//vegaspete side story - 5

461 36 20
                                    

selamlaaar :) özlettiysem affola ama fici birazcık özlemeye başladım galiba bu ayrı kalış yarıyor bence ikinci kısımla ilgili biraz biraz kafamda da toparlanıyor böylece. 

vegaspete side story - 5

o yere serilmiş ben ise üstüne yorgan gibi uzanmışken hem ürkütüp kaçırmak istemiyor hem de onu bir lokmada yemek istiyordum. yine de sakin olup uzun vadeli düşünmeliydim. nasılsa bugün değilse bir gün, benim olacaktı eğer o da isterse.

ancak bu onunla uğraşmak istemediğim anlamına gelmiyordu bu nedenle üzerinden kalkarken utanmış gibi yaptım. nasılsa beni masum bir şey sanıyordu.

"aman nasıl düştüm öyle" alttan alttan ona bakarak üstünden kalktım ve üzerimi düzeltir gibi yapmaya başladım. hatta açılan bir yerim olmamasına rağmen her yerimi kapatmaya çalışıyordum.

"bir yerin acıdı mı?"

o da hemen kalktı üzerini silkeledi kıyafetini toparladı. biraz yakaları açılmıştı ve omuzları... o omuzları... neyse kontrolümü kaybetmemeliyim.

başını sağa sola salladı bu bir yerim acımıyor demekti sanırım. ben yine başımı eğmiş utanıyor pozları kesiyordum.

o geri geri dışarı çıkmaya çalışırken ben onu durduracak hiçbir şeyimin olmadığını fark ederek sustum. bir gün o omuzlara elbet dokunacaktım.

ertesi gün kahvaltımı eder etmez ayaklandım. işe yaramazlara haddini bildirdikten sonra asıl hedefim olan güzele adımlamaya başladım. buna da gizli görev mi veriyorlar anlamıyordum nasıl her seferinde bulmak bu kadar imkansız olabilirdi. nihayetinde bahçede meyve toplamaya yardım ederken buldum onu. ah o kolları ile ağaca uzanıp dalları silkelmesi yok mu. kolları ile beni.. düşüncelerim hızla arsızlaşırken kendimi kontrol etmenin zorluğunu fark ederek gözlerimi çevirdim. şimdi ben nasıl dikkat çekecektim? etrafa bakınsam da bir şey bulamadım tam o esnada beni buldu bakışları. dudaklarım kendiliğinden yukarı kıvrılınca o önce etrafa bakınmış ardından önüne dönmüştü ama bu sırada o da gülümsemeye başlamıştı gördüm. biraz da buradaki çalışanlara bağırıp çağırınca işimin bitmesi ile geri dönecektim ancak ondan ayrı kalmak istemiyordum. bu nedenle çıkarken ona kaş göz yaparak benimle gelmesini anlatmaya çalışıyordum. evet tam beklendiği gibi hiçbir halt anlamayıp sadece birileri bizi görüyor mu diye panikle etrafına bakıyordu. bu hali gülme isteğimi uyandırsa da ben daha çok onu yiyip yutmak istiyordum. aptalken bile nasıl böyle ateşli olabiliyordu?

sonuçta anlamayacağını fark ederek kendimi aptal konumuna düşürmekten vazgeçtim ve sesimi yükselterek konuşmaya başladım umarım ona bağırmak istemediğimi sadece diğerlerinin dikkatini çekmemek için yaptığımı anlar diyerek başladım çemkirmelerime.

"sen yeni gelen. evet sen ne beceriksizce topluyorsun öyle. çabuk gel seni bi cezalandırayım da gör buraya tatil yapmaya mı dinlenmeye mi geldin yoksa çalışmaya mı tch tch bir işi de yapmazsınız doğru düzgün." şimdi herkes güzele acıyan gözlerle bakmaya başlamıştı. salaklar onu bir güzel azarlayıp cezalandıracağımı falan sanıyorlardı. ben önde o arkada başı öne eğik, yüzü asık ilerlerken gülümsemeye başladım. bu oyun çok eğlenceliydi ama partnerim biraz alıktı. bu onunla daha fazla uğraşma isteğimi uyandırıyordu. 

odaya geçtiğimizde elleri önde bağı yerde beni beklediğini gördüm. fazla korkutmuştum sanırım. ah böyle yaparken üstüne atlamamak için zor durduğumu bilse yine masum masum durur muydu acaba. 

"ayyy napıyorsun niye öyle duruyorsun? ben o salaklar anlamasın sana bilenmesinler diye öyle davrandım. hiç o aptallarla bir misin sen de seni azarlayayım." yanına ilerledim ve başını yerden kaldırdım. bu benim kesinlikle çift karakterli olduğumu falan sanıyordu büyük ihtimal çünkü şimdi de yüzüme şaşkın şaşkın bakmaya başlamıştı. 

"ay hemen de yüzü asılmış." alnına dağılan saçlarını kulağının arkasına attım. saçları da çok yumuşaktı. bu adamın güzel olmayan bir yeri var mıydı acaba?

"öyle üzülme hemen ben numara yaptım seni buraya biraz dinlen diye çağırdım. otur bakalım çok yormuşlardır o tembeller seni." hemen yere oturttum dibine de ben iliştim. ve elbisemin iç cebine sakladığım elmayı ona uzattım. "bak bu elmayı başka bir şehirden getirtiyorum. öyle herkes yiyemez bir bilsen ne kadar pahalı ama tadı çok güzel. al bunu ye." çekingence bir bana bir uzattığım elmaya bakmaya başladı. zehir de değildi ki niye bu kadar düşünüyordu? gerçi dengesizliklerimle aptalı daha da aptal etmiştim ya neyse. ona da kızamıyordum bu nedenle. 

"adem havvayı bu kadar bekletmemiştir, aman canım yesene sen de bir elma bak bu tarafından ben ısırıyorum diğer tarafından da sen tamam mı? çekinme." bir ısırık ben aldım ardından hemen ağzını açıp ısırmasını sağladım. bir gün elbet beni de... yine bu arsız düşüncelerimin beynimi işgal etmesine fırsat vermeden bir o bir ben ısırarak yediğimiz elmanın tadı her şeyden daha güzel gelmişti. nihayet bittiğinde bana utançla karışık gülümsemeye başladı. sonunda rüşvetlerim bir işe yaramıştı. onu işe geri yollarken suratı asık rolü yapmasını tembih ettim ve akşama tekrar buluşacağımızı haber verdim. şimdi akşam için hazırlıklarımı yapmam gerekiyordu. 

y. n.// go pete sen bu hızla vegası yatağa atarsın be. ana hikayede daha yeni öpüşmüşlerken sizi iki bölümde halvete sokarsam çok komik olur hihihih

Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin