46. BÖLÜM

13.8K 857 60
                                    

Merhabalar herkese, beni özlediniz mi? Ben sizleri ve yazmayı çok özledim. Size gelecek bölümlerle alakalı kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Takip edenler bilirler ben her hafta bölüm atarım bazende 2 bölüm olurdu. Ancak şuan özel hayatımdan dolayı bu pek mümkün değil. Tabi ayda bir bölüm atmayacağım o kadar ara vermem. Kısaca anlatmam gerekirse bebeğim yeni doğduğu için bütün ilgim ve zamanım onun üzerinde, daha dün başka bir şehire taşındım. Ayrıca hamilelik sürecinde gelişen bir rahatsızlığım var ve ameliyat olmam lazım. Yani şuan başımı kaşımaya vaktim yok. Bir sonraki bölüm ne zaman gelir bilmiyorum. Yazdığım an bölümü yükleyeceğim.

Bir kaç bölüm geçiş bölümü olacak ve biraz sıkıcı olabilir. Genel olarak geçiş bölümleri her zaman sıkıcıdır.😁 Geçiş bölümlerini benim anlatımımla okuyacaksınız. Hikayemde güncel konulara geldiğimde yeniden Yağmur'un anlatımıyla okumaya devam edeceksiniz.
Hayırlı Ramazanlar diliyorum ve sizi bölümle başbaşa bırakıyorum.
Keyifli okumalar...
♡♡♡♡♡♡

İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.

《 William Shakespeare 》

(2 ay önce Yazgül'ün Isabell'i dövdüğü gün)

Yağmur ile görüşemeyip üstüne birde ufak tefek bir kızdan dayak yiyen Isabell, bunu hazmedemiyordu. Şirketten çıkarken her adımında geleceğe dair zehirli planlarını kendine tekrarlıyordu. Hedef tahtasında artık sadece Yağmur değil, onunla bağlantılı olan herkes vardı. Yağmur ile işini bitirdiğinde sıradaki hedefinin bu kadın olacağına yemin etti. Biliyordu ki, hiç kimse kaybedecek birşeyi olmayan insan kadar tehlikeli olamazdı ve bu savaşta Isabell'in kaybedecek hiç birşeyi yoktu.

Arabasına bindiğinde makyaj hileleriyle yüzünde oluşan tahribatı kamufle etti. Şimdi karşısında daha büyük bir yüzleşme vardı. Kısa süren bir yolculuğun ardından arabasını Yiğiter Holding'in otoparkına park etti. Dikiz aynasında kendisiyle göz göze geldi ve ihtiyacı olan motivasyonu alabilmek adına düşüncelerini yeniden aklından geçirdi. Uzun zamandır motif motif işlenmiş bir plan son dakikada başarısızlıkla sonuçlanmayacaktı.

Emre'nin odasının önüne geldiğinde, sekreterin haber vermesini beklemeden odaya daldı. Emre'nin anında çatılan kaşları ve sinirli bakışları altında oldukça rahat bir şekilde karşısına geçti.

"Emre bey birden odanıza daldı engelleyemedim."
Diyen sekretere 'önemli değil' gibisinden bir baş hareketi yaparak dışarı çıkmasını söyledi. Odada bulunan Emre'nin babası Mehmet bey'inde ciddi bakışlarının hedefi Isabell'di.

"Ne işin var senin burada?"

"Seni yeniden bulmuşken, gerçekten elimden kaçıracağımı düşünmüyorsun herhalde Emre, değil mi?"

"Sana ve senin saçmalıklarına ayıracak vaktim yok. Güvenliği çağırıp seni attırmamı istemiyorsan hemen defol burdan."

"Bence söyleyeceklerim ilgini çekecek sevgilim."
Cümlesini bitirdiğinde çantasından çıkarmış olduğu bir kaç fotoğrafı Emre'nin masasının üstüne attı. Emre ise duyduğu 'sevgilim' kelimesi yüzünden bağırmak üzereyken, masasına fırlatılan fotoğraflarla dikkatinin dağılmasını engelleyemedi. Gayri ihtiyari bir hareketle eline aldığı fotoğraflara ilgisizce baktı. Tek kaşını kaldırarak yeniden Isabell'e baktığında ise bakışlarıyla 'bunlar ne?' diye soruyordu.

GÖZYAŞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin