24

1.4K 104 1
                                    

Baba




Avni Baba'nın Yeri..

TURGUT TERZİOĞLU

Mekandan içeri girer girmez gözlerim Aslan'ı buldu. Kendini tüm dünyadan soyutlamış denizi seyrediyordu.

Aslan'ım..

Ahmet'imin; can dostumun emaneti..

Oğlum..

Dikkat ettiyseniz oğlum gibidir demiyorum. Çünkü o benim oğlum. Onunla tanıştığımda daha bir buçuk yaşında başına gelenlerden habersiz bir bebekti.

O zamanlar Seniha'm ile bir kaç senedir evliydik ve ne kadar denediysek de bir evlat sahibi olamıyorduk.

Aslan'ımızın hayatımıza girmesi ne de güzel gelmişti. Bir nebzede  olsa evlat özlemimizi dindirmiş, evimize neşe getirmişti.

Şimdiyse dağ gibi yanımda duran koskoca adam oldu. Şirketlerin başına geçti.

Şimdi diyorsunuz Umay senin öz kızın, neden Umay geçmedi. İşte orda yanılıyorsunuz. Çünkü ikiside benim evladım. İkisini de Seniha'mla beraber yetiştirdik. Asla ayıramam!

Ahmet'im vefat ettiğinde; Jale Hanım'a Aslan'ıma sahip çıkmadığı için çok kızmıştım! Ne de olsa annesiydi. Çocuğuna sahip çıkar diye düşünmüştüm. Ancak şimdi; iyi ki onu bizden almamış diyorum.

Biliyorum biraz bencilce bu söylediğim ama insan evladından ayrılabilir mi? Ahmet vefat ettiğinde; Aslan'ım çoktan bizim evladımız olmuştu. Jale Hanım'ı da zaten mecburiyetten aramıştım. Ne de olsa Ahmet artık aramızda olmadığı için yasal vasisi artık oydu.

Ahmet'in acısı soğumadan, Aslan'ımızdan da nasıl ayrılacağız diye düşünürken; o zaman bizi çok şaşırtmış ve Aslan'ı istemediğini söylemişti.

Her ne kadar gönlümüzde ki bu olsa da duyunca sinirden deliye dönüp, çıldırmıştım.

Nasıl bir anne, sanki yabancıdan bahseder gibi çocuğunu istemediğini söylerdi?!

Geçmişin sinir bozucu anılarını bir kenara bırakarak, önce Avni babanın yanına; meyhanenin kapalı tarafına geçtim.

Zaten Aslan'da dalmış, geldiğimi bile fark etmemişti.

Avni baba'yı kasanın yanında bulunca; gidip selam verip, sarıldım.

- Avni babam nasılsın?

- Oo hoşgeldin Turgut oğlum. Ben çok şükür iyiyim, iyi olmasına da Aslan fena! Geldiğinden beri tek kelime etmedi. Sadece rakısını içip, denizi seyrediyor. Ne yaptıysam, ne dediysem konuşturamadım hergeleyi! Ne oldu bu çocuğa, senin haberin var mı evladım?! Gerçi sende pek iyi görünmüyorsun. Ne oldu size böyle?!

- Var Avni baba, maalesef var. Umay..
Dedim ama böyle bir şey nasıl söylenir, bilemediğim için bir an durakladım.

- Ne oldu Umay kızıma?! Yoksa evleniyor mu?

- Nerdee!
Dedim içimi çekerek, sonra da devam ettim.
- Umay evlenmeye karar verirse, Aslan bu hale gelmez ki Avni baba. Bizim kızın evleneceği adamı konuşamaz hale getirir.

Söylediğim şey yaşlı adamın çok hoşuna gitmiş olmalı ki gür bir kahkaha attı.

- Onu doğru dedin valla.
Dedi sonra durumu hatırlamış olacak ki birden ciddileşti.
- Söyle bakayım! Ne olmuş benim güzel kızıma?!

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin