Geldiğim barda yüksek sesli müzik kulağımı uyuşturmaya başlamışken dans eden insanların arasından geçip üst kat yani VİP ye giden merdivenlere yöneldim. Karşıma çıkan takım elbiseli güvenlik beni görünce selam verdi aynı şekilde karşılayıp boncuklu bir perdeyi elimle itip odaya girdim.
Yuvarlak masada bir kaç çete üyesi kart oynarken gözüm aralarındaki esmere takıldı. Barlas. Baya bu çevreye kaynamaya başlamıştı. O günkü konuşmadan sonra onunla karşılaşmak garip hissettirmişti. Sanki Thonos'un dünyayı yok etme planına ortak olacak gibiydim.
Saçma sapan düşünceleri geri itip masaya ilerledim. Beni gören ellili yaşlardaki 'Koca Ana' dedikleri Şervan abla gülümsedi "Karya hoş geldin oğlum" dedi tam olarak bir anne havası vardı bu kadında. Balık etli tatlı bir kadındı üzerindeki siyah elbisenin üstüne aldığı sahte kürk mantosu sandalyede asılı duruyordu.
Gülümseyerek yanağından bir makas alup "hoş buldum güzellik" dedim, Şervan abla kıkırdadı bende yanındaki sandalyeye oturdum. Bu sandalye aslında Savaş'a aitti o artık olmadığı için yerini dolduruyordum.
"Bizde yeni dostumuzun becerilerini sınıyoruz." ismini hatırlayamadığım ancak lakabı 'Akrep' olan ve karanlık dünyadaki uyuşturucu işlerine bakan yaşlı adam konuştuğunda Barlas'a döndüm Barlas ukala gülümsemesiyle "Bence sınavı geçtim." diyip kartlarını ortaya serdi.
Akrep'in morali bozulmuş gibiydi "Siktir" diye mırıldandı. Kumardan anlamazdım Savaş abi bir kaç kere öğretmeyi denemişti ama ben duyguları saklama konusunda pek iyi değildim.
Akrep, Barlas'a dönüp "Bu velet kesin hile yapıyor he." dedi, Barlas sadece sırıtıp hiç bir şey söylemedi ve bana baktı, bakışlarımı çekmedim. Tek kaşımı kaldırdığımda oda tek keşini kaldırdı. Histerik şekilde gülüp önüme döndüm.
Şervan abla kartlar yeniden dağıtılırken "Savaş'ın başına geleni duyduk. Buna kim cesaret etmiş anlayamadım" dedi bana dönüp "Seni oğlu gibi görürdü onun koltuğuna oturman bizim için çok önemli." dedi.
Hafifçe gülüp "O daha belli değil be ablam." Dedim.
Akrep kaşlarını çatıp "Ne demek belli değil. Savaş mirasında her şeyini sana bırakcağını söylüyordu, yani sen olmalısın." Dedi.
Dudaklarımı birbirine bastırıp "Öyle ama..."
"Eğer çete lideri olmayı kabul etmezsen töreye göre seninde ölmen gerek."
Gözlerim dehşetle açılırken Barlas'tan "dan dan daan!" Diye bir ses yükseldi masadaki herkes ona döndüğünde kafasını kaldırıp "üzgünüm yapmam gerekiyordu" dedi.
Şervan abla ikisine sinirli bir şekilde bakıp bana şefkatle baktı "Sadece şaka yapıyor canım. Öyle bir şey yok." dedi
Akrep "Yinede o çetede lidere olmaya en çok uyacak tek kafa adam sensin." dedi.
Tek akışımı kaldırıp gülümsedim "Bunu sarhoşken seni dinleyen tek kişi olduğum için söylemiyorsun değil mi?"
"Alakası yok."
Masanın bir ucunda sessizce bilmem kaçıncı sigarasını yakan Batak "Merak etme sana yardımcı olacağız Kayra. Bizim açımızdan tek lider adayı sensin. Sana rakip olmaya kalkan biri olursa icabına bakarız." Dedi. Batak, Savaş'ın kavgalı olduğu kardeşi gibiydi. Sabah birbirlerinin kuyusunu kazarlardı ama akşam birlikte masa tenisi oynamaya giderlerdi. Evet masa tenisi. Saçma bir şekilde Savaş masa tenisini çok sever. Yani severdi...
Şervan abla "Lider olmasan bile sokak köpeklerine gireceksin değil mi? Peki dövmeni nereye yaptırmayı planlıyorsun. Oh göğsünde harika durabilir ne dersin?" dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE [gay]
ActionKaranlık Dünya, pis zihniyetli insanların pis işler çevirdiği bir alt dünyadır. Kayra ve Barlas birbirlerinden bağımsız şekilde bu korkutucu dünyadan kurtulmanın hayaliyle büyürler ancak büyüdükçe hayat onların ışığa çıkan bütün yollarını kapatır ve...