Özel Bölüm 3

18.4K 779 95
                                    

Herkese kocaman bir merhaba, sizler de benim gibi bu çiftçimizi özlediniz mi? O halde benim için özel olan böyle bir günde size yeni bölüm getireyim. Umarım beğenirsiniz. Ayrıca hikayemi buraya kadar okuyup da tek kelimelik  yorum yapmayan okurlarına çok kırgınım. Ben onca emek verip bir şeyler ortaya koymuşken,  sizin hiç bir düşüncenizi dile getirmemiş olmanız beni çok üzüyor.
Neyse şimdi bu özel güne özel sizlere yeni bir özel bölüm getirdim. (Bol özelli bir cümle oldu)
Keyifli okumalar....

 (Bol özelli bir cümle oldu)Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kahvaltıyı hazırlarken biran yer ayağımın altından kalıyormuş gibi hissettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kahvaltıyı hazırlarken biran yer ayağımın altından kalıyormuş gibi hissettim.  Kısacık süren bu durum yüzünden dengem bozulmuştu ve sarsak adımlarım belime dolanan güçlü kollar sayesinde zamanında durduruldu.
"Neyin var Menekşem?" Aslında bu konu ile ilgili bir tahminim var ama emin olmadan söylemek istemiyordum.
"Tansiyonum düştü sanırım.  Bu arada biliyorsun işlerim biraz tempolu sürüyor. Ayrıca evde de iki minik  yaramaz ve birde  uslanmaz kocaman bir adam olunca tabi." Diyerek konunun odağını değiştirdim.
"Günahıma giriyorsun karıcım, ben uslanalı çok uzun zaman oluyor."
"Durumdan şikayetçi misiniz yoksa Emre bey?"
"Beni usandıran sen olduktan sonra mı? Asla değilim. Ama konuyu değiştirdiğini farketmedim sanma! Kendine çok yükleniyorsun biraz mola vermek zamanı."
"Bu konuda her türlü teklife açığım kocacım."
"Eğer önemli bir toplantım olmasaydı, en ince detayına kadar gösterirdim ben sana o teklifleri   ama üzgünüm çıkmak zorundayım." Cilveli bir şekilde kıkırdayınca dudaklarım tutkunu olduğum dudaklar tarafından esir alınmıştı. Doyamadığım ve asla da doyacağımı sanmadığım bir  duyguydu bu. Emre'nin yanımda olması, beni sevmesi, bana bütün dünyanın karşısında tek başıma duracak gücü veriyordu. Dudaklarımdan ayrılan dudakların ardından itiraz mırıltıları yükselmişti. Ne çabuk bitmişti böyle? Ben henüz doyamamıştı ki! Benim itirazım hoşuna gitmişti doğal olarak ve yüzündeki gülümsemeyi gizlemeyi dahi düşünmüyordu beyefendi.
"Devamında akşama karıcım. Hatta akşam daha detaylı bir sunum yapacağım sana emin ol ama şimdi çıkmak zorundayım."  Diyerek ceketini sandalyeden alıp  gitti

Emre'yi yolcu ettikten sonra Umut ve Duru'nun servisleri gelmiş ve onları da okula göndermiştim. Sırada şüphelerimin  doğru olup olmadığını kanıtlamak vardı.

Günün loşultırmacası bugün bana bir hayal gibi gelmişti ve sonunda evdeydim  Akşam yemeğimizi yedikten sonra çocuklarla biraz film izlemiş ve onları yataklarına yatırmıştıkSalona döndüğümüzde Emre şarap ve iki kadeh getirmişti. Bu görüntüye istemeden gülümsedim. Şimdi söyleyeceğim şeyi duyunca nasıl bir tepki verecek çok merak ediyordum.  Usulca yanına gittim ve kollarımı arkasından  beline dolayıp başımı da sırtına yasladım.

"Ben içmeyeceğim." Dedim gülümsemem ses tonuna yansımıştı. Aniden arkasını döndü ve yüzyüze geldik.

"Kendini kötü hissediyorsun?" Sorusunu duyduğumda dudağımın kenarını dişlerimin arasına alıp başımı olumsuz anlamda salladım. Konuşacak gücü kendimde bulamıyordum. Ağzımı açsam sanki kahkahalarla gülecektim ve konuşamayacaktım. Yine de derin bir nefes aldım. Kendime geldiğimi anladığımda kısık bir ses tonuyla cevapladım onu.

"Hayır aslında kendimi çok iyi hissediyorum."

"Niye öyle bakıyorsun sen? Bir şey mi oldu?" Ses tonu ve yüz ifadesinde endişe vardı. Sabah ki baş dönmesi onu tedirgin etmişti çünkü gün içerisinde saat başı aramış ve nasıl olduğumu sormuştu.

"Evet bişey oldu Nefesim. Şimdilik minicik ama ilerleyen günlerde daha da büyüyecek birşey oldu." Dediğimde Emre'nin  yüzündeki kanın çekildiğini ve yüzünün beyazladığını gördüm. Sanırım konuya yanlış yerden girmiştim. Adam kalp krizinden gitmeden direk söylesem iyi olacak gibiydi.

"Hani üçüncü çocuk istiyordun ya. Hah işte bu sebepten,  başarılı çalışmalarından dolayı tebrik ederim hayatım." Önce ne dediğimi anlayamayan Emre,  saniyeler içerisinde olan biteni kavramıştı. Onun yüzündeki bu gülümseme benim için herşeye değerdi.
"Sen....sen hamilesin misin?" Diye sordu umutla yüzüme bakarken. Bense öyle bir haldeydim ki, ömrümde hiç olmadığı kadar bugün hep susuyordum.  Usulca başımı salladım olumlu yönde ve ardından ekledim.

"Hamileyim. Tebrik ederim üçüncü kez baba olacaksın Nefesim." Dediğimde ayaklarım yerden kesilmiş ve Emre'nin kucağında havada süzülüyordum.

GÖZYAŞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin