Geçmişin Gölgesinde; Yeni Umutlar..
UMAY ZORLU
Fısır fısır konuşan ve kıkırdıyan birilerini duyarak uyanırken; birden aklıma üşüşen gecenin anılarıyla hızla çarşafı üzerime çektim.
Ah! Nasıl böyle bir hata yapabilmiştim?! Resmen gece yorgunluktan çıplak bir şekilde uyuyakalmıştım, hemde Nefes'in sabahları yanıma gelme ihtimalini bile bile bunu yapmıştım. Kendimi tam bir aptal gibi hissederken üzerimde ki örtüye iyice sarılmıştım ve gözlerimi açmaya fena halde korkuyordum.
- Aç gözlerini hayatım..
Ve o sesi duydum. Kalbim dört nala heyecandan koştururken, duyduğum kıkırdama sesleri ile korkunun ecele faydası olmayacağını düşünerek gözlerimi açtım ve gördüğüm manzara ile kalbim hop etti.
Aslan yeni duş aldığı belli bir şekilde ıslak saçları ile yatağın ayakucunda bana doğru tek bacağını kırarak oturuyordu. Üzerinde onu enfes yakışıklı gösteren ve kaslarını ortaya döken bej bir keten gömlek vardı. Boncuk boncuk bakan kızımızı da, sırtı göğsüne gelecek şekilde bacağına oturtmuş ve sarmış sarmalamıştı.
Yüzlerinde kocaman bir gülümseme varken, kendimi onlara katılmaktan alıkoyamadım. Hayatım boyunca imkansızım dediğim mutluluk, tam karşımdaydı ve elimde olmadan gözümden bir damlanın kaymasına izin verdim.
Aslan hemen Nefes'i yatağa bırakarak yanıma geldi ve yüzümü avucunun içine aldı. Sadece tek bir kelime söyledi. İçinde sonsuz anlamlar barındıran tek bir kelime..
- Yapma..
Sonra alnıma derin bir öpücük kondurdu.
Yaşadığımız bu anlar; gerçek bir mucizeydi.. Bizim mucizemizdi..
O kadar güzeldi ki.. Kendimi bir an sonra hüngür hüngür ağlamak isterken bulmuştum..
Onca geçen sene, onca yaşadığımız acılar, yalnızlıklar, mutsuzluklar sanki bir olmuş zihnime istila ederlerken; karşımdaki mutluluğun sonunda beni bulduğuna şükrettim..
Dudaklarını dudaklarıma bastırıp beni kendine çektiğinde dışarıdan masum bir öpücük veriyormuş gibi görünse de dudaklarının baskısı hiçte öyle olmadığını belli ediyordu.
Sonra bir an hala çıplak olduğumu hatırlayarak; Aslan'ı birden iterek örtüyü tekrar üzerime, hatta kafamı da içine alarak çektim.
Nefes halimize kıkırdarken; Aslan onu ittiğim için, şaşkınlık ve birazda homurdanma ile konuşmaya başladı.
- Umay üzerine bakıp, kafanı o çarşafın altından hemen çıkarıyorsun. Ve bana sabah öpücüğümü tekrar veriyorsun.- Bende sabayh öpüşü iştiyoyum annee! Çıkay kafayı!
Aslan'nın homurdanmaları ve kızımın tatlı isteği ile gözlerimi açtım ama kafamı çarşafın altından çıkarmadım. Üzerimin zaten çıplak olmadığını görünce inanılmaz şaşırdım. Şaşırdığım şey, tabi ki Aslan'ın üzerimi giydirmiş olması değildi. Aslan'ın üzerimi değiştirirken benim bunu asla hissetmemiş, farketmemiş olmamdı..
Gecenin anıları daha detaylı bir şekilde zihnime sızarken, domatese döndüğümden emindim. Uyuya kaldığımızda, neredeyse gün aydınlanıyordu ve biz son seferimizi de duş alırken yaptıktan sonra gelip yattığımızda; Aslan, giyinmeme izin vermemişti. Uyurken bile tenimi teninde hissetmek istiyordu ve duyduğum bu sözlerle; alev, kanımı yeniden kaynatsa da parmağımı oynatmaya halim kalmadığından teninin sıcaklığının tadıyla uyuyakalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance- Farklı kokuyorsun.. - Şampuanımdandır.. Artık parfüm kullanmıyorum.. Kötü mü? - Hayır farklı ama asla kötü değil.. Yasemin kokuyorsun.. Daha kadınsı.. Eskiden şeftali kokardın. . Tatlı bir şeftali gibi.. - Ben zaten bir kadınım.. Öy...