Bu bölüm Karadeniz'den bir misafirimiz var :) Elimden geldiğince lazca kelimelerin anlamlarını yazdım ancak olurda gözümden kaçanlar varsa sorabilirsiniz ne anlama geldiğini ;)))
~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~ ~~~
Kapının kırılacak gibi çalınmasıyla, deyim yerindeyse yatağımdan fırladım. Salonda Toprak ile karşılaştığımızda onunda aynı şekilde kalktığını anlamak zor değildi.
"Sabahın bu saatinde kim geldi ki?"
"Nerden bileyim Yağmur? Teyzemlerde olamaz, onlar öğleden sonra gelecekti."
Kapıyı açtığımızda eve bir adet fırtına girmişti.
"Ha azucuk daha gelmeyeydun döneyduk Trabizona."
"Teyze siz nerden çıktınız?"
"Ben ananun çıktuğu yerden çıktum. Habu uşaklarda benum...."
"Yok ben onu demedim yani öğleden sonra gelecektiniz o yüzden şaşırdım."
"Bellu şaşurdiğun. Hoş geldun diyemedun bi türli."
"Hoş geldin teyze. Eniştem gelmedi mi?"
"Tarlada işler varidu gelemedu eme (ama) düğün gününe gelecek."
"Hoş geldiniz efendim."
"Efendu saa benzer çirpi bacaklu."
"Çirpi ne?" diye anlamayan bakışlarımı Toprak'a yönlendirmiştim.
"İnce bacaklı demek istiyor."
Bu sırada salona geçmiştik. Çocuklar uslu uslu otururken Toprak ve teyzesini yanlız bırakarak mutfağa gittim. Kahvaltı hazırlama hızıma kendim bile inanamazken kısa sürede masa hazırlanmıştı. Teyzenin konuşma şivesi ve pat diye lafını esirgemeden konuşmasından hoşlanmıştım. Hatta onunla bir ittifak kurarsam bu düğüne kadar kalan beş gün içinde Ayaz'ı çıldırtabilirdim.
"Deyiver bakalum Şanam nereyedur damat efendu? ( Şana ; mutluluk Tanrıçası ve aynı zamanda da bir isimdir)
"Birazdan gelecek teyze ve lütfen fazla üstüne gitme." Diyen Toprak gerçekten endişeli görünüyordu.
"Neçe gitmeyecemuşum? Bedavadan paçi (kız) yok o kopile.( teneke kafa)"
Tam olarak ne dediğini anlamasamda, bedava falan dediğine göre acaba başlık parasımı isteyecekti?
"Başlık parası mı isteyeceksin teyze?"
"Çirpi bacaklu haçen malmu satayruk buraya da? İfadesuni alacuğum yalı gazuunun." (İnce bacaklı burda mal satmıyoruz. İfadesini alacağım o yalı kazığının.)
"Bende size yardım edeyim mi daa?" diye şiveli konuşmaya çalışıp sırıttım ama kadın bana, koca bir kapak yapınca dut yemiş bülbüle döndüm.
"Yırtuk dondan çıkar gibun her delukdan çıkma bakayum sen. Ben o damat efendunin hakkından gelurum evelallah."
Hadi bakalım Ayaz bey gazanız mübarek olsun. Ben bu teyzeyi çok sevmiştim. Biraz patavatsız ama kimseye zarar vermeyecek birine benziyordu. Özellike Karadeniz şivesi inanılmaz güzeldi. Telefonda bir kaç kere konuşmuş olsakda ilk defa yüz yüze görüşüyorduk ve onun bu denli rahat ve sahiplenici oluşu benim de ona karşı rahat hareket edebilmemi sağlıyordu. Çocuklar kahvaltılarını bitirir bitirmez yatmak için odaya çıkmışlardı. Kapı çalınca hemen kalktım ve gelecek olan eğlencenin heyecanıyla kapıyı açtım. Karşımda iki kuzenide görmek demek ikili eğlence demekti. Salona geçemeden Ayaz kolumdan tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZYAŞIM
RomanceŞimdi hiç bilmediğim bir şehrin, hiç bilmediğim bir sokağındayım... Yanlız mıyım? Tabiki de "Hayır"... Sensizliğim ve tıklım tıklım yalnızlığım benimle... Sen peki? Sende bensiz misin ? Yoksa aklından bile geçmeyen bir geçmişin miyim senin için ? Se...