37. şeytanla yemek yeme.

529 56 74
                                    

İyi okumalar :)

37. şeytanla yemek yeme.

Şuan masada ölüm sessizliği hüküm sürüyordu. Puştun davetsiz misafir yüzünden asılan yüzü hala düzelmemiş, öfkeli bakışlarını bir Macau'ya bir Tarn'a yolluyordu. Gerçekten puşt, istediği olmadığı zaman çabucak küçük hırçın bir çocuğa dönüşüyor, yüzü asılıyor ve size her şeyi zehir ediyordu. Bu arada yemek yerken alışkanlığımızı da kesinlikle bozmamış sandalyesini dibime sokmayı ihmal etmemişti. Üstelik ellerimizi de birbirinden ayırmıyor herkesin gözüne sokacak düzeyde göz önünde tutuyordu.

Macau abisine kendisini affettirmek için sevimli sevimli bakışlarını yolluyor, Tarn ise sessizce sadece beni süzüyordu.

Ben mi? Bu hengameye girecek gücüm yoktu dahası puştun ağzını açıp da beni sinir etmesini istemediğim için sessizce bu geceyi geçirmek istiyordum. Ancak büyük ihtimal karşımdaki küçük şerefsizin dik dik bakışları yanımdaki puştu huylandıracak ve sanırım bu gece kan görmeden geçiremeyecektim.

Yemeklerimizi yerken Macau abisini yumuşatmayı biraz başarmıştı. Şimdi masada yalnızca ikisi konuşurken ben sessizce onları izliyordum. Bir anda Tarn konuştu.

"Pete, nerelisin?" Evet gecenin bana düşen payına dahil oluyordum sanırım. İsteksizce cevapladım.
"Güneyliyim ben."

"Belli oluyor." diye cevapladı. Neden diye sormayacaktım kim bilir hangi saçma flörtöz cevabı verecek, şeytanı huylandırmaya gerek yok, diye düşündüğüm anda o atladı, kesinlikle bu gece bir şeyler olacaktı.

"Nedenmiş" puşt bunu soruyordu ancak gözleri ateş ediyordu. Aklı varsa saçmalamaz diye düşündüğüm anda elbette bir kez daha dileğim gerçekleşmemişti.

"Çok güzel çünkü." Gerçekten cesurmuş diye düşünmeme kalmadan puşt masayı sallayarak ayaklandı.

"Ne biçim konuşuyorsun piç benim sevgilimle." Sanırım sevgilin değilim demek için uygun zaman değildi bu yüzden sessiz kaldım. Macau ise yine abisine atılmış ve Tarn için kendini siper etmişti.

"Abi Tarn hep öyledir herkesle öyle konuşur iltifat ediyor sadece bir şey demedi ki." Ahh Macau seni çok üzerler diye düşünsem de yine sessiz kaldım. Elimi uzatıp şeytanımın elini tuttum ve bana doğru dönmesini sağladım.

"Hayatım çocuk sadece iltifat ediyor bir şey demedi bence de." Puşt anında adını unutacak hale gelmişe döndü ve bir birleşen ellerimize bir bana bakmaya başladı. Yavaşça yerine oturdu ve ellerimizi birleştirerek dudaklarına götürüp elimin üstüne bir öpücük kondurdu. Ben ise Tarn'a dönüp zafer gülümsememi attım. Çocuk benimle oynamayı aklından bile geçirme, ellerimde büyük bir silah tutuyorum çünkü.

Yemeğin geri kalanı öncesine göre daha sessiz geçse de halimden memnundum. Puşt bir an ellerimizi ayırmamıştı. Tarn ise puştun bu hareketlerine karşı sadece gülümseyerek sinsice bana bakmaktan geri durmuyordu. Nihayet yemek bitip salona geçtiğimizde Sean içkileri servis etmeye başladı. Puşt lavaboya gideceğini söyleyerek ellerimizi nihayet ayırırken yanağıma öpücük kondurmuş ve "hemen geliyorum" demişti. Sanki ayrı kaldığımız zaman ömrümüzden gidiyor gibi hareket etmesine göz devirsem de Tarn'ın yüz bulmaması için sessiz kalmayı tercih ettim. Yalnızken nasılsa ödecektim. Puştun gitmesi ile Macau da ona hediyesini getirmek için odadan çıkmış ve gecenin en korktuğum bölümüne giriş yapmıştık. Odada yalnızca ikimizin kaldığını fark eden Tarn konuşmaya başladı.

"Neden buradasın?"

"Ne? Ne saçma soru bu."

"Fark ettim bir ilişkiniz yok. Niye bu oyunu oynadığını bilmiyorum ama aranızda hiçbir şey yok. Dahası senin gibi birinin onunla olması da saçma, gözümle görmesem bile fark edilir bir şey bu."

Gülmeye başladım. "Sen ne biliyorsun küçük de benim ve ilişkim hakkında konuşuyorsun."

Bu sefer o güldü. "Senden çok hoşlandım. Seni tanımak istiyorum."

"Bak küçük cesursun anladım da salak olmanı anlamadım. Daha az önce elinden aldığımız adamın kim olduğunu bilmiyor musun gerçekten de böyle aptal aptal konuşuyorsun? Ayrıca ben seni tanımak istemiyorum."

"Bu adamla ne işin var?"

"Seni ilgilendiren bir şey yok küçük işine bak. Macau belli ki seni seviyor o yüzden tatsızlık çıkartma uslu uslu dur yarın evine."

"Çok güzelsin."

"Hayda." Tam sırada odaya giren puşt ile nefesim kesildi. Umarım duymamıştır bu salağın dediklerini diye düşünüyordum ancak duysa herhalde olaylı bir giriş yapardı. O yüzden yavaşça sakinleştim ancak puşt hemen yanıma oturmuş ve kolunu omzuma atarak kendine çekmişti beni. Evet gövde gösterisi başlıyordu sanırım neyse karşımdaki salağa ben de sinir olmuştum bu yüzden bozmadım ve kolumu beline sararak göğsüne doğru yaslandım. Ardından gülümseyerek Tarn'a baktım. Aptal çocuk sen kimsin de benim hakkımda fikre varıyorsun.

//y.n. gecenin geri kalanı diğer bölümde. telefondan yazmak zorunda kaldım o yüzden burada kestim diğer bölüm pete tarn'a inat neler yapar acaba. 😳

Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin