//vegaspete side story - 20

350 27 30
                                    

final demiyorum yani kapıyı kapatmıyorum, belki özledikçe yazarım diye. ancak bundan sonra ana hikayeden devam galiba.

iyi okumalar :)

//vegaspete side story - 20

2 ay sonra

"hayır vegas daha dikkatli olsana. kaç kere daha göstereceğim o kelime aşk demek ekmek değil."

vegas ile ülkeden ayrılıp yeni bir yere yerleşeli 1.5 ay oluyordu. uzun bir deniz yolculuğunun ardından güzel bir şehre yerleşmiştik. paramızla kendimize şehir dışından uzak bahçeli güzel bir ev almış, aynı zamanda bir fırın açmıştık. tabii ki vegas işle ilgileniyordu. ben ise yanında duruyor dükkana gelen sinekleri eziyordum, mecazi olarak. vegas kasbada yakışıklılığı ile baya ünlü olmuştu ve benim onu bir an bile boş bırakmamam gerekiyordu. bu nedenle aylak aylak dursam da işe onla gidip eve onla dönmeyi, işte de onla olmayı seviyordum. vegas ile iletişim problemimizi çözmek için ona yazı yazmayı öğretmeye başlamıştım ve aslında beni en çok zorlayan şey buydu. kalın kafalı vegas bir türlü anlamıyordu. ben onun gözlerinden bile ne hissettiğini anlasam da vegas'ın daha sağlıklı iletişim yollarını öğrenmesi gerekiyordu çünkü...

"vegas! dikkatini versene. bak bu kelimeyi böyle yaparsan para değil ağaç olur." ah şu güzel suratına kıyamıyorum ki yoksa bir dakika daha kendimi yoramam ama katlanmak zorundaydım kendim için değil o-

"evet aşkım evet bak bu doğru." gülümseyerek tekrar bakmaya başladı. onu mutlu görmek beni de mutlu ediyordu.

"vegas ben artık her gün işe seninle gelemeyeceğim."

şimdi gülen ifadesi solmuş kaşları merakla çatılmıştı. onun da bensiz bir an bile duramadığını biliyordum ancak ev ile işyeri arası çok uzaktı ve hher gün o yolu yürüyemezdim artık.

hemen kağıda neden yazdı. gülümsedim işine gelince kelimeleri ne de kolay buluyordu.

"hmm onun için iyi değil."

şimdi daha da çattı kaşlarını. ve tekrar yazmaya başladı: kim?

"bebeğimiz."

vegas'ın çatık kaşları gevşedi ve ardından kendisi daha ben anlayamadan yere yığıldı. bunun haberini böyle mi vermeliydim emin değildim ama kesinlikle bu kadar büyük bir tepki beklememiştim. henüz 2 gün önce öğrenmiştim hamile olduğumu ve bütün duygularım birbirine karışmıştı. ancak yine de vegas ile ikimizin bir parçası olan bir bebeğin dünyaya geleceği düşüncesi bütün endişelerime baskın gelmişti. ailemiz genişliyordu.

uzun uğraşlar sonucu ayılan vegas yüzüme boş boş bakmaya başladı. ne demem gerektiğini bilemiyordum, aptal vegas senin benimle ilgilenmen gerekiyordu. bunun hesabını sonra soracaktım öncelikle vegas'ın ayarlarını eski haline getirmem gerekiyordu.

"korkutma beni. hamileyim işte. asıl senin benimle ilgilenmen gerekirken bak kim rol çalıyor?"

vegas başını sağa sola sallamaya ardından kendini çimdiklemeye başlamıştı. ne yaptığını anlamıyordum sanırım kocam deliriyordu. ardından kağıda uzanıp fırçayı eline aldı ve yazmaya başladı: rüya?

gülümsedim."hayır rüya değil, ama eğer normale dönmezsen kabusa çeviririm o zaman görürsün"

bu sefer gülümseyen vegas oldu. gülüşü kahkahalara dönüşürken bu sefer aptallaşan taraf ben olmuştum. sanırım körle yatan şaşı kalkıyordu ki kocama benim deliliğim bulaşmıştı. biz iki deli bir çocuğa nasıl bakacaktık acaba?

beni kucakladığı gibi sarılan vegas'a karşılık verdim. ardından kucağında ben ile yine deftere yazmaya başladı: sen - ben - evlilik?

hemen vegas'a döndüm ve beklentiyle bakan gözlerini gördüm. bana evlenme teklifi ediyordu. gülümseyerek dudaklarına uzanırken cevabımı sonraya erteledim, kabul etmem için biraz uğraşmalıydı.

Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin