Multi medyada araba yolculuklari sirasinda dinledikleri Sezen Aksu'nun Ben Sende Tutuklu Kaldim sarkisi yer almakdadir. Bölümün son sahneleri +18 iceriklidir. Bu tarz bölümleri okumakdan rahatsiz olan okuyucularimin o sahneyi es gecmelerini rica edecegim.
***********************
Arsız gözlerle karşımdaki adamı süzmeye devam ediyordum. Şimdi „boşver yeniden tanışmayı falan" deyip, her seferinde farklı bir dünyaya yolculuk yapmama sebep olan o dudaklarına kapanmak istiyordum. Kanım kaynıyordu ve sıcak oldu sanki birden bire.
„Çok güzel görünüyorsun." Ses tonundaki beğeniyi algılamamam imkansızdı. Sen daha hoş görünüyorsun be adam, hatta harika görünüyorsun. Dizlerimin nesi var benim böyle neden titriyorlar? Boğazını temizleyince beni içine çeken düşüncelerimden sıyrılıp, hala cevap vermediğimi farkettim.
„Teşekkür ederim, sende çok hoş görünüyorsun diyebildim."
„Toprak yada Ayaz burdalarsa çıkmadan onlarada selam vermek isterim." Ay sen ne düşünceli bir adamsın. Ama şansına küs canım elimizde bir tek ben kaldım.
„Onlar yoklar yarın dönecekler."
„O halde çıkalım mı?" derken kendisine çok yakışan ama benim nefesimi kesen gülümsemesini takınmıştı yine yüzüne.
„Tabi." Deyip çantamı aldım ve arabaya bindik. Sessizlik içinde geçen yolculuğumuzu radyoyu açarak bozdu. Çalan müzik Sezen Aksu'nun 'Ben Sende Tutuklu Kaldım' şarkısıydı . Bu şarkıyı severdim ancak şuan farklı birşey ifade ediyordu benim için. Bu şarkı Emre ile beraber dinlediğimiz ilk şarkıydı. Öyle liseli ergen kızlar gibi bu bizim şarkımız olsun diyecek değilim elbette ama bu şarkının bana her zaman bulunduğum bu anı ve Emre'yi hatırlatacağına emindim. Yanımda oturan kehribar rengi gözlere sahip, duruşundan bile otorite ve güç akan bu adam günbegün bütün korkularımı yok ediyordu. Onun yanında ilk anda hissettiğim o tedirginlik yok olmuştu şu bir kaç gün içerisinde. Aksine garip bir güven duygum vardı ona karşı. Garipdi çünkü bu Toprak yada Ayaz'a karşı hissetiklerim gibi değildi. Onlar ailemdi benim ve onlarda ailenin güvenini hissediyordum. Belki benimle ilgilenen bir aileye sahip olsaydım „gerçek aile güveninin" ne olduğunu bilirdim. Ama onlar kendi hayatlarını yaşayabilmek adına benden vazgeçmişlerdi. Yıllarca aralarında pinpon topu gibi gidip geldim. Sonunda üniversiteyi kazanınca, göçebe yerlileri gibi olan yaşamım sona erdi ve yerleşik hayata başladım. Geçmişi neden hatırladm ki şimdi ben?
„İp istermisin?"
„Ne? Ne ipi?"
„Daldığın kuyudan çıkmak için. Lazım olur belki." Deyip gülümseyince, bende gülümseyerek karşılık verdim. Ah güzel adam, sen bana hep böyle bak olurmu, sen beni hep böyle güzel sev.
„Kusura bakma dalmışım. Bir şey mi söylemiştin?"
„Ne düsünüyordun?"
„Önemli bir şey değil. Sen ne demiştin?" diyerek sorumu yineledim. Hafifce bana dönüp gözlerini kıstı.
„ Bugün yeniden tanışıp yeni bir başlangıç yapmaya karar verdiğimizi sanıyordum." Evet öyle bir karar almışdık da şimdi neden bunu tekrarlama gereği duyduğunu anlayamamıştım. Bakışlarımdan bunu anlamış olmalı ki konuşmasına devam etti.
„Yeni başlangıcımızı yalanla yapmak istemiyorum Yağmur. Az önce düşündüğün şey her neyse hoş bir şey olmadığı yüzünün aldığı ifadeden belliydi. Bu yüzden önemli değil diyerek beni geçiştirme sakın. Sen bana açık olmalısın ki bende sana öyle olabileyim." Haklıydı kesinlikle ama ben ailemi ona daha ilk buluşmamızda nasıl anlatayım ki? Hakkımda herşeyi yavaş yavaş öğrense olmaz mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZYAŞIM
RomanceŞimdi hiç bilmediğim bir şehrin, hiç bilmediğim bir sokağındayım... Yanlız mıyım? Tabiki de "Hayır"... Sensizliğim ve tıklım tıklım yalnızlığım benimle... Sen peki? Sende bensiz misin ? Yoksa aklından bile geçmeyen bir geçmişin miyim senin için ? Se...