KARDEŞMİŞ HA?!
Beş gün sonra..
UMAY TERZİOĞLU
Bugün sabah erkenden kalktım ve yazlığımızın içinde bulunduğu siteye ait olan sahile geçtim.
Nefes'i kontrol ettiğimde mışıl mışıl uyuduğunu görmüştüm.. O yüzden anneme haber verip rahatça çıktım.
Garip bir şekilde annem'le babama çok çabuk alıştı ve hiç yabancılık çekmedi. Sanki yıllardır beraber yaşıyormuşuz gibi rahat ve sakindi.
Aslan'la karşılaşmaları ise; benim içimi yakarken son derece doğal gelişmişti. Aslan Nefes'i öğrenip çekip gittikten sonra; ancak ertesi gün akşama doğru eve geldi. Anladığım kadarıyla babamla beraber eve alkollü gelmek istemedikleri için o gece otelde kalmışlar.
Aslan eve girdiği gibi gözleri önce beni buldu, ardımdansa Nefes'i..
Ben nefesimi tutmuş, birbirlerine karşı tutumlarını takip etmeye çalışırken onlar beş dakika içerisinde arkadaş oldular.
Birbirlerine o kadar çok benziyorlardı ki, birisi bu benzerliği fark edecek diye aklım çıkıyordu.
Hem huyları, hemde görünüşleri neredeyse aynıydı. Tabi kimse buna ihtimal vermediği için bariz gerçeği de göremediler.
Bugün yazlıkta geçirdiğimiz son günümüz, çünkü yarın akşam Aslan ve Düşman Seval'in nişanı için geri dönmek zorundayız.
Dün akşam öğrendiğime göre son günümüzde bize eşlik etmek üzere buraya geleceklermiş. Zaten bu yüzden kendimi sabahın köründe plaja attım.
Hatta bununla da yetinmeyip; Enrico ve Masal'ı destek kuvvet olsunlar diye çağırdım. Onlar gelene kadar vakit geçirmek adına bende sahilde biraz güneşlenebileceğimi düşündüm.
Havlumu şezlonga serip elime aldığım kitabımı okumaya başladım.
Biraz sonra duyduğum seslerden anladığım kadarıyla birileri yaklaşıyordu.
Kafamı kaldırdığımda grubun gençlerden oluştuğunu görünce gülümseyerek neşeli konuşmalarına göz attım.
Diğer taraftanda Düşman Seval'in Aslan'ı zorla sahile doğru çekiştirdiğini görünce tüm neşem bir anda söndü.
Ben onlardan kaçmak için buraya gelmişken, kadın inadıma yapar gibi Aslan'ı alıp yanıma geliyordu.
Üstüne üstlük Aslan Nefes'i öğrenip gittikten sonra benimle tek kelime konuşmamıştı.
Kızmamıştı bile..
O günden sonra biz zaten yazlığa geçmiştik, o ise şirketteki işleri bırakamayacağını söyleyerek İstanbul'da kalmıştı.
Aslan'ın yüzünde ki ifadeden benimle aynı ortamda olma fikrine bile dayanamadığı o kadar belliydiki; birden kendimi neşeli bir şekilde sohbet eden grubun yanına attım.
Tanışmak istediğimi söylediğim anda çok sıcak karşılandım, hatta grubun bekarlarından iki tanesi benimle flört bile etmeye çalıştı.
Aslan'sa gözlerini üzerimden ayırmadan beni izlemeye devam etti. Bakışlarına daha fazla maruz kalmak istemeyince; eve gitmeye karar verdim ve grupla vedalaştım.
Aslan ve Seval'e kısa bir veda edip, hızla yönümü yazlığımıza çevirdim.
Bir kaç adım atmıştım ki; bir çığlık duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance- Farklı kokuyorsun.. - Şampuanımdandır.. Artık parfüm kullanmıyorum.. Kötü mü? - Hayır farklı ama asla kötü değil.. Yasemin kokuyorsun.. Daha kadınsı.. Eskiden şeftali kokardın. . Tatlı bir şeftali gibi.. - Ben zaten bir kadınım.. Öy...