16.

166 9 2
                                    

[Patlamadan bir hafta sonra]

Hiç bir şey yolunda değildi...

Emre koltukta uzanmış tavanı izlerken sadece bunu düşünüyordu. Bir saatliğine kafasını çevirmişti ve her şeyini kaybetmişti.

Sokağın katilleri kendilerini gösterdiğinden beri karanlık dünya her zamankinden daha gergindi.

Kuzey hala hastanedeydi ama hayati tehlikeyi atlatmıştı. Son zamanlarda aldığı en iyi haberdi.

Patlamadan haberlede bir terör eğlemi olarak bahsedilsede sadece bir saat sonra otelin doğal gaz borularında meydana gelen bir sorundan ötürü olduğu açıklanmıştı. Karanlık dünyada olan karanlık dünyada kalmıştı, her zaman olduğu gibi.

Patlamada sokak köpeklerine destek veren pek çok iş adamı ve çete lideri ölmüştü. İlgilenmesi gereken onca sorun yokmuş gibu Kayra'da manyağın biri tarafından kaçırılmıştı.

Kafayı yemek üzereydi..

"Emre..?"

Mutfak kapısından yavaşça kafasını uzatan sarışına döndü.

O kadar kişi arasında lanet olası Barlas ve Giray sıyrık bile almadan kurtulmuştu. Barlas'ın anlattığına ğöre bir şeylerin ters gittiğini fark edince hemen Giray'ı salondan gizlice çıkarmıştı. Giray'ın hemofili hastalığı olduğu için her hangi bir saldırı durumunda geberip gitmesinden korkmuştu.

Emre tek kelimesine güvenmiyordu. Kayra'nın erkekler konusunda berbat bir zevki vardı.

Güneş yanına doğru adımlarken yattığı yerden doğruldu. Sarışın kendisine hiç sormadan gelip kucağına otururkende sesini çıkarmadı.

Güneş ilk karşılaşmalarından beri aklında olan şeyi yapıp elini kıvırcık saçlarda gezdirdi "daha iyi misin?" Dedi.

Emre dudaklarını birbirine bastırıp "sokak köpeklerinin mekanına gitmeliyim. Şu aralar çok fazla boşladım" dedi.

Güneş kafasını salladı "Barlas o kırmızı kafayı bulmak için bütün Kayıp Çocuklara haber verdi merak etme. Kuzey dediğiniz o adamda iyileşiyormuş ve Sokakta.. muhtemelen ateşler içinde yanıyordur" dediğinde Emre kaşlarını çattı. Güneş omuz silkip "gerçekler bu tatlım" dedi.

Emre tam cevap verecekken kapı çalınınca kucağındaki sarışını yana bıraktı ve kalkıp kapıya doğru yürüdü.

Ayağından düşmek üzere gibi durab gri eşofmanı yukarı çekip kapıyı açtı ve kapının önünde elleri cebinde duran kafası traşlı kıza baktı. Her zamanki gibi siyah deriler içindeydi "sen benin evimi nerden biliyon lan?" Dedi.

Melek onu umursamadan içeri dalıp "Güneş konum attı" dedi, Emre kısaca arkasından bakıp iç geçirip kapıyı kapattı.

Salona girdiğinde Güneş ve Melek kısaca selamlaşırken koltuğun üzerine fırlattığı ceketini aldı ve üzerine geçirdi. Evini işgal eden ikilinin konuşmalarına dikkat kesilemedi. Aklında başka şeyler vardı.

Kapıdan çıkıp apartmanın merdivenlerinden hızlı hızlı indi ve biraz ileriye park ettiği arabasına doğru yürüdü. Her neyse bu gün lastikleri sağlamdı, normalde bıçak kesikleri ile dolu olurdu.

Arabaya bindiği gibi ezbere bildiği yola saptı. Tünelden geçerken çete dövmesini gösterme gereği bile duymadı. Bekçi Köpeğini tanımayan yoktu.

Arabasını kendisi için ayrılan yere park ettiğinde açıklık alandaki herkesin göz ucuyla kendisine baktığının farkındaydı.

Emre zeka konusunda çok ileri biri olduğunu asla düşünmüyordu ancak bu çete üyelerini tanıyordu. Yüzlerindeki ifadeden belliydi. Şu an Emre'nin duyduğunda çok sinirleniceği bir şeyler olmuştu.

Önündeki eskiden bir apartman olan binaya girdi. Şimdi bir kaç daire birbiri ile birleştirilmiş ve yeni odalar inşa edilmişti.

Pasli, demir merdivenlerden yukarı çıktığı da üst kattaki gürültü girliliği ile yüzünü buruşturdu.

Odaya girdiği an tüm gözler ona döndü. Tuncay, Tuncay'ın birkaç arkadaşı, Melih ve Savaş'ın babası. Kahretsin eski sokak neden buradaydı?!

Melih eski sokağın doktoru ve korumasıydı. Emre'nin çetede sevdiği sayılı insanlardan biriydi. Gergin bir gülümsemeyle "işte kurtarıcım geldi" diye mırıldandı.

Emre stabil bir sesle "neler oluyor" dedi, Eski sokak sigara kokan nefesi ve çatallaşmış sesiyle "olan şu. Çeteme geliyorum ve oğlumun disiplini sağlayamadığını görüyorum. Öyleki basit bir çete üyesi bana saygısızlık yapabiliyor" dedi.

Bakışlarını Tuncay'a çevirdiğinde çocuk sadece omuz silkti "burda hiç kimse gerçekleri kaldıramıyor" dedi "farkında değilmisiniz. Sokak köpekleri zayıflıyor çünkü sokak öldü ve variside ortalarda yok ve biz ne yapacaz yardım almadan yürüyemeyen yaşlı herifin tekini başamı geçireceğiz. Bu çılgınlık!" Dedi.

Savaş'ın babası öfkeyle yükselip "ne dedin sen!?" Dedi, Emre ellerini kaldırıp onu sakinleştirmeye çalıştı "bu durumu kurtaracak bir önerin varmı Tuncay?" Dedi.

Tuncay kafasını salladı "tabiki yeni bir Sokak seçeceğiz. Bu yıllardır böyle oldu" dedi, Emre kollarını birleştirdi "evet bu konuda haklısın" diye mırıldandı.

Eski sokak ve Melih ona dehşetle baktı Tuncay'sa durumdan çok memnundu. Emre kendini doğrulamak için kafasını aşağı yukarı sallayıp "evet, kesinlikle. Yeni Sokak benim" dedi.

Şimdi roller değişmişti işte. Tuncay kaşlarını çatıp "sen mi?" Dedi, Emre sık gülümseyip "kesinlikle. Çetede Bekçi Köpeği dövmesine sahip tek kişiyim değilmi. Yeni sokak tabiki ben olmalıyım" dedi.

"Ama sen o dövmeyi sadece baban sayesinde aldın! Bekçi köpeği dövmeleri hak edilen bir şeydir"

"Tuncay sayamicam kadar çok kez Sokağın hayatını kurtardım. Endişelenmene gerek yok sokak köpekleri güvenli ellerde"

"Ama-"

Emre daha fazla konuşmasına izin vermeden elini onun omzuna koydu ve sıktı "bu dünyada nereden geldiğine önem verilir değilmi. Ya kral olarak doğarsın yada hiç olarak. Bil bakalım sen ne olarak doğdun" dedi, Tuncay'ın öfkeden kızarmasını ve sinirli adımlarla odayı terk etmesini izledi.

Yaşlı sokağa dönüp kafasıyla hafifçe selam verdi "evine hoş geldin Sokak. Bu karşılama için üzgünüm" dedi.

Eski sokak yüzündeki hüzünlü gülümseme ile Emre'nin saçlarını karıştırdı "tıpkı baban gibi sadık bir bekçi köpeği oldun. Aferin sana" dedi.

Emre'de ona aynı bakışları gönerirken eski sokak birden kulağının arkasını kaşıyıp "hanimiş akıllı çocuk, nerdeymiş, burdaymış" demeye başlayınca afalladı.

Eski sokak kendisini bir köpeği sever gibi sevdikten sonra eskiden Savaş'a ait olan koltuğa doğru elindeki bastona dayanarak yürüdü.

Melih gülerek Emre'ye bakıp "Eski Sokağın pisikolojik nedenlerden ötürü mevkisini Savaş'a bıraktığını biliyormuydun?" Dedi.

Emre ona döndü "Kayra'yı hemen bulmam gerek" dedi, Melih kafasını salladı "merak etme bizde arıyoruz. Belli etmiyor ama bizim yaşlı sokakta Kayra için çok endişeli. Daha Savaş'ı kaldıramazken birde Kayra'dan böyle bir haber almak istemiyor" dedi, ciddi bir tavıra büründü "bu yüzden onu hemen bulmak zorundasın. Sana her türlü izni veriyoruz" dedi.

Emre sadece kafasını salladı. Kayra'yı cidden özlemişti ve eğer bu olayların arkasından Barlas çıkarsa onu kesinlikle öldürecekti.

ÇETE [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin