1.Umut Etme! 2.Kıskanma!
Yol boyu ondan tarafa bile bakamadım. İçim tekrar tekrar kanarken, belli bile edemedim.
Biliyordum.. Aslan'da böyleydi işte. Bana karşı öyle bir koruma içgüdüsüne sahipti ki bana aşık olmasa bile olduğuna kendini inandırabilirdi.
Peki insan kendi kendini kandırdığı bir yalana en fazla ne kadar inanabilir?
Bu yalanın son kullanma tarihi ne zaman bilmiyorum, fakat çok iyi bildiğim bir şey var. O da; çok yakında gerçeğin kafasına dank edeceği..
İşte o zaman geldiğinde benden geriye ne kalacak?
Bu hayatta tek başıma olsam, gözümü karartır bir günse bir gün onu, aşkımı yaşarım. Ama ben her şeyden önce artık bir anneyim. Bir kere daha umut eder sonra da yanılırsam bir daha toparlanamam.
Peki bu Nefes'ime haksızlık değil mi?
Olmaz! Nefes'e bunu yapamam.
Dayan Umay.. Dayan..
Kapılma!
İnanma!
En çokta umut etme!
Araba durduğunda yenilediğim kararlarımla kapımı açacaktım ki, Aslan'ın;
- Bekle.
Dediğini duydum.Kafam karışarak dediğini yaparken ne yaptığını izledim. Şoförüde durdurduğunda; kapımı kendisinin açmaya geleceğini anladım.
Kapımı açınca;
- Ne oldu?
Dedim.- Ne olacak giydin yine bir karış elbiseyi, millete göz ziyafeti verme diye önünü kapatıyorum.
Dedi aksi bir şekilde. Bir yandan da önüme dikilmiş, gerçektende önümü kapatıyordu.Bense şaşkınlıkla ne diyeceğimi bilmeyerek, hareket bile etmeden öylece kaldım.
- İnmeyecek misin?
Dedi tekrar aksi bir şekilde.- Aslan hala mı? Hala anlamadın mı bana karışamayacağını?
- Anladım. Karışmıyorum da zaten fark ettiysen. Evden çıkarken soktuğumun eteğini gördüm, birşey dedim mi? Hayır! Peki memelerinin neredeyse tamamı meydanda olduğu halde bir şey dedim mi? Hayır! Oradan karışıyormuş gibi mi görünüyorum?!
Söylenirken o kadar tatlı görünüyordu ki, bir an içimden yanaklarını sıkmak geldi. Tabi ki yapmadım. Onun yerine;
- Çok ayıp Aslan! Eskiden daha terbiyeli bir adamdın. Tam bir beyefendi gibi konuşurdun. Görmeyeli ağzın çok bozulmuş.
Dedim ve istifimi bozmadan arabadan indim.- Seni görmeyeli bozulan bir şey yoktu. Tam tersi seni gördüğümden beri toplayamadığım bir ağzım var. Beni öyle kışkırtıyorsun ki, ne yapacağımı şaşırıyorum!!
Dedi ve sert bir şekilde dudaklarıma kısa bir öpücük kondurdu. Sonrada döndü arkasını gitti.Sinirle yetiştim. Sessizce, dişlerimi sıkarak;
- Beni böyle her istediğinde öpemezsin, dedim sana!
Dedim.Yüzüme bile bakmadan;
- Şimdi değil Umay, sakinleşmeye çalışıyorum.
Dedi ve yürümeye devam etti.Ben onun burnundan bu davranışını fitil fitil getirirdim de dua etsin kliniğe girdik. Aslan randevumuzu teğit etmek için bankoya doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance- Farklı kokuyorsun.. - Şampuanımdandır.. Artık parfüm kullanmıyorum.. Kötü mü? - Hayır farklı ama asla kötü değil.. Yasemin kokuyorsun.. Daha kadınsı.. Eskiden şeftali kokardın. . Tatlı bir şeftali gibi.. - Ben zaten bir kadınım.. Öy...