İyi okumalar :)
//vegaspete side story - 7
Şuan zaman durmuş gibi ikimiz de aynı yere bakıyorduk. Onun dikilmiş aletine. Acımı unutmuştum hatta acım gitmiş yerini her zaman olduğu gibi derin bir azgınlık almıştı. Gözlerimi yukarı çıkarmaya korkuyordum çünkü ne yapacağım pek kestirilemezdi. Utandığını görürsem öperdim, onun da arzulu olduğunu görürsem yalayıp yutabilirdim bile. Yani her ne görürsem göreyim yolun sonu bir şekilde aynı yere varacak gibiydi, kendimi tanıyordum.
Yine de cesur olmam gerektiğini düşünerek bakışlarımı yukarı kaldırmamla birlikte onun hareketlenmesi bir oldu. Kurduğum kapandan kaçan bir avmış gibi peşine seyirtmiştim ki odadan çıktığım anda iç çamaşırımla olduğumu hatırladım. Hemen adımlarımı durdurdum, büyük bir skandala yol açacaktım neredeyse. Odasından yarı çıplak hizmetçisini kovalayan bir efendi... Bütün şehir bir yıl boyunca beni konuşabilirdi böyle bir olayla.
Hemen odama geri döndüm. Yere düşen buz torbasına bakarken az önce yaşananların gerçekliğini sorguladım evet buz torbası burada hala yerde olduğuna göre her şey gerçekti. Kaç gündür peşinde olduğum adam bana kaldırmıştı. Gülümsemeye başladım. Şimdi azgınlığım hafiflemiş yerini ise sevinç almıştı. Tabi ki benim gibi muhteşem birine kimse hayır diyemezdi. Ancak iki günde yabani birini ehlileştirmem işte bu büyük bir başarıydı. Kendimi kutluyordum. Eğilip buz torbasını yerden aldım ve oturdum. Acaba aleti nasıldı? Bir görebilseydim fikrim olurdu, keşke çorba onun üstüne dökülseydi. Evet evet onun üstüne dökülseydi gören ben olabilirdim. Ve tekrar kişiliğim azgın Pete'e kayarken bu gece bunun hayalini kuranın tek ben olmayacağı düşüncesi ile kıvrıldı dudaklarım. Yarın seni fena utandıracaktım güzellik.
Sabah erkenden kalkmıştım çünkü bugün daha iyi hissediyordum kendimi. Güzelce kahvaltımı yaptıktan sonra uzun bir süre ne giyeceğimi seçerek oyalanmıştım. Nedense bütün kıyafetler çirkin geliyordu gözüme. Yeni bir alışverişe ihtiyacım var diye düşünürken aklıma gelenle gülümsemeye başladım. O zaman alışverişe çıkarız biz de. Aptal Sean gelmediği için mecburen kendim gidip güzeli bulmaya, peşimden onu da çarşıya sürükleyeceğimi haber vermeye gidecektim. Beceriksiz herif gelince onu da mahvedecektim.
Güzeli yine işle uğraşırken görünce bütün sinirim uçtu sanki. Bugün bahçeyi ekiyordu ve işine odaklanmış görünüyordu. Onu böyle görmek bütün duygularımı sakinleştiriyordu. Hatta azgınlığımı bile. Ne diyeceğimi ne yapacağımı da unutmuştum sadece ona odaklanmıştım. Çok sevimli gelmişti şimdi gözüme. Bir süre sonra bana dönmesiyle anında arkasını dönmesi bir oldu. Neden böyle yapıyor diye düşünürken aklıma düşen görüntülerle gülümsedim ve ıslık çalarak yanına yavaş yavaş adımladım. Yaklaştıkça daha fazla gerildiğini görebiliyordum. Eliyle bir elbisesinin ucunu sıkıyor, bir terlemiş alnını temizliyordu. Ancak hala bana dönmüyordu yüzünü. Fena utanmıştı demek. Ben de onunla uğraşma fikrinden vazgeçtim böylelikle. Yanımda rahat hissetsin istiyordum her ne kadar onun yüzünü kızartmak zevkli olacak olsa da.
Önüne adımladım ve geri dönmesin diye kollarını sıkıca tuttum şimdi yüz yüzeydik işte. Hala gözlerime kaçamak bakışlar atsa ve bu hali çok komik olsa da kendimi tuttum. "Üstünü değiştir, çarşıya gidip kıyafet almamız lazım. Hem biraz gezmiş oluruz tamam mı?"
Yine gözlerime bakmadan başını salladı ve gevşeyen kollarımdan kurtularak içeri girdi. Bir süre bekledikten sonra gelmesiyle beraber kasabaya doğru yürümeye başladık. Yol boyu sessizce yürürken bu sessizliğin çok güzel olduğunu düşünüyordum. Benden bir iki adım geride yürümeye özellikle dikkat ediyordu ki ne zaman yavaşlasam o da yavaşlayarak bu mesafeyi korumaya çalışıyordu. Ah şöyle elinden tutsam yanımda yürümeyi gösterirdim ben sana da neyse o da olur diyerek sakinleştiriyorum kendimi.
Sonunda kasabaya varmamızla her zaman gittiğim terziye uğradık. Önce bir kaç kumaş seçtim. Hangi kumaşı seçersem ve yakışıyor mu diye fikrini almak için ona sorarsam hepsine güzel anlamında başını sallayarak onay veriyordu. Hepsi eşit derecede güzel olamazdı ama değil mi?
"Niye hepsine güzel diyorsun, yoksa beni geçiştirmek için mi?"
Hemen sağa sola sallamaya başladı başını. E o zaman neden?
"Neden peki bas baya beni başından savmak için öyle diyorsun? Nasıl güveneceğim ben sana şimdi?" Hemen suratı asıldı ve başını aşağı eğdi. Daha sonra ise yanıma adımladı ve kolumu tutarak beni aynanın önüne götürdü. Aynaya karşı beni işaret ediyor aynı zamanda yüzümü gösteriyordu. Ne demek istediğini düşünmeye başladım. Ah anladım.
"Benim güzel olduğumu mu söylüyorsun?"
Başını aşağı yukarı salladı.
"Yani o yüzden her şey güzel olur diyordun çünkü ben güzelim öyle mi?"
Yine başını aşağı yukarı salladı. Gülümsedim ve bu onu daha da çok utandırdı. Demek bana kur yapıyordu. Sonra onun yanına adımladım ve elimi yüzüne uzattım. Temasım ile irkildi ancak kaçmadı. Şimdi gözlerimin içine bakıyordu.
"Biliyor musun, buradaki hiçbir kumaşı sana yakıştıramam." Kaşları çatıldı, nefes alışverişleri hızlandı ve yüzü asıldı. Ellerim arasından çekilecekken onu belinden tuttum. "Lafımı bitireyim dinle, çünkü hiçbiri senin güzelliğini yeterince ortaya çıkaramaz da ondan. Sana layık değil hiçbiri."
Bu sözlerimle kulaklarına kadar kızardı. Onun bu hali ise beni daha da mest etti. Kollarımın arasında ona bakarken öksürük sesi ile hemen kendime geldim ve ayrıldık. Şimdi içeri gireni sopalamak vardı ama bir bahanem yoktu işte. Terziyi görünce yüzüm asıldı. İşin gücün yok muydu lanet herif.
"Efendim hangi kumaşları beğenmiştiniz acaba?"
"Hiçbirini beğenmedim. Hepsi çok kalitesiz duruyor. Ayrıca sen çok iş yapmıyorsun bu aralar galiba. Ortalıkta boş boş gezecek çok vaktin kaldığına göre."
Sinirle dışarı adımladım bu aptaldan bir daha alışveriş yapmayacaktım Sean gibi davranmaya başlamıştı çünkü. Sinirle adımlarken güzelin yetişmesi için yavaşladım. Yanıma geldiğinde ona döndüm. "Hadi eve gidelim başka zaman yine geliriz." Oda başını salladı ve eve adımlamaya başladık.
Yürürken kafamdan tahmini olarak güzelle ne zaman yatacağımızın hesabını yaparken birine çarpmam ile adımlarım durdu. Belime bir kolun sarıldığını hissetmem ile kaşlarımı kaldırarak kafamı kaldırdım. Ancak gördüğüm kişi sinirlerimi bozarken bir yandan da bana yetişmiş olan güzele çevirdim bakışlarımı. Kahretsin şimdi fena çuvallamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Duygular | vegaspete | boyxboy
Fanfic"ben karanlığa hapsoldukça sen aydınlığa çıkıyorsun." kinnporsche eserindeki vegaspete çifti için yazılmış hayrankurgusudur. Olumsuz içerik mevcuttur. +18 İki erkek arasındaki ilişki işlenmektedir.