Anlamıyorsun değil mi?
ASLAN ZORLU
- Sözlerine, aşkına öylesine çok inanmak istiyorum ki, ama-
- Ama?!
- Ama işte!! Bu ama aramızda oldukça adım atmam imkansız! Kendimden çok sana güveniyorum be adam!! Sevginden asla şüphem yok! Ama aşk?! Aşk çok farklı!! Ben yapamam Aslan. Bir kere daha yıkılamam! Korktuğum başıma gelirse; bu sefer toparlanamam! Ben çok umut ettim, çok yıkıldım. Yeniden yıkılırsam bir daha Umay olamam. Bir kere Nefes'im nefes oldu bana. Ama bir sonrakinde-
- NE DEMEK BU?! Nefes'im nefes oldu ne demek?
Bir anda aklıma gelen şeyle; onu gördüğüm ilk gün olduğu gibi hızla bileğine yapıştım.
Titreyen bedenini hemen sarmak, bedenime katmak istesem de önce anlamam gereken şeyler vardı ve bu yüzden gözlerine bakmam şart olduğu için kendime hakim oldum.
Hızla ters çevirip dövmesinin üzerine dokundum.
- ALLAH KAHRETSİN!
Duyduğu sesimle sıçrarken, bileğini daha sıkı tuttum.Gözyaşları artık sicim gibi ardı ardına iniyordu.
Ben bunu nasıl unuturum?!
O gün kıskançlık, bu kadar mı gözümü kör etmişti?
Nasıl tekrar bakmam elime gelen pütürlü kısıma?
Halbuki yıllar sonra; daha onu gördüğüm ilk gün hissetmiştim farkı? O yüzden hemen bileğini çevirip, bakmamış mıydım? Ama çevirdiğim anda gördüğüm; 'N' harfi ile öylesine kıskançlıkla kavrulmuştum ki; elime gelen pütürlü kısım aklımdan uçup gitmişti ve sadece o dövmedeki harfin kime ait olduğuna odaklanmıştım..
Nasıl bu kadar kör olabildim?!
- N-nasıl yapabildin böyle bir şeyi?
Dedim çaresizce çıkan kelimelerimle..Boğazım düğüm düğümdü.. Bir el sanki boğazımı sıkıyor ve Nefes'imi kesiyordu.
Onun kendine-
Benim düşüncelerim bile dile getiremezken..
Gözlerimi gözlerine diktiğimde; ona o kadar kırgın ve sinirliydimki bana bir açıklama yapsın istiyordum. Beni ardında bırakıp nereye gitmek istediğini, gözlerimin içine bakarak anlatsın istiyordum.
- Ağlama.
Dedi sessizce yanağımı okşarken.Ağlıyor muydum?
Duyduğum şeyin ağırlığıyla dakikalardır ne yaptığımı ben biliyor muydumki?
- Neden?
Dedim tekrar sitemle. Derin bir nefes alıp, tekrar konuşmaya çalıştım. Boğazımdaki düğümler o kadar büyüktü ki konuşmamı engelliyorlardı.
- Neden Umay'ım.. Eğer başarmış olsaydın, arkandan geleceğimi bilmiyor musun? Nasıl yaptın?- Be-ben.. Gerçekten gelir miydin?
- Anlamıyorsun değil mi? Gerçekten anlamıyorsun.. Senin için neler yapabileceğimi anlamıyorsun.. Senin için yaşıyorum ben be! Bu dün de böyledi.. Bugün de.. Yarın da böyle olacak..
- Ağlama.. Sen ağlamazsın ki.. Neden ağlıyorsun? Sen he-hep güçlüsündür.. Hem n-neyi anlamıyorum?!
Sorusu içimi dağladı.. Ben ne yaparsam yapayım, ne söylersem söyleyeyim anlamayacağını o an anladım.
Kafam istemsizce iki yana sallanırken, gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
Yanımızda duran arabanın sesini duydum, fakat kafamı çevirip bakmaya mecalim bile kalmamıştı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance- Farklı kokuyorsun.. - Şampuanımdandır.. Artık parfüm kullanmıyorum.. Kötü mü? - Hayır farklı ama asla kötü değil.. Yasemin kokuyorsun.. Daha kadınsı.. Eskiden şeftali kokardın. . Tatlı bir şeftali gibi.. - Ben zaten bir kadınım.. Öy...