"Hani hatırlıyor musun, 'odunum' derdin de bende 'hangi ağacın odunuyum' derdim sana.
'Çam ağacım, iğne yapraklım' dedin. Sebebini sorardım sana ' en geç sen solar, en geç sen düşersin' derdin. 'Yıkılmazsın' derdin 'rüzgar etkilemez, yele aldırış etmezsin' derdin....
Peki ya ne oldu şimdi cennet bakışlım? En ufak yel sallar, rüzgar söküp alır oldu beni dalımdan. Sonbahar'a dayanamaz oldum. Artık gücüm yok yokluğunda...
Ya gel yeniden yeşert, ya da bırak beni Sonbahar'da..."☆☆ Naim Türk ☆☆
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Yan kalbim... yan tutuş. Aptallığına yan! İnanmışlığına yan! Aldanmışlığına yan! Aldatılmışlığına yan! Ben her hücrem de seni hissederken, seni severken, sen şimdi kim bilir neredesin? Sen başka bir bedende nefes alırken, ben sensiz nefessizim burda.
Herşeyin bir anda anlamını yitirmesi için, senin gitmen mi gerekiyordu kalbimden? Gecenin bir saatinde, binlerce insanın içinde yapayanlızım... Seni sevmenin, sana güvenmenin bedeli bu kadar ağır olmamalıydı. Sanki dipsiz bir kuyunun içindeyim... Her yer karanlık...Her yer buz gibi soğuk ! Ne kadar çabalasamda çıkamıyorum. Burda kaldığım her saniye yavaş yavaş ölüyorum... Nefes alamıyorum... Sensizim... Yanlızım... Kimsesizim... Senli günlerim şimdi gözüme o kadar uzak görünüyor ki... Sanki hepsi yüzyıllar öncesine aitmiş gibi, sanki hiç yaşanmamış anılara aitlermiş gibi... Sanki hepsi bir hayalden ibaretmiş gibi...Bana mı öyle geliyor bilemiyorum ama, sanki hayatıma sonsuz bir karanlık çökmüş gibi hissediyorum. Güneşim, ihanet bıçağıyla sırtından vurulup öldürülmüş gibi... Ben bu sonsuz karanlıkda yolumu kaybediyorum. Nefes almanın bu kadar zor olduğunu bilmezdim, öğrendim! Ne olacak? Nasıl olacak bilmiyorum. Bildiğim tek şey sensiz olmuyor.
Benim hayallerim sana'ydı...
Benim umutlarım sana'ydı...
Benim geleceğim sana'ydı...
Benim aşkım sana'ydı...
Benim bütün yollarım sana'ydı...Şimdi sen yoksun ve benim bütün yollarım, sonunu göremediğim bir şekilde uzadılar. Acım kalbimi esir almışken ben, yeniden 'ben' olamıyorum! Ben önümü göremiyorum... Ne zaman oldu? Nasıl oldu? Bilmiyorum! Kalbimi senin ellerine teslim ederken hiç tereddüt etmedim.
Şimdi ise herşey anlamsız, yarım... Gözyaşlarım akmayın!
Şimdi zamanı değil.
Gözyaşlarım yenilmeyin!
Şimdi sırası değil.
Gözyaşlarım bari siz güçlü kalın!
Ben tükenmişken, bari siz yenilmeyin!Kaç zaman geçti sensiz? Kaç saat? Kaç gün? Kavramlar anlamını kaybetti... Hasretim sana! Hasretim sevgine! Hasretim adam... sana deli gibi hasretim. Sen yoksan bu hasret bitmiyor. Kızgınım, kırgınım, öfkeliyim, çıldırmak üzereyim ama sensiz de olmuyor. Sensiz de yaşanmıyor... Sen yoksan, bende yokum...
Kaçıncı kadehin dibinde kendimi arıyorum sayısını unuttum. Düşüncelerim duman içerisinde, önünü göremez haldeyim. Gözümden akan yaşlara inat bağıra çağıra susmak istiyorum. İçim feryat figan isyanlarda, avazım çıktığınca çığlık çığlığa senin için susuyorum. Seninle geçen günlerim geliyor aklıma, daha birkaç gün önce bulutlarda uçarken şimdi ise yerin dibinde hissediyorum kendimi. Bu sabah yaşananların hepsi bir rüyaymış gibi ve o rüyadan uyanıyormuşum gibi hissettim. Senin kokunla sarmalanan yatağımda, senin kollarında yeni bir güne merhaba dedim. Gözümü açtığımda karşılaştığım yüzün masumdu. Seni seyretmekten kendimi alamadım. Yüzün her zamanki gibi kirli sakallıydı ve yüzüne dokunduğumda parmak uçlarımda hissettiğim karıncalanmayı seviyorum. İçimi gıdıklıyor senin yüzünde, sana çok yakışan o sakalların. Kaşlarını çattığında yüzünde beliren o 'benden uzak durun' ifadesi, herkesin aksine beni sana daha çok çekiyor. Gülümsediğinde sol yanağında kendini gösteren minicik çukur ise, öldüğümde gömülmeyi istediğim kutsal bir yer benim için. Yüz ifaden her ne kadar asabi görünsede, bana bakarken gözlerindeki ifadeyi seviyorum. Ben aslında herşeyi 'sende' seviyormuşum. Bütün güzel düşüncelerimin üstüne düşen kara bulut beni kendime getirdi. Kalbimin sızısı canımı yaktı yeniden. Aklım o yataktan çıkıp seni bağıra çağıra kovmayı isterken, kalbim ne olmuş olursa olsun sımsıkı sana sarılmayı istiyor. Dudaklarında yeniden nefes alıp , yaşanmış bütün olumsuzluklara sünger çekmek istiyor. Bu kadar cesaretli miyim, yoksa yapamayacak kadar yenilmiş mi? Bilmiyorum. İçimdeki dürtüye engel olamayan parmaklarım, yüzüne sert bir ifade katan kaşlarında dolandı önce. Gözünün yanından yanağına indi ardından ve son durağım dudakların oldu. İçime çektiğim nefesde bile buram buram sen varsın şimdi. Kapattığım gözlerimden dökülen yaşlara engel olamadım çaresizce. Yanağımda hissettiğim sıcaklığın ardından senin sesini duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZYAŞIM
RomanceŞimdi hiç bilmediğim bir şehrin, hiç bilmediğim bir sokağındayım... Yanlız mıyım? Tabiki de "Hayır"... Sensizliğim ve tıklım tıklım yalnızlığım benimle... Sen peki? Sende bensiz misin ? Yoksa aklından bile geçmeyen bir geçmişin miyim senin için ? Se...