....EMRE....
Ondan önce farkında bile olmadığım saç takıntımın sadece ona özel olması garip gelsede iyi hissettiriyordu. Şuan benim yatağımda, uzun güzel saçları yastığa dağılmış sere serpe yatan bu kadın benim...benim kadınım. Bir elimi başımın altına koyarak onu izlemeye başladım. Hayatıma beklemediğim bir anda ve en olmadık şekilde girmişti. Esen rüzgarda savrulan saçları beni ilk çeken şey olmuştu. Onun Ayaz ile sarıldığını gördüğümde, hiç tanımadığım bu kadının banada aynı şekilde sarılmasını istediğimi farkettim. Kim olduğunu veya nasıl bir karakteri olduğunu bile bilmeden benim olsun istedim. Şimdi ise... şimdi benden başka alternatifi yok! Olamaz! Ben onun ilk erkeğiyim ve son nefesine kadar da o şekilde kalmaya niyetliyim. Kaç kişiyle birlikte oldum şimdiye kadar sayısını bilmiyorum. Uzun birlikteliğimde oldu ama hiç bir kadına, yatağımda yatan bu menekşe kokulu kadın kadar bağlandığımı hatırlamıyorum.
Şile'de ilk yakınlaşmamızda bakire olduğunu farketmiş olsam bile yinede aklımda acaba sorusu vardı. Acaba yanılıyor olabilirmiyim? Bazı kadınların iyi rol yaptıklarını çok iyi biliyorum. Bir zamanlar o oyunlardan birinde kurban başrolünü oynamıştım nede olsa. O günleri hatırlamak bile sinirle dolmama sebep oluyordu. Uzun zamandır düşünmediğim şeylerin şuanda aklıma gelmesi vücudumun gerilmesine sebep oldu. Her insanın aptallıklarla geçirdiği dönemleri vardır. Geçmişe bakıpda 'bunu yaparken ne düşünüyordum acaba' dediği.... benimde vardı ama o günler geçmişte kaldı. Çok geçmişte....
Yağmur' un sırt üstü dönmesi ve dönerken adımı sayıklaması, içimi tarif edemeyeceğim bir duyguyla kapladı. Yüzünde beliren hafif gülümseme ve dudaklarını büzmesi masumiyetin canlı örneği gibi karşımda duruyordu. Bakışlarım yavaşça açıkta kalan boynuna ve göğüslerine inmişti. Dakikalar önce ellerimin ve dudaklarımın altında açılmamış bir gonca gibi kendini belli eden pembemsi tomurcuklar, günaha davet ediyordu. Ben basit ihtiyaçları olan sıradan bir erkeğim ve önümde duran bu güzelliklere bakıpda bile bile günaha evet deyip ateşlerde yanmak işten bile değildi. İrademin beni terkettiği saniyelerde, günaha gönüllü kapıldım.
Ellerim ait oldukları yeri bulmuşcasına, pürüzsüz tepeciklerin üstündeki yerini alırken, dudaklarım, kanı kafanın içinden kalbe götüren yaşam kaynağı şah damarının üstündeydi. Bu kadının yaşam kaynağı, benimde kaynağımdı. Beyninde de kalbinde de sadece ben olmalıydım. Bedeninden yayılan kokuyu en iyi duyumsadığım noktada burasıydı....şah damarının üstü. İlkel bir duyguyla onu sadece kendime saklamak istememin ne anlama geldiğini düşünmeyi bırakmıştım artık. Sonsuz aşklara inanan biri olmadım hiç bir zaman. Ancak birde şöyle bir gerçek varki, onun olmadığı bir yaşam düşünemiyorum. Sevginin sonsuzluğuna inanırım ama aşk bence gelip geçici tensel çekimlerden oluşan basit bir aldatmacadan başka birşey değildi. Bunun aksini ispat edecek bir durumla karşılaşmadım şimdiye kadar.
Ellerimin yerini dudaklarım aldığında Yağmur'u uyku mahmuru bir şekilde "biraz daha uyuyayım ne olur" demesi gülümsememe neden olmuştu. Onun bu doğallığı daha önce çok sık karşılaştığım bir durum değildi. Dudaklarına kısa bir öpücük bırakarak banyoya gittim. Duşumu alıp güzel bir kahvaltı hazırlasam fena olmazdı. Buraya geldiğinde henüz kahvaltısını yapmamış olduğunu tahmin edebiliyordum ve geldiğinden beri geçen bir kaç saat içinde oldukça fazla efor harcamıştı. Bunun düşüncesi bile hala kanımı kaynatıyor, yatağımda uyuyan kadının hiç bir şey yapmasına gerek kalmadan bedenim onun için hazır hale geliyordu. Düşüncelerimden sıyrılıp hızla duşumu alıp mutfağa indim. Kahvaltıyı hazırlarken ne kadar süre geçtiğinden emin değildim ancak artık uykucu hatunumu uyandırma zamanı gemişti. Arkamı döndüğümde kapı pervazına omzunu yaslamış üzerine benim switimi giymiş kadını görmek, evimin sadece betondan bir yapı değilde gerçekten bir ev olduğunu hissettirmişti. Üzerinde tek omzu açık mini bir elbise gibi duran kıyafetimle oldukça iştah kabartıcı duruyor ve beni yeniden günaha davet ediyordu. Koyu renk ojeli ve çıplak olan ayakları bile içimdeki erotizmin dozunu artırıyordu. Bu durumdan kesinlikle şikayetim yoktu. Masanın üstündekilere göz gezdirdi ve orada hoşlanmadığı birşeyi görmüş olmalı ki o harika dudaklarını büzdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZYAŞIM
RomanceŞimdi hiç bilmediğim bir şehrin, hiç bilmediğim bir sokağındayım... Yanlız mıyım? Tabiki de "Hayır"... Sensizliğim ve tıklım tıklım yalnızlığım benimle... Sen peki? Sende bensiz misin ? Yoksa aklından bile geçmeyen bir geçmişin miyim senin için ? Se...