Sevinmemiz gerekirdi sanırım..
ASLAN ZORLU
Akşam hiç istemesem de eve erken gittim. İstemiyorum, çünkü henüz Umay'a olan kırgınlığım geçmedi..
Bilmiyorum; belkide ona kızmaya, kırılmaya hakkım yok.. Yinede beni bırakıp, nefesini kesmeyi düşünmesini hazmedemiyorum..
Yaşadıklarını anlattığı kadarıyla bilirken mantığım her zamanki gibi ondan yana.. Ama ya kalbim! Kalbim acıyor.
Nefes olmasaydı.. Gerisini düşünmek bile istemiyorum.. İyi ki var Nefes'im.. İyi ki..
Bu akşam da Nefes'ten daha fazla babası olduğum gerçeğini saklamak istemediğim için eve erken dönmek zorunda kaldım. Daha fazla kızıma geç kalmak istemiyorum..
Hale ile konuştuklarımız aklımda bir bir dönerken evden içeri adım attım.
Aslı, herkesin sofrada olduğunu söyleyince; bende yemek odasına geçtim.
- Herkese merhaba, afiyet olsun.
Dediğimde Turgut baba ve Seniha anne eskisi gibi güler yüzle karşılık verdiler.Seniha anne gerçekleri duyduğu zaman zaten hiç üzülmemiş, aksine sevinmişti; fakat Turgut baba kaç gündür bize az çektirmemişti. Sözlü olarak bir şey yapmasa da bakışları ile yerin dibine sokup sokup çıkarıyordu.
Bugün neden eskisi gibi baktığını anlayamasam da sessizce sofradaki yerime oturdum.
Gözlerimi ne kadar kaçırırsam kaçırayım, sonunda dayanamayarak Umay'ıma baktım. Onunda bana şaşkınlıkla baktığını gördüm. Bakışlarımız kesiştiğinde tereddütle yüzüne eğreti bir gülümseme yerleştirdi. Oysaki ben onun en çok; gözlerinin en derininden gelen, sıcak gülümsemesine aşığım.. Böyle zorlamayla çıkana değil..
Bunu da elinden alan sen değil misin zaten Aslan?!
Doğduğu günden beri hayatımı adadığım ve sadece onu mutlu etmek için yaşadığım kadını; yine en çok ben yaralamış, zarar vermiştim. Sinirle elimdeki kaşığı sıktım.
Keşke.. Keşke onunda beni sevdiğini o zamanlar bilseydim.. İşte o zaman beni durduran hiç bir şey olmaz ve Turgut babanın karşısına çıkar, açık açık her şeyi söylerdim. Herşey o zaman bambaşka olabilirdi..
Sofrada sadece Nefes'in ve ara arada Nefes'in anlattıklarına katılan Seniha annenin sesi duyuluyordu.
Bıcır bıcır konuşan minik kızımı izledim. Görüntüsü ve bazı huyları bana benzese de; konuşması, tavrı, tarzı tamamen minik Umay'ın bir kopyasıydı.
Hayranlıkla kızımı izlerken, Turgut baba boğazını temizleyerek dikkatleri üzerine çekti.
- Aslı, Nefes yemeğini bitirdi. Rica etsem odasında ona biraz eşlik edebilir misin?
Anlaşılan ciddi bir şeyler konuşacağız. Belki Turgut babanında bakışlarındaki değişimin sebebini öğrenebilirim diye düşünerek, iyice meraklandım.
- Tabi efendim.
Diyerek ikiletmeden Nefes'i aldı ve kapıya doğru ilerlemeye başladı.Nefes'in giderken dudak büzdüğünü görünce dayanamayarak seslendim.
- Prenses; bizi Aslı ablanla odanda beklersen, annenle beraber yanına geleceğiz.Sözlerimle gönlünü almış olacağımki, mutlulukla el çırpıp;
- Çoyk bekyetmeyin Asyan.
Dedi.Bende aynı şekilde gülümseyerek;
- Yemeğimizi bitirip geleceğiz prenses.
Dedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/309658064-288-k610027.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance- Farklı kokuyorsun.. - Şampuanımdandır.. Artık parfüm kullanmıyorum.. Kötü mü? - Hayır farklı ama asla kötü değil.. Yasemin kokuyorsun.. Daha kadınsı.. Eskiden şeftali kokardın. . Tatlı bir şeftali gibi.. - Ben zaten bir kadınım.. Öy...