Bölüm 8

30.1K 1.3K 37
                                    

Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar. Ölümleri zafer olur, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi...Ey gözler, son kez bakın! Ey kollar, son kez kucaklayın! Ve siz, ey dudaklar, nefes kapıları, hakka uygun bir öpüşle mühürleyin açgözlülüğümle yaptığım bu süresiz anlaşmayı...Ey doğru sözlü eczacı! Gerçekten çabuk etkiliyor ilaçların. İşte ölüyorum, bir öpücükle.....

Romeo ve Juliet'den - William Shakespeare

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

İnsan bir öpücükle başka alemlere yolculuk yapabilir mi? Ben yapıyorum işte... Bunun sebebi öpücük mü yoksa öpen kişi miydi? Cevabını bildiğim bir soru bu belkide. Korkularımı yok eden, içime küçücük bir çocuğun sebepsiz sevincini yerleştiren adam, o yolculuğun sebebi. Bu duygu yabancı bana... bu duygu bilmediğim dünyaları vaad ediyor... ama her şeye rağmen, bu duygu çok güzel hissettiriyor. Her kararın riskleri vardır ve belki bu kararımında var ama vazgeçmeye niyetim yok. İlk kez kendimi bu kadar farklı hissediyorum. Ne okuldaki yüksek notlarımdan sonra hocalarımdan aldığım övgüler, ne bir çok kişinin başarılarıma olan ilgileri..... Hiç birşey şuan yaşadığım bu hissi yaşatmadı  bana şimdiye kadar. Ben ise çekincelerimi ve korkularımı ön plana çıkararak bu güzellikleri yaşamakdan kendimi alıkoymayacağım. Sonu ne olur yada nereye gider bilmiyorum ama hayatta yaşamaya değer duygular ve o duyguları yaşatan insanlar vardır. Yaşamadan öğrenemem.....

Bu gün Cuma ve birazdan basın toplantısıyla benim projemin kabul edildiği duyurusu yapılacak. Sabahdan beri yasadığım bu heyecan yüzünden midem kasılıyor ve dudaklarımı ısırmakdan yara olacak duruma getirdim. Toplantı vaktine kadar, sarı saçları ve üstüne giydiği minicik etekden sütun gibi bacakları görünen sekreter bizi bekleme odasına yönlendirdi. Bir insan hangi mantıkla bu derece kısa bir etek giyerki? Fazlasıyla gözüme battı bu durum. Bizim şirkette de mini etekli kadınlar var tabi ve bende giyiniyorum ama konumuz o değil şimdi. Bu kadın Yiğiter Holding'de Emre için çalışıyor, işte sorunumuzun kaynağı bu ! Patronunun ilgisini çekmeye çalışan sekreter! Yeşilçamın klasik filmlerinden birinde gibiyim sanki. İçimde dolanmaya başlayan bu duygunun adı ne şimdi? Sinirimin beni ele geçirmeye başladığını hissediyorum. Acaba ...? Bütün dengemi şaşırtan, bana yeni duyguların varlığını öğreten adam sanırım yeni bir duygunun daha varlığını bana gösteriyordu; Kıskançlık!!! Odaya girene kadar kadına olan ters bakışlarımı sürdürdüm ama bu durum kadının umrunda gibi görünmüyordu. İki kat daha sinir oldum.

Odaya girdiğimizde yine ferah bir mekan karşılamıştı bizi. Daha önce toplantı odasını görmüştüm sadece ama şimdi bu odayıda görünce, genel iç mimarisi hakkında kaba taslak bir fikre sahip oldum. Toplantı odasında olduğu gibi bir taraf yine duvardan duvara camdı ve boğazın eşsiz güzelliğini gözler önüne seriyordu. Karşılıklı iki duvar çimen yeşili renginde ve üçüncü duvar vanilya rengindeydi. Yeşil, mavi ve açık renklerin insanlarin üzerindeki rahatlatıcı bir etkisi vardır. Bekleyen kişilerinde sıkılmaması adına bu etkisinden yararlanılmaya çalışıldığı çok açık. Odada üç adet beyaz deri koltuk vardı. Buna uygun olarak, yine beyaz bir kürenin üstünde cam olan orta sehpa bulunuyordu. Ancak ben oturamayacak kadar stresli hissediyordum kendimi. Ne zaman bir işi yapmak üzere olsam bu stresi hissederdim ve benim için olağan bir durumdu. Ancak şuan farklı birşeyler vardı. Öncekilerden daha farklı bir stres hissediyordum. Çünkü bugün yapacağım şey Emre ile ilgiliydi ve bu damarlarımda akan kanın kaynamasına sebep oluyordu. Hiç kimse beğenmesede bir tek onun beğenmesinin yeterli olacağını hissediyordum. Sadece o... Sabah kalktığım anda bile aynı stres ile giyecek dolabımı yatağımın üstüne boşaltmıştım. Toplamaya kalkışsam altı yada yedi valiz sadece iş kıyafetim çıkar. Günlük kıyafetlerimi saymıyorum bile. Ama ben her klasik kadın gibi „Öf giyecek hiç birseyim yok" tribine girmiştim. Civcivim sağolsun olayı çözdü. Bana kalsaydı hala kıyafetlerimle kavga ediyor olurdum sanırım. Ciddi görüneyim diye pantolon ve ceketten oluşan bir takım seçti. Normalde bu tarzlar, giyinmeyi asla tercih etmediğim bir kombinasyondur. Ben daha çok elbise yada etek-bluz kombinlerini tercih ederim. Kendimi daha rahat hissettiriyor. Ancak akşam yapılacak olan kokteylde daha sexy bir kıyafet giyerek Emre'nin aklını başından almam gerektiğini söylemeyide ihmal etmedi tabi. Şeytan ayrıntıda gizlidir derlerya hani, bu kızda ayrıntılara çok önem veriyor. Ayaz'ın ona tutulmuş olmasına şaşırmamak gerek. Ben ise sıradan biriyim aslında, öyle detaylara çok takılmam yada önceden takılmazdım. Sanki hayatım Emre'den önce ve Emre'den sonra olmak üzere ikiye ayrılmış gibi hissediyorum....
Düşüncelerimde seyehate çıksamda bir türlü kendimi rahatlatamıyordum. Stresimin her geçen saniye artması sağlığım açısından pek iyi bir durum değil.

GÖZYAŞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin