29. şeytan ayartıyor.

696 51 18
                                    

29. şeytan ayartıyor.

Odada oturup wontonla oynarken bir yandan da dün geceyi düşünüyordum. Şeytan beni günden güne şaşırtacaktı galiba. Doğrusu onun bana karşı bir şeyler hissettiğini elbette fark ediyordum ancak bundan daha fazla şaşırdığım bir şey varsa onun hislerini tanıyıp bu kadar kolay kabullenmesi sanırım. Yani onun gibi birinin birine karşı bir şey hissedeceği zaman triplere girmesi falan gerekmez miydi? Böyle kolaylıkla teslim olması tereddüte düşürüyordu beni. Elbette yalan olduğunu falan düşünmüyordum bana bakarken öyle güzel bakıyordu ki bunun daha önce başıma gelmese de ne olacağını bilebilecek yaştaydım. Üstelik onun için bunu kelimelere dökmenin zor olduğunu da fark ediyordum. Dedim ya gözleri ele veriyordu ancak söyletmek için ne gerekiyorsa yapmaya da hazırdım. Konu ben olduğumda hiçbir zaman rahat edemeyeceğini bilmesi gerekiyordu.

Gerçi şeytanım, benim için yapmayacağı şey olmadığı konusunda samimiydi sanırım, gökten kar bile yağdırdığına göre. Acaba gökyüzünü pembeye boya desem boyar mı? Komikti.

Bir süre sonra arabasının sesini duydum gelmişti. Bekledim, bekledim ancak bir türlü ki bu 1.5 dakika sonra olması gerekiyordu hala odaya gelmemişti bir sorun mu vardı? Ve 3. dakika sona ererken odanın kapısı açıldı ve içeriye üstü başı perişan kolu ise sargıda girdi.

Gözlerim kocaman olmuş hemen ayaklanmıştım. "Ne oldu sana?"

"Yok bir şey yok. Bugün bir şeyler oldu ve vuruldum. Ancak kurşun sıyırıp geçti, önemli bir şey yok endişelenme."

"Doktora gittin değil mi?"

"Elbette. Sardı zaten. Sadece suya değmemesi gerekiyormuş dikkatli olmamı tembihledi, ağrı kesiciler falan."

"Anladım."

"Yıkanmam gerek."

"Hı? Ha Sean'ı çağırayım o zaman dur."

Hemen kolumu tuttu. "Hayır yani o yok. Gitti. Bir yere yolladım onu. O yüzden sen yardım et."

Onayladım, onaylamak zorunda kaldım. Ne diyebilirdim ki sağlık sonuçta. İçim yine de hiç rahat değildi, ona güvenmiyordum ne olursa olsun onunla banyoya girme fikri ikimizden birinin çıplak olması fikri iyi gelmiyordu kulağa. Sakin ol Pete ne olabilir ki.

Banyoya geçtik ve şeytanım karşımda tek eliyle gömleğini açmaya başladı. Daha doğrusu çabaladı. Yapamadığını gördüğüm için ona doğru ilerledim ve "Ben yaparım." dedim.

Gömleğinin düğmelerini açtıkça ortaya çıkan tenine gözlerim kayıyor aynı zamanda kendine has kokusu da burnuma doluyordu. Bu adam çatışmadan çıkmadı mı nasıl hiç kötü bile kokmuyordu. Neyse bunları düşünme, düşünme. Ancak ortaya çıkan teni gerçekten çok güzel gözüküyordu. Şeytanım her zaman bu kadar çekici miydi? Yoksa ben kafayı mı yiyordum.

Gömleğinin düğmelerini açmayı bitirdiğimde üzerinden sıyırmaya başladım. Aksi gibi bir türlü bakışlarını üzerimden çekmiyor nefesini yüzüme yüzüme üflüyordu. Bittiğinde pantolonuna uzandım ve düğmesini açmaya başladım. Tanrım ne eziyet ama. Bu sefer bakmamaya çalışarak pantolonunu indirdim ve hemen suyu ayarlamaya gittim. Suyu ayarlamayı bitirip ona döndüm ve çırılçıplak karşımda durduğunu gördüm.

"Tanrım, tanrım tanrım ne yapıyorsun kapaat." Hemen arkamı dönmüştüm ama zaten görmüştüm göreceğimi. Gördüğüm gerçek miydi bunu sonra düşünecektim şuan tek bildiğim deliler gibi utandığımdı. Bu salak herif neden tamamen soyunmuştu.

"Ne var kıyafetlerim ile mi yıkanacaktım."

"İç çamaşırın ile yıkanabilirsin sonuçta yanında biri var değil mi?"

"Rahat edemem."

"Şimdi rahat mısın ben değilim çabuk giyin."

"Asla giyinmem. Böyle yıkamalısın."

Tanrım sabır. "Tamam küvete geç otur lütfen ben bakmıyorum, sen otur."

"Bakabilirsin benim için sorun yok." Elbette yoktur puşt herif.

Geçip oturduğunda ona dönmüştüm. Yüzünde en sevdiği ifade olan piç sırıtışı ile bana bakıyordu. Şampuanı alıp saçlarına döktüm ve ıslatarak köpürtmeye başladım. Bir an bile bakışlarını benden çekmiyor yüzümün her detayını ince ince işliyordu sanki. Ben ise onun bana olan bakışlarını görmezden gelerek saçını yıkamış bittiğinde life uzanarak vücudunu koluna dikkat ederek sabunlamaya başladım. Gövdesini de sabunladıktan sonra lifi ona uzattım.

"Bacaklarını sen sabunla."

"Oh, tek kolla yapabileceğimi sanmıyorum."

"Tek kolla araba sürüyorsun ama bacaklarını mı yıkayamayacaksın."

Aldığı cevapla sustu ve uzattığım life uzandı. Bu sırada bakışlarımı tekrar ondan çektim ve işini bitirmesini bekledim. Bitirince küvetin suyunu boşaltarak onu ayağa kalkmasını sağladım ve -ona kesinlikle bakmayarak- su ile durulanmasını sağladım. Şuan bakmadığımı söylüyordum ama kahretsin gördüğüm, gözüme takılan o kadar büyüktü ki bakmasam bile görebilirdim. Tanrım bu adamın tek kusuru iğrenç kişiliği miydi acaba? Eziyet dolu anlar ona uzattığım havlu ile son bulur sanmıştım ama yine dileklerim dönüp dolaşıp başımda patlıyordu.

"Giyinmeme yardım edersin değil mi? Tek kolla çok zorlanırım."

"Pekala." Evet nasılsa olanlar oldu değil mi.

İçeri geçmemizle dolabına yöneldi. İç çamaşırı ve pijamalarını yatağa koyduktan sonra havlusuna uzandı ve çıkarttı. An itibarı ile benim eziyetim yine başlamıştı. Eğilip iç çamaşırını bacaklarından geçirdim ve giydirirken tam karşımda duran penisi ile karşı karşıya kaldım. Gerçekten çok büyüktü. Bunun birine girdiği fikri hayır bunun içime girdiği fikri tüylerimi diken diken ediyordu. Nasıl alabilirdi ki bunu. Bir dakika bu düşünceler neden geldi ki. Nereden olabilir gözümün önünden tabii. İyi de kendimi niye kattım. Serbest çağırışım Pete ondan. Hareketlerim sekteye uğradığında onun kıkırtısını duydum. Şimdi büyük çuvallamıştım.

"Çok mu hoşuna gitti."

"Ne diyorsun be hiç de bile. Sadece.." Bir bahanemin olmadığı gerçeği ile sustum çünkü konuşursam doğrusunu söyleyecektim ve doğrusu diğerinden daha fenaydı.

Apar topar giydirdiğimde odadan çıkmak istedim ancak arkamı dönmemle sesini duydum.

"Pete sorumluluk alabilirim."

"Ne?"

"Kendinle ilgilenecek gibi bir halin var diyorum ki senin için ben yapabilirim."

O sırada derin düşüncelerimin bana hediyesi olan gerçeklikle yüzleştim ve başımı eğmemle sertleştiğimi fark ettim. Kahretsin o kadar girdi-çıktı büyük-küçük hesabı yapmıştım ki sertleşmiştim. İyi de ben niye puştu düşünerek sertleştim. Bunu da düşünmeyi sonraya erteledim ve odada onu kahkahalarla güler halde bırakarak kaçtım. İşte şimdi yüzleşmem gereken bir gerçeklik vardı sanırım.

y.n.//bölüm içime sinmemiş olabilir, sinmiş de olabilir silebilirim de emin değilim sjdjdjs

Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin