31. şeytanla el ele.

791 55 14
                                    

İyi okumalar :)

31. şeytanla el ele.

(Vegas'tan)

Pete'e gereksiz yere çıkıştığımı düşünmüyordum, duygularımın hislerimin farkında değildi ancak bana güvenmemesini de anlayabiliyordum. Ona yaptıklarımdan sonra ne kadar çabalarsam çabalayayım bunun bir telafisinin olmayacağının elbette farkındaydım. Geçmişi ne yazık ki değiştiremezdim, sadece eğer o da isterse geçmişi arkamızda bırakabilirdik. Ben de zaten bunun için uğraşıyordum. Pete'in benim için bunu göze almasına değebilmek için.

Belki de ona söylemeliydim benim için neden herhangi bir olmadığının ve olmayacağının. Geçmişime dokunan ve hayatımı güzelleştiren tek insan olduğunu bilirse anlaması daha kolay olabilirdi belki. Ancak o daha geçmişinden bana bahsetmeye bile çekiniyordu, benim o kişi olduğuma inanmasının olanağı yoktu. Bu nedenle önce güvenebilmesi için uğraşacaktım bana, beni bir parça sevebilmesi için ne gerekiyorsa yapardım bunu gösterecektim. Hatta bu saçma oyunu bile kurguladım. Ne çocukça ama. Kolumda bir yara ile gelip Pete'ten bir parça ilgi görebilmek için böyle bir şey yaptığıma inanamıyorum. Tabi ki çatışma falan olmadı ve ben yaralanmadım. Sadece Pete'in benimle ilgilenmesi içindi bu.

Ancak yine de değdi aslında. Pete'in yine bana küçük bir çocukmuşum, nonguymuşum gibi baktığını o endişesini gözlerimle gördüm ya gerçekten o an ölsem bile değermiş gibi hissettim. Zaman değişti, mekan değişti, ben onun nong'u o benim P'm oldu ve bizi bağlayan o ip hiç kopmamış gibi hissettim. Biz sonsuza dek birbirimize bağlıydık. Sadece bunun Pete'in de farkında olması lazım ve bunun için çabalamam lazım, biliyorum.

Bir süre sonra kapım çalındı. Kapımı çalabilecek tek kişi vardı.

"Gel Pete." Kapıyı açtı ve içeri adımladı. Ancak yüzüme değil de etrafa bakıyordu. Sanki bir şey isteyecekti de çekinir gibi bir hali vardı.

"Bir şey mi oldu?"

"Hı-hı. Çok bunaldım, yukarı çıksak olur mu?" Güldüm. Kaşları çatılı bana döndü. Onunla dalga geçtiğimi sanıyor olmalı oysa ben sorunun komikliğine gülüyordum. Pete sen benden bir şey isteyeceksin ve ben yerine getirmeyeceğim, mümkün mü gerçekten böyle bir şey. Hayatım buna bağlıymış gibi yaparım. Ah Pete bendeki yerinin farkında olsan.. Acaba bu kadar masumca isteklerde bulunur musun? Bir bilsen, sen yıldızları istesen ben sana yetmez diye galaksiyi sunarım. Bir bilsen..

"Tabii."

O önde ben arkada yukarı çıktık. Bu sefer yanyana oturup gökyüzünü seyretmeye başladık. Yıldızlar yine oradaydı ancak hiçbiri yanımdaki kadar göz kamaştırıcı durmuyordu. Güldüm böyle klişe laflar sanırım bu hislerle otomatik geliyordu. Hiç bu kadar aciz aynı zamanda 'normal' hissetmemiştim.

Pete bana döndü. "Neden gülüyorsun?"

"Özel bir sebebi yok. Sadece iyi hissediyorum."

"Hm. Bu gece paylaşacağın bir bilgi yok mu yıldızlarla ilgili."

"Bu gece parlayan bir şey göremiyorum gökyüzünde."

Kaşları çatıldı. Anlamadı. Anlamazdı da. Dahası ben de anlatamıyordum. O zaman hissettirmeyi seçerdim ben de.

"Pete hiç önceki hayatlarını düşünüyor musun?"

"Evet."

"Sence biz önceden karşılaştık mı?"

"Hm. Bilmem. Geçmiş yaşamlarımızda karşılaştığımız ancak hesabımızın yarım kaldığı kişilerle sonraki yaşamlarımızda da karşılaşıyoruz ta ki hesabı kapatana dek. Ya da almamız gereken dersleri öğrenene dek sürüyor bu döngü."

"Bence bizim senle hiç kapanmayacak hesaplarımız var ve biz bütün yaşamlarımızda karşılaşacağız."

"Neymiş o kapanmayacak hesap?"

"Onu da sen düşün."

Anlamazca baktı bana, ben de gökyüzüne çevirdim bakışlarımı. Biz gerçekten her yaşamımızda karşılaşacaktık buna inanıyordum. Çünkü bizim birbirimizden başka hayatlarımızı etkileyen kimse yoktu. Bizim hayatlarımız ayrılamaz bir şekilde iç içe geçmişti. Bu hayata beni bağlayan tek kişi Pete'ti. Hem kapanmayacak hesap mı istiyordu Pete, pekala ona verdiğim gönlümü ve ona vermeye razı olduğum yaşamımı göz önüne alabilirdi o zaman. Bir dahaki yaşamımda seni bulup mutlaka ben de senden çalacağım çünkü.

Pete'de gökyüzüne çevirdi bakışlarını. İkimizde sessizce yıldızları izlerken bu anın tanıdıklığı ile gülümsedim. Biz mutlaka yıldızları beraber izlemiş olmalıydık. Tıpkı küçükken izlediğimiz gibi. Tıpkı şimdiki gibi. Pete'in yanımda duran elini gördüm ve bu anın eksik olan kısmını da bulmuştum. Biz geçmiş yaşamımızda yıldızları böyle izlememiş olmalıydık. O zaman Pete yapacağımı bir tamamlanma olarak düşün. Elimi onun elinin üstüne koydum ve bir şey olmamış gibi yıldızları izlemeye devam ettim. Elimin altında Pete'in elinin kasıldığını fark ettim. Göz ucuyla ona baktım ve gözlerinin birleşen ellerimizde olduğunu gördüm. Donmuştu. Lütfen çekme lütfen çekme. Bir süre daha tereddütle ellerimize baksa da omuz silkti ve gözlerini çevirdi tekrar yukarı. Ellerimiz birleşmişken işte şimdi tamam hissettim. Biz her yaşamımızda böyleydik.

Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin