26.

126 6 0
                                    

Yine boğazımı sıkan eller yüzünden nefes nefese uyandım. Bu kabus hiç peşimi bırakmayacak gibiydi.

Hatırlayamadığım bir rüyadan geriye kalan silik bir parça gibi olsada tüm vücudumun sarsılmasına neden oluyordu.

Görüşüm ilk başta bulanık olsada yavaşça kendine geldi. Etraf bana çok yabancıydı. Üst üste dizilmiş döşek ve yorganların hemen üzerinde eski zamanlardan kalma bir kadın fotoğrafı asılıydı.

Gözlerimi sıkıca açıp kapattım. Yüz üstü bir yer yatağında yatıyordum. Kafam yana dönük olduğundan yastık yanağıma baskı uygulamış ve dudaklarımın büzüşmesine neden olmuştu.

Yerimden kalkmaya çalışırken korkunç bir acı hissedince acıyla inleyip dudağımı ısırdım.

En son bir yerden yuvarlanıp bayıldığımı hatırlıyordum. Yakalanmamış mıydım? Burası hiç o tiplerin takılacağı bir mekana benzemiyordu.

O zaman ben neredeydim?

Yüzümü buruşturdum "artık eve dönmek istiyorum!" Diye sızladım.

"Ama evinden çok uzaktasın değil mi?"

Duyduğum kadın sesiyle irkildim kafamı kaldırıp bakmaya çalıştım ama tüm bedenim ağrıyordu. Aynı ses "sakin ol, güvendesin. Seni tedavi ediyorum" dedi.

Kaşlarımı çattım "sen kimsin?" Dedim, görüş açıma koyu kumral saçlı orta yaşlı bir kadın girdi. Omzundaki saçlarını arkadan minik bir at kuyruğu yapmıştı.

"Adım Seher, şu an benim evimdesin. Bir gündür uyuyorsun. Seni sıyırıp geçen kurşun dışında çok ciddi bir şeyin yok. Sol bileğin yerinden çıkmış ve anladığım kadarıyla uzun süredir aç ve susuzsun. Şimdi nasıl hissediyorsun?"

"Kusacak gibiyim"

Seher kıkırdadı "bu normal, senin için bir şeyler hazırlayacağım. Ne yemek istersin?" Dedi, çatık kaşlarımla bana gülümseyerek bakan kadına baktı.

"Sen bir belirsiz değil misin? Neden bana yardım ediyorsun?"

Bildiğim kadarıyla belirsizler bırakın çete üyelerini yada onlarla iletişimde olanları. Kendileri gibi belirsiz olanlara bile yardım etmez sadece hayatta kalmaya bakardı.

Kadın ayağa kalkıp "ne demek istediğini anlamadım. Ben bir doktorum. İşim insanlara yardım etmek ayrıca... kıyafetlerini çıkarıp kontrol ettim; hiç çete dövmen yok yani sende bir belirsizsin" dedi.

Duraksadım. Kıyafetlerimi çıkarıp ne yapmıştı? "bir dakika bu yaptığına taciz denir!"

Seher bir kahkaha atıp odadan çıktı. İç geçirdim ve bedenimi zorlayarakta olsa oturur pozisyona gelmeyi başardım. Sol bileğim beyaz bir bezle ustaca sarılmıştı ve belimin biraz üstünde beyaz bir sargı bezi vardı.

Sadece altımdaki siyah eşofman ile duruyordum. El bileklerimde kelepçelendiğim zamandan kalmış izler vardı.

Şu an da güvende değildim. Burdaki insanlara çete üyeleriyle bağlantılı olduğumu belli etmemem gerekiyordu -en azından iyileşene kadar- ayrıca hala dışarıda beni arayan hastalıklılar olabilirdi. Bir telefon bulup Emre'ye ulaşmalı ve yardım istemeliydim.

"Ayağa kalkacak kadar iyisin demek"

Arkamdan gelen sesle kafamı çevirdim. Kapının eşiğinden bana bakan esmer çocuğa baktım. Yirmili yaşlarda duruyordu. Sol kaşının kenarında beyaz bir bant vardı ve alt dudağıda patlamıştı.

Elindeki tepsiyle içeri girdi. Yanıma gelip oturdu. Tepsinin üzerindeki sarı renkli çorbaya ve yanındaki bir parça ekmek ve bir küçük şişe suya baktım.

ÇETE [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin