24. (Barlas)

128 8 2
                                    

Odasında oturmuş Atalay abisinin avukat ile olan konuşmasının sonucunu endişe ile bekliyordu. Daha doğrusu ona ne olacağını.

Babası ölmemişti, makineye bağlı olarak yaşamaya devam edecekti. Tabi buna yaşamak denirse.

Barlas'ın duyduğuna göre babasının geberip gitmesi durumunda elindeki her şeyi kendisine bırakacağıydı. Görmemişti ama abisinin yüzündeki ifadeyi hayal edebiliyordu.

Ömer neyseki o gün kaçmıştı ama şu an nerede olduğu belli değildi.

Yaşadığı gerginlik nedeniyle yediği tırnaklarına baktı. Artık etine kadar gelmişti ve acıyordu.

Kapı çaldığında yerinden sıçrayıp kapıya baktı. Düz tutmaya çalıştığı sesiyle "gel" dedi, kapıdan giren Behsat abisini görünce istemsizce gerildi.

Ailedeki infaz işleri Behsat'a bakardı çünkü.

Behsat kısaca Barlas'a bakıp ardından hızla kapıyı kapattı ve duvar kenarındaki masanın üzerinde duran kalemlikten bir kalem alıp çekmeceden aldığı defterle Barlas'ın yanına gelip oturdu.

Barlas abisinin hareketlerini çatık kaşlarla izlerken onun defterin boş bir sayfasına yazdığı şeye baktı.

Atalay ölüm emrini verdi. Yarın akşam seni öldürmeye geleceğim.

Yazılan her bir kelime nefes alış verişlerininin hızlanmasına neden oldu. Kafasını kaldırıp abisine baktı "neden bunu bana söylüyorsun?" Dedi.

Behsat göz ucuyla Barlas'a baktı sonra tekrar kağıda yöneldi.

Dilimin kesen kişi babam değildi Barlas. Atalay'dı.

Barlas'ın gözleri şaşkınlıkla açıldı. Behsat yazmaya devam etti.

Söylediğim bir söz yüzünden değil duyulmamasını istediği bir şey yüzünden yaptı bunu.

Barlas'ın kalbi korkuyla atmaya başladı. Abisine dönüp "neden bahsediyorsun. Söyle artık" dedi.

Behsat'ın eli titremeye başladı, çenesi kasılmıştı. Barlas abisinin yüzündeki ifadenin ne olduğunu biliyordu. Korku..

Behsat titreyen elleriyle yazdı..

Atalay senin abin değil, senin baban..

Nefesi kesilmişti, ne düşüneceğini bile bilmeden sadece kağıda bakıyordu.

Eğer babam bunu bilseydi seni şu an ki gibi sevmezdi hatta seni öldürürdü. Bu yüzden diğerlerinin aksine seni bir gün bile kıskanmadım.

Çünkü sen kardeşlerimiz arasında en şamssız olanımızsın.

****

Karanlık odada bacaklarını yataktan aşağı sarkıtmış dirseklerini dizlerine yaslamış dümdüz önüne bakıyordu.

Son bir kaç hafta içinde öğrendiği şeyler göğsünde öyle bir yara açmıştı ki herhangi bir şey düşünmesine bile izin vermiyordu.

Artık yaşamak istediğinden o kadar da emin değildi. Gerçi kimse bu seçimi ona bırakmamıştı.

Herzaman sadece onlar ne isterse onu yapmıştı. Neden ölmesi gereken kişi oydu. Yanlış bir şey yapmamıştı. Hepsi onların suçuyken neden acı çeken kişi oydu.

Kapının tıklatma sesini duyduğunda kafasını kaldırıp kapıya baktı. Hemen yatağa uzanıp sırtını kapıya dönüp gözlerini kapattı.

Kapı açılırken nefes alış verişlerini normal tutmaya çalıştı. Bu evdeki herkesten korkuyordu.

ÇETE [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin