Uyuşukluk hissi giderek kayboluyordu. Sol elimin parmaklarını açıp kapatıyordum. Sağ elim hakkında bir şey yapmak istemiyordu. Oraya bakmakta istemiyordum. Kesik elim aklıma geldikçe karnım kasılıyordu.
Kaç saattir felçli durumda olduğumu bilmiyordum ama artık can sıkıcı olmaya başlamıştı. Elim kesildiğinde hava daha yeni kararmıştı şimdi hava aydınlanıyordu.
Barlas beni omzuna atıp evin salonundaki çekyata yatırıp evden dışarı çıkmış. Uzun süre geri gelmemişti. Sabaha doğru gelip bir sürü boş yaptıktan sonra içerideki odalardan birine gitmişti. Muhtemelen uyuyordu pezevenk.
İç geçirdim. Sol elimi kaldırıp çekyatın yaslanma yerine tutundum ve karıncalanan bedenimi havaya kaldırdım. Kafamı dik tutamayınca ilk yana kaymıştı ama gözlerimi sıkıca kapatıp-açtım kendime gelmeye çalıştım.
Bir süre çekyata yaslanarak kendime gelmeye çalıştım. Tüm vucudumdan daha uyuşuk olan sağ kolumu çekinerek kaldırıp derisi olmayan elime baktım.
Gözlerim dehşetle açıldı. Sağ elime bedenimden ayrı bir parçaymış gibi bakıyordum. Elim, parmaklarım, hepsi yerindeydi ama derim yoktu.
Maruz kaldığım ilaç bana halisülasyon gördürüyor olabilir miydi? Nefes alış verişlerim hızlanırken elim titremeye başladı. Tüm uyuşukluğu unutup elimi kendimden uzaklaştırarak bir çığlık attım.
Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi? Şizofren mi olmuştum? Bir insanın kopan herhangi bir uvzu geri çıkabilirmiydi? 2. Dünya savaşındaki Nazi labaratuarları hakkında uydurulan absürt efsanelere benziyordu.
Arka odanın kapısı hızla açılıp içeriye tek elinde silah tutan saçları darma dağın uykulu Barlas girdi "Ne oldu?!" Dedi.
Çığlık atmayı kesmiştim, deli olduğumu dileyerek derisiz sağ elimi Barlas'a gösterdim. Barlas kaşlarını çatıp elime baktı "Ananı sikeyim.." diye mırıldandı.
Güçlükle yutgunup "Lütfen bana şizofren olduğumu söyle." Dedim, Barlas anormal bir şekilde panik modundan çıkıp silahını gri eşofmanının beline sıkıştırdı ve koltukta yanıma otururken "Eğer sen şizorfrensen bende öyleyim demektir. Çünkü bu rahatsız görüntüyü gayet görebiliyorum." Dedi.
Şok içinde ona baktım sonra elime baktım. Uyuşukluk yanında sinir bozucu bir karıncalanmayı getirmişti ama acı yoktu. Elimdeki kasları ve bazı damarları açıkça görebiliyordum.
"Bu nasıl olur?..." dehşet içinde mırıldandığımda Barlas omzu silkip "Sana sormalı, bu senin bedenin. Böyle bir... şeyin olduğunu bilmiyor muydun?" Dedi.
Kaşlarımı çatıp "Tabiki hayır!"
"Bedenin hakkındaki böyle önemli bir şeyi nasıl bilmezsin?"
"Daha önce kolum yada bacağım kopmadı tamam mı!"
"Tamam ama daha önce yaralandın değil mi? Normalden hızlı iyileştiğini fark etmedin mi?"
Stresli bir şekilde sol elimle alnımı ovup "Hayır... bilmiyorum tamam mı? Daha önce böyle bir şey hiç olmadı.." dedim, gergin bir şekilde nefes alıp verirken yaşadığım fakındalıkla Barlas'a döndüm "Sen nasıl bu kadar rahatsın lan!? Elim yeniden çıkmış şurada. Biliyor muydun yoksa?" Dedim.
Barlas gözlerini devirip bana döndü "Böyle önemli bir şeyi bana söylemezler." Dedi.
Kaşlarımı çatıp bedenimi ona çevirdim "Neden söylemesinler? Sen Uyumsuz'un 'kuyruğu' değil misin? Uyumsuz'un bildiği her şeyi seninde bilmen çok mu mantıksız?" Dedim.
"Uyumsuz'un bunu bildiğini nereden biliyorsun?"
"Elimin yeniden çıkması çok fantastik bir olay olsada bazı şeyleri açıklıyor. O beni bu yüzden canlı istiyordu değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE [gay]
ActionKaranlık Dünya, pis zihniyetli insanların pis işler çevirdiği bir alt dünyadır. Kayra ve Barlas birbirlerinden bağımsız şekilde bu korkutucu dünyadan kurtulmanın hayaliyle büyürler ancak büyüdükçe hayat onların ışığa çıkan bütün yollarını kapatır ve...