Allah'ım aklıma mukayyet ol!
Kapı çalındı çalınmasına da ağzımı açıp bir şey diyemedim. Kısa bir zaman sonra kapı tekrar çalındı. Ardındanda çalışanlardan Aslı'nın sesini duydum.
- Umay Hanım? Müsait miydiniz?
Rezil olacağız korkusuyla ne desem bilemeden öylece kuş gibi kalmıştım. Aslan ise şaşkınlığını, benim aksime üzerinden çabucak attı ve çoktan halime gülmeye başlamıştı. Sinirli bakışlarımı üzerine doğrulttuğumda omuz silkerek umursamadığını belli etti.
Adamda haklıydı. Bu durumda olmamızın tek sebebi bendim. Adamın üzerine atlamıştım resmen!
Az önceki anların tekrar aklıma gelmesiyle yanaklarım kızardı ve başımı aşağı eğdim. İçimdeki sesse; 'Yaparken panter gibiydin, ne oldu da içine kaçtın?' diyordu. Kendi kendimle girdiğim kavga ile uğraşırken Aslı'ya cevap vermeyi çoktan unutmuştum.
O sırada odanın kapısına tekrar vuruldu. Ardından da Aslı'nın sesi odada tekrar duyuldu.
- Umay Hanım? İyi misiniz?
Utançtan sesim katiyen çıkmazken birden Aslan konuştu;
- Müsait değiliz Aslı, oradan söyle.
Ve bende; aynı anda onu susturmak için kendimi üzerinde, ağzını ellerimle kapatmaya çalışırken buldum.Aslan'ın konuşması ile sessiz kıkırtılar duyuldu, ardından da Aslı tereddütle;
- Iı şey Aslan Bey; Umay Hanım'ın kuaförü ve onun ekibi gelmişti.
Dedi. Hemen kafamı utançla Aslan'ın boynuna gömdüm.Herkes herşeyi anlamıştı zaten, bu saatten sonra engellemeye çalışmak boşa çabaydı.
- Ekibe serinletici bir şeyler ikram et Aslı. Sonrasında Umay Hanım hazırlanmak için bekliyor olacak.
- Peki efendim.
Sözleriyle kafamı boynundan çıkardım. Gözlerim rahatlığından ötürü şokla; hatta dehşetle açılmış onu izliyordu. O ise ellerini belime atmış halinden gayet memnun gülümsüyordu.
Başımı inanamayarak iki tarafa salladım. Adım sesleri uzaklaşırken kendimi üzerinden kaldırmaya çalıştım. Çalıştım; çünkü Aslan buna izin vermedi.
- Aslaaan.. Bırak beni lütfen, daha duşa girmem gerek. Yeterince rezil olduk zaten. Tekrar geldiklerinde hazır olmam şart.
Aslan ise sözlerimden gram etkilenmeyerek birden yatakta döndü ve beni altına aldı. Kalbim yeniden hızlanırken, aklım çoktan uçmuştu..
Derin derin gözlerime bakıp, elinin tersi ile yanağımı okşarken;
- Hala gerçek olduğuna, benim olduğuna inanamıyorum.
Deyip iç çekti.Sözleri ve okşaması ile gözlerim kendiliğinden kapanırken;
- Sen mi, ben mi?
Deyip aynı onun gibi iç çektim.Sözlerimle, kulaklarıma dünyanın en güzel melodisini sunarak kıkırdadı. Yüzünü yüzüme yaklaştırarak burunlarımızı birbirine sürttü. Tatlı tatlı önce yanaklarımı öptü, ardından burnumun ucunu, sonra dudaklarımı, en son ise alnıma ufak bir öpücük bırakarak ayağa kalktı.
Banyoya ilerledi. Bense bıraktığı yerde, mest olmuş şekilde onu izledim. Banyodan eşofman altı ile geri döndüğünde tatlı tatlı gülümsedim.
- Ama sen böyle yaparsan gidemem ki sevgilim..
Dedi ve tekrar yanıma gelerek dudaklarıma kısa bir öpücük kondurdu.- Asıl sen böyle yaparsan ben bir türlü kalkamam ki..
Deyip tekrar iç çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance- Farklı kokuyorsun.. - Şampuanımdandır.. Artık parfüm kullanmıyorum.. Kötü mü? - Hayır farklı ama asla kötü değil.. Yasemin kokuyorsun.. Daha kadınsı.. Eskiden şeftali kokardın. . Tatlı bir şeftali gibi.. - Ben zaten bir kadınım.. Öy...