4.

434 17 13
                                    

Gördüğüm kabus ile nefes nefese uyandım. Soluk alış verişlerimin arasında bir şey fark ettim. Odamda yanlız değildim.

Yatağıma bir kaç adım uzakta duran yüzünü göremediğim adam birden üzerime atıldı ve ellerini boğazıma sardı. Çırpınmaya ve savaşmaya çalışsamda üzerimdeki baskısı ile birlikte üzerimdeki yorganda bana engel oluyordu.

Boğazıma sarılan elleri boş verip tırnaklarımla adamın yüzünü çizip parmaklarımı gözlerine sokmaya çalıştım. Ancak adam hiç etkileniyor gibi değildi.

Ciğerlerim yanmaya başlamıştı. Nefes almalıydım yoksa ölecektim. Yüzümün kıpkırmızı olduğunu tahmin ediyordum gözlerimde buğulanmaya başlamıştı. Zayıflamaya başlayan sesimle aklıma gelen ve bana güven veren ilk ismi sayıkladım "S-Savaş.." dedim üzerimdeki adam baskısını arttırdı ve şimdi farklı bir şey fark ettim.

Vücudunda dolaşan eller vardı ve sayıları giderek artıyordu. Yatağım bir bataklığa dönüştü eller beni bataklığa çekerken bataklıkta bir uçuruma dönüştü ve karanlığa doğru düşmeye başladım.

Tekrar nefes nefese doğrulduğumda odamda değildim hatta bir yatakta bile değildim. Duyduğum dövme aletinin vızıldama sesi ile rahatlatmaya başladım

Yattığım rahatsız koltuktan kalktım ve kenardaki minik bozluğa gidip küçük su şişelerinden birini çıkarıp tek dikişte bitirdim ve derin bir nefes verdim. Alnımdaki ve ensemdeki terleri silerek Kuzey'in "cennetim" dediği arka odadan Kuzey'in çalışma yerine geldim.

Koltuğa uzanmış sarışın bir kadın kolundaki diğer dövmelerin arasına yeni bir dövme yaptırıyordu onu bir kaç kere daha burada görmüştüm. Dövmelerinden çok Kuzey ile ilgileniyor gibiydi.

Kuzey göz ucuyla bana bakıp "günaydın" dedi, kafa selamı verip belli belirsiz günaydın dedim. Kuzey siyah eldivenleri ve siyah maskesi ile yaptığı işe fena odaklanmış duruyordu "kabusmu gördün?" Dediğinde duraksadım ama o fark etmeden omuz silkip "bilmem hatırlamıyorum" dedim.

Kuzey elindeki aleti kapattı, maskesini çıkarıp bana baktı "yine seni boğmaya çalışan şu adam mı?" dedi, kaşlarımı çatıp ona döndüm "hatırlamıyorum dedim" diyip eski yırtık koltuğa oturdum. Saat öğleye geliyordu ve ben çok acıkmıştım.

Kuzey bana omuz silkip dövemesini inceleyen kıza bakıp gülümsedi "ne düşünüyorsun" dedi, kız Kuzey abiye gülümseyerek karşılık verip "harika her zamanki gibi. Gerçekten çok yeteneklisin" dedi ve Kuzey abiyi süzmeye başladı.

Ben biriyle aşk dilini konuşma konusunda iyi değildim ve bazen verilen işaretleri bile anlamazdım. Barlas benim için yeni bir şeydi. Ama biraz da olsa bir şey biliyorsam bu kız kesinlikle Kuzey'den hoşlanıyordu.

Koltukta geriye yaslanıp kolumu gözlerimin üzerine kapattım başım ağrıyordu ve kızla Kuzey'in konuşmalarını umursamadım ancak geri döndüğünde Kuzey'in boynundaki ruj izi her şeyi anlatıyordu. Kız başarmıştı. Yani şimdilik Kuzey uzun ilişki insanı değildi.

Kuzey arka odaya giderken bana seslendi "ne yemek istersin?"

Hiç istifimi bozmadan "her şeyi yerim!" Diye seslendim.

Kolumu gözümün önünden çekip gözlerimi tavana diktim aklımda dün gece ve Barlas vardı. Böyle şeyler planladığına göre mutlaka güvendiği bir şeyleri vardı ama neden bana bunları anlatmıştı? Sokak köpeklerinin arasında bir casusu olsun mu istiyordu. Kesinlikle yanlış kişiyi seçmişti. Ama durmadan düşünüyordum bu planı benden önce kurmaya başladıysa illede bunu uygulayacaktı yani benim çoktan bunu birine anlatmam gerekirdi neden hala susuyordum.

Belkide merak ediyordum. Gerçekten yapabilecek miydi yoksa sadece sallıyor muydu. Kafam tarhana çorbasına dönmüştü. Trahana çorbasını düşününce yine acıkmıştım "Her şeyden nefret ediyorum." diye söylenerek arka odaya gittim.

Kuzey o sırada bana yaptığı tostu tabağa koyuyordu "evde salçam kalmamış idare et" dedi tabaktaki tostu peçeteyi umursamadan alarak "fark etmez" diyip büyük bir ısırık aldım uyuşuk bir şekilde çiğnerken gözlerim yere bakıyordu.

Kuzey tezgaha yaslanıp bana baktı "bir sorun mu var?" Dedi, gözlerimi çevirip ona baktım. "Evet ama hayır." dedim. Kuzey abi kafasını sallayıp "Kendini çok fazla zorlama sen daha gençsin senden daha yaşlı bir sürü herif bile Savaş'ın yerini dolduramıyor." dedi.

Ağzımdaki lokma birden çok büyük gemeye başladı çok zor yuttum "O gitti ve her şey alt üst oldu" dedim ve Kuzey abiye baktım "o gittiğinden beri ne kadar bölge kaybettiğimizin farkındamısın?" Dedim gerçekten yorulmuştum Savaş tüm bu düzeni nasıl kuruyordu.

Kuzey abi derin bir nefes alıp "her şey hakkında az çok fikrim olsada tavsiye vermekte iyi değilimdir biliyorsun. Sadece akışına bırak." dedi sadece kafamı salladım.

İkimiz arasında bir süre sessizlik oldu sonra Kuzey bir öneriden çok soru sorar gibi "Seninde... artık çete dövmeni yapman gerekiyor her ne kadar adın karanlık dünyada Savaş'ın manevi oğlu olarak yayılmış olsada onun yokluğunda başına bir şey gelsini istemem hem bir çeteye üye olmak her belirsizin isteyeceği bir şey" Dedi.

Kaşlarımı çatıp ona baktım "Ben kendimi koruya bilirim" dedim Kuzey bana bakıp "beni yanlış anlama Kayra kesinlikle kendi çapında güçlü bir rakipsin ama burası gerçekten pis insanlar ile dolu sadece senin iyiliğini istiyorum" dedi "hem Sokak köpeklerinde pek çok kişi bir belirsiz olduğun için sana güvenmekte sorun yaşıyor"

Tostumdan yanaklarımı şişirecek kadar bir ısırık alıp "hepsini sikeyim" dedim huysuz bir sesle Kuzey abi güldü.

"Sokak köpeklerinin mekanına en son ne zaman uğradın? Etraf Savaş gider gitmez dağılmaya başlamış manevi oğlu olarak el atman gerek"

"Uğrayacağım... Yani bir gün ama bu gün değil."

Tosttan yine büyük bir ısırık aldığımde telefonum çalmaya başladı cebimden zar zor telefonu çıkarıp arayana baktım 'Emre'

Kaşlarımı çattım Emre durduk yere beni arayacak biri değildi yeşil tuşa basıp kulağıma götürdüm "evet?" Dedim

Emre hemen konuya girip "Mekana gelmelisin." dedi

"Sorun ne?"

"Bahçeden bir kaç herif geldi." duyduğum şeyle kaşlarımı çattım Emre devam etti "Seni almak için gelmişler." dediğinde gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Bir bu eksikti.

Hiç bir şey söylemeden telefonu kapattım. Bütün iştahım kaçmıştı, tostumu kenara bırakıp Kuzey'e baktım "Evrenin özellikle nefret ettiğim şeyler karşıma çıkarmak gibi bir özelliği var." Dedim.

Kuzey kaşlarını çattı. Omuz silktim "Orospu çocuklarının istilası altındayım." Dedim.

ÇETE [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin