Var olmak mı? yok olmak mı? bütün sorun bu!
Düşüncelerimizin katlanması mı güzel zalim kaderin yumruklarına, oklarına...
Yoksa diretip bela denizlerine karşı,
Dur, yeter! demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki, uyumakla bitebilir bütün acıları yüreğin,Çektiği bütün kahırları insanoğlunun...
《 William Shakespeare - Hamlet dördüncü tiratı 》
"Yağmur hanım bir bayan sizinle görüşmek istiyor. İsmi Ceylin Güven."
"Güven mi? Gönder bakalım Yazgül." Düğüne sayılı günler kalmışken evde stres yapıp delireceğine çalışmayı seçmişti Yazgül. Tabiki bu durumdan damat adayımız fazlasıyla şikayetçiydi ama elinden gelen bir şey yoktu. Kapının açılmasıyla bakışlarımı odaya giren kadına çevirdim. Yüz siması oldukça tanıdık olsa da tanıdığım biri değildi. Uzun ve dalgalı saçları harika görünüyordu. Kapıdan girip karşıma gelene kadar göz temasımızı kesmemişti.
"Merhaba Yağmur, ben Ceylin." Ses tonu nazik ve gülümseyen bir ifadesi vardı.
"Merhaba Ceylin hanım. Daha önce tanışmıydık?" kadının gülümsemesi yüzüne daha çok yayılmıştı.
"Aslında tanışıyoruz ama beni hatırlayabildiğini sanmıyorum. Seni en son gördüğümde yeni doğmuştun." Dediğinde yine aklımda birşeyler canlanmamıştı. Yüzü tanıdıktı evet ama nerden tanıdığımı hatırlamam söz konusu bile değildi.
"Afedersiniz anlayamadım." Kadın gayet rahat bir şekilde ellerimi avuçları arasına aldı.
"Ben senin halanım canım. Küçüklüğüne dair neler hatırlıyorsun bilmiyorum ama o dönemler benim için zor zamanlardı. Evinizde benden bahsediliyormuydu onu bile bilmiyorum." Yüzünde oluşan kederli gülümseme o dönemlerde yaşananların kolay birşey olmadığını anlatıyordu zaten.
"Oturun lütfen. Şaşkınlığımı bağışlayın ama sizinle ilgili daha önce hiçbir şey duymadım."
Karşılıklı koltuklarımıza oturduk ve ikimiz için birer kahve söyledim.
"Ben eşimle kaçarak evlendim, o yüzden babam ve abilerim benimle konuşmadılar. Ölmüşüm gibi saydılar. Oğlum dünyaya geldiğinde onu alarak babamın evine gelmek istedim ama korktum. Kağan bir yaşına gelince, belki beni affederler umuduyla her şeye rağmen geldim. Yengem, senin annen kapıyı açtı bana ve seni o zaman gördüm. Kağan'dan, oğlumdan bir yaş kadar küçüksün. Abim eve geldiğinde beni döverek kapı dışarı attı. O günden sonrada bir daha gidemedim. Babamın ve annemin cenazesine bile gelemedim. O dönem eşim bir akrabasının yardımıyla Amerika'da iş buldu ve oraya taşındık. Yılların ardından ilk kez buraya geliyorum."
"Ceylin hanım yaşadıklarınız için üzgünüm ve inanın varlığınızdan bile haberim yoktu. Yani evde sizinle ilgili hiç bir konu konuşulmazdı. Zaten annem ve babam boşanınca tamamen koptuk."
"Biliyorum canım. Herşeyden haberim var. Ben gelemediğimden eşim benim için arkadaşları sayesinde ailemden haberler alıyordu. Yurtta kaldığın dönem sana yardım etmeyi çok istedim ama eşim yeni bir işe başlamıştı ve maddi açıdan iyi değildik. "
"Geride kaldı hepsi önemli değil." Dedim ve derin bir nefes alıp karşımdaki güzel kadına baktım. Tanıdık gelmesinin sebebi belkide çok benziyor oluşumuzdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZYAŞIM
عاطفيةŞimdi hiç bilmediğim bir şehrin, hiç bilmediğim bir sokağındayım... Yanlız mıyım? Tabiki de "Hayır"... Sensizliğim ve tıklım tıklım yalnızlığım benimle... Sen peki? Sende bensiz misin ? Yoksa aklından bile geçmeyen bir geçmişin miyim senin için ? Se...