Nefes..
Yaklaşık dört sene önce..Dün Aslan'ın bir kız arkadaşı olduğunu öğrendim ve öğrendiğim andan beri düştüğüm karanlık kuyudan çıkamıyorum..
Canım acıyor.. Öyle çok acıyorki; tarifine kelimelerim yetmiyor. Uyuşmuş haldeyim. Hayat akıp gidiyor ve ben sadece izliyorum.
O gecenin üzerinden günler, haftalar geçti bile..
Aslan hatırlamıyor..
Sanki hiç yaşanmamış gibi.. Sadece ben- ben hatırlıyorum..
O geceyi, yaşadıklarımızı, Aslan'ın sözlerini düşünmediğim tek bir anım bile yok.. Yediğim yemeğim, içtiğim su oldu yaşananlar.
Her şeye rağmen affetmeye hazırım, çünkü biliyorum tek hatalı o değil. O kendini bu denli kaybedecek kadar içmemeliydi, bense gece vakti adamın evine habersiz gitmemeliydim. Ya da belki de yeterince sert bir şekilde 'hayır' diyebilseydim; biliyorum hiç biri yaşanmazdı.
Aptal gibi dokunuşlarının hazzında kavrulmuş, sözlerinin esiri olmuştum. Ama bende nereden bilebilirdim ki böylesine güçlü duyguların var olduğunu. Yaşadığım hazzın şaşkınlığını bile yaşama fırsatım olmamıştı.. Her şey çok hızlı gelişmişti.
Her anını; her an tekrar tekrar yaşadım, düşündüm, ağladım ve en acısıda bir aptal gibi o Umay'ın ben olduğumu umut edip durdum.
Şimdi her şey hiç olmadığı kadar berrak..
Karşımda kahvaltılarını ederken mutlu olduklarını görmemek için kör olmak lazım. Gerçi hakkını yememek lazım. Aslan çokta şen şakrak değil. Bir kaç tebessüm dışında güldüğünü bile görmedim. Aslan zaten sadece benim yanımda gerçekten güler.
AAH! APTALSIN UMAY! YAPMA!
Yine başladın umut etmeye, yapma! Ömrün umut ederek geçti. Artık bunu kendine yapma! Adam 'sevgilisi' ile babanı tanıştırıyorsa onun içinde çok kıymetli demektir. İlk kez bunu yapıyor, artık gör.Birden sandalyemi sertçe geriye iterek ayağa kalktım. Çıkardığım sesten dolayı masadaki herkes gözlerini bana çevirdiğinde;
- Kusura bakmayın, ayağım kaydı. Ben doydum. Size afiyet olsun. Dün geceden sonra hala tam anlamıyla iyileşemedim. İzninizle dinlenmek istiyorum.
Dedim ve çabuk iyileşmem hakkında ki iyi dilekleri hızlıca kabul ederek odama çıktım.Arkamdan Aslan'la aramızın ne kadar iyi olduğunu ve onu paylaşamayan küçük kız kardeşten başka bir şey olmadığımı dile getiren babamı duyunca bir şey hissetmedim. Sanırım artık başarmıştım. Uyuşmuştu tüm hücrelerim.
Adımlarımı odama çevirirken çalan telefonuma bakınca; arayanın masal olduğunu gördüm. Açmazsam sürekli arar, daha da pes etmez ve eve kadar gelirdi. O yüzden mecburen açtım.
- Efendim.
- Bal kuşum nasılsın? Dün gece çok korkuttun beni. Birden öylece yığılıp kalınca aklım çıktı. İyisin değil mi?
Dün gece bünyem fazla strese dayanamamış ve akşam Masal'la beraber eve dönerken bayılmıştım.
- İyiyim canım merak etme. Hem doktoru sende duydun. Dinlenirsem geçermiş.
- Ama bebeğim kan testi sonuçlarını görmeden kesin konuşamamda demişti. Sahi çıktı mı sonuçlar?
- Bilmem, çıkmadı sanırım. Henüz arayan olmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance- Farklı kokuyorsun.. - Şampuanımdandır.. Artık parfüm kullanmıyorum.. Kötü mü? - Hayır farklı ama asla kötü değil.. Yasemin kokuyorsun.. Daha kadınsı.. Eskiden şeftali kokardın. . Tatlı bir şeftali gibi.. - Ben zaten bir kadınım.. Öy...