan daha küçük duruyordu.

Giray "ismi Güneş, yarın baban için getirilecek. İstersen yarın o çocuğu arka bahçedeki duvarın oraya getirirsin ve onu birlikte kurtarırız yada..." az önce kendisinin içtiği şeyi Barlas'a uzattı "bunlardan birini kullanabilirsin. Gerçekten iyi hissettiriyor" dedi.

ÇETE [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin