58.

18 0 0
                                    

Sağ kolum onaltı ve sol kolum yirmibir kere omzumdan, sağ bacağım onsekiz kere dizimden, sol bacağım ise kalça kemiğinden sekiz defa koparılmıştı.

Kırkiki kere kaburgalarım kırılmış ve dört kerede çenem yerinden çıkarılmıştı.

Tüm bu zaman boyunca kaslarımın yırtılmasını ve kemiklerimin kırılmasını hissetmiştim, defalarca acıdan bayılmıştım ama hala kabuslarımda yer alan bu anıydı.

Kabusumdaki eller yüzünden boğuluyormuş gibi nefesler aralak gözlerimi açtım. Göğsüm hızla inip kalkıyordu. Saçlarım terden alnıma yapışmıştı. Dehşetle açtığım gözlerim atak geçiriyormuşum gibi hızla içinde bulunduğum yabancı odayı taradı.

Bana zarar verecek kimse olmadığına ikna olduğumda nefeslerimi düzene sokmaya çalıştım.

Etrafıma bakındığımda Yek'in mekanında olmadığımı fark ettim. Burası O'nun benden örnekler aldığı laboratuardı. Daha önce Yek'in beni yatırdığı dişçi koltuğunda uzanıyordum.

Vücudumdaki her nokta karıncalanıyordu. İyileşmem tamamlanmıştı ama o rahatsız edici his hala yerindeydi.

Odanın kapısı açıldığında beyaz önlüklü O içeri girdi. Bana göz ucuyla bakıp masasına otururken "İyileşme hızın artmış, aferin." Dedi.

Masadan inip ayağa kalkmak istedim ama çıplak ayaklarımı yere bastığım anda bacaklarıma bir hissizlik doldu. Sendeleyerek masaya tutundum.

O önündeki deftere bir şeyler yazarken "Ama hala uvuzlarının kontrolünü hemem eline alamıyorsun." Dedi, defteri kapatıp kenara koydu ve bana baktı "Ama önemli değil. Bu halin bile yarın ki Temizleme Gününe yeter." Dedi.

Bacaklarımın konrtolünü geri aldığımda masayı bırakıp ayaklarımın üzerinde kaldım. O'ya dönüp kaşlarımı çattım "Temizleme Günü'mü? Benim ne yapmamı bekliyorsun?" Dedim.

"Hiç bir şey. Sadece çeneni kapatıp ayak uydur."

Dişlerimi sıktım "Bu saçmalığın içinde olmak istemiyorum." Dedim.

O alayla güldü "Senin dünyaya gelme sebebin bu saçmalık. İsyankar tavırlarının sebebini anlıyorum ancak yarın beni rezil etmene izin veremem. Bu plan senin ve benim yaşımdan bile daha yaşlı." Dedi.

Dayanamayıp kendimi en yakındaki koltuğa bırakıp acıyla inledim. Bedenim hala çok ağırdı

"En azından bana ne yapacağını söyle."

O bir süre beni baştan aşağı süzdü ve sonunda "Seni öldüreceğim." Dedi.

Gözlerim şaşkınlıkla açıldı ben daha nasıl bir karşılık vereceğimi düşünürken O devam etti "Ve sonra yeniden dirilteceğim. Bu müritlerime benim tanrı seninse tanrının oğlu olduğunu ispat edecek." Dedi.

Dudaklarım aralandı. Bir an benimle dalga geçtiğini düşündüm "Ne saçmalıktan bahsediyorsun amına koyayım." Dedim.

O sırıtıp "Şimdilik bilmen gereken tek şey aptal insanları etkilemenin ne kadar kolay olduğu." Dedi.

Masadan kalkıp yanıma geldi. Önümdeki koltuğa oturup yüzümü ilk kez görüyormuş gibi incelemeye başladı "Her zaman doğduğunda annene benzemeni istemiştim. Keşke bu dileğimi dile getirirken ayrıntı verseymişim. Sadece zeka seviyen annene çekmiş." Dedi.

Gözlerimi devirdim. Kendini diğer insanlardan çok daha zeki görüyor olmalıydı. Yarattığı canavarları düşünürsek zekanın her şey olmadığı çok açıktı aslında.

"Ama bakışların ve mimiklerin teyzene çekmiş."

Duraksadım. Yavaşça gözlerimi kaldırıp yüzüne baktım "İnci abla gerçekten teyzemse... neden yıllarca bunu benden sakladı." Dedim.

ÇETE [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin