sanırım saklı duygular'a veda etme vakti geliyor. bilmiyorum pek ilhamım kalmadı sanırım yazacaklarım vardı aslında daha ama niye böyle oldu bilmiyorum. birkaç bölüme belki vedalaşırız. isterseniz birkaç fic fikrim var belki onları yayınlarım.. yine de saklı duygular benim için ayrı olacak ilk göz ağrım :''
iyi okumalar.
59. şeytanla kaçış.
ortamın garipliği ve karmaşası beni sıkarken bir yandan da vegas elimi canımı acıtacak derecede sıkıyordu. bunu fark ettiğini düşünmüyordum çünkü şuan yavrusunu saklamaya çalışan bir ceylan gibiydi. hayır sanki beni şuan evlendireceklermiş gibi beni arkasına alıp saklaması bir yandan da komikti. durum o kadar absürttü ki ne yapacağımı bile bilemiyordum, sadece vegas'a odaklanmıştım onun yanlış bir şey yapmamasına.
"vegas elim acıyor."
vegas sesimle elimi sıktığını fark ederek hemen gevşetti ve sonunda bana dönerek endişeli gözlerle bakmaya başladı. işte görmek istediğim tek vegas buydu. bana bakarken gözlerinin içi titreyen vegas..
"iyi misin, özür dilerim. çok özür dilerim." elimi kaldırıp yumuşak bir öpücük kondurması ile ben de gevşemiştim ve nerede olduğumuzu bir an unutmuştum.
"öhhö öhhö." büyükannemin uyarı dolu öksürüğü ile kendime gelip vegas ile bakışmamızı böldüm. şimdi kargaşanın büyüğü bizi bekliyordu ve açıkçası canım hiç istemiyordu. vegas bunu anlamış gibi birden elimi tutarak koşmaya beni de peşinden sürüklemeye başladı.
"vegas, vegas napıyorsun?"
"seni kaçırıyorum."
pek ala durumu daha da karıştırmak tam da vegas'ın yapacağı bir şeydi zaten.
"nereye gittiğini biliyor musun peki"
"her zaman."
kafam iyice karışırken küçücük adada beni nereye götürebileceğini merak ettim. nasılsa başladığımız yere geri dönerdik. ancak vegas kendinden emin bir şekilde koşarken ben de gidiyor oldğuğumuz yerin tanıdıklığı, bildik sokaklarla şaşırıyordum. bu neydi şimdi? sonunda vegas'ın adımları durup beni de durdurduğunda kendime gelmeye çalıştım. burası, burası benim gizli sığınağımdı. yıllar önce benim bulduğum ve kapısını tek kişiye açtığım benim gizli sığınağım, yuvam.
"vegas burası? sen?"
"ben burayı nasıl biliyorum değil mi pete? bunu merak ediyorsun? seni buraya elimle koymuş gibi nasıl getirdim ve ben burayı nasıl bilebilirim?"
başımı yavaşça sallarken bir yandan da anılar zihnime doluşmaya başlamıştı. her şey çok fazlaydı. burası çok fazlaydı. eksik olmasına rağmen fazlaydı.
"ben burayı hiç unutmadım pete."
"n-ne?" sesimin titremesine mani olamıyordum çünkü vegas saçmalıyordu. vegas tam anlamıyla saçmalıyordu. bir yandan dolan gözlerimi elimin tersi ile silerken adımlarım geri geri gitmeye başladı. vegas'ı tanıyamıyordum. o çok tuhaf konuşuyordu.
"pete dur-"
"sus çok saçmalıyorsun." ellerim kulaklarımı bulurken tek istediğim onun susmasıydı. burası benimdi ve o hiç buraya gelmemişti. burası benimdi ve ben bir tek nong'u buraya getirmiştim. burası benimdi ve nong buraya bir daha hiç gelmemişti. gelmemişti.
vegas'ın elleri ellerime uzanıp çekmeye çalıştığında onunla mücadele etmeye başladım. duymak istemiyordum onu. aklımla oynuyordu yine. ellerimi kulaklarımdan çekmezken bir yandan tekmeler savuruyordum. artık onu görmek istemiyordum.
"git buradan vegas git istemiyorum seni."
vegas benimle mücadele etmeyi kesip birden bana sarılınca kollarının arasında donup kaldım. yavaşça sırtımı okşaması ile ne yapacağımı bilemiyordum. ellerimi çekersem yine kafamı karıştırabilirdi ve ben bir daha aklımı yitirmek istemiyordum. bir süre sadece vegas beni sakinleştirmesi ile geçti ve ben sonunda konuşmayacağına emin olduğumda ellerimi indirdim. vegas'ın elleri hemen yüzümü buldu ve dolu gözleri ile bana bakmaya başladı.
"özür dilerim, çok özür dilerim. böyle kafanı karıştırmamalıydım. iyi misin biraz daha?"
başımı sallarken vegas'ın yere oturması ve beni de kucağına çekmesine izin verdim. şuan bir adım daha atacak halim yoktu.
"vegas kafamı karıştırma ben-ben çok zorlanıyorum."
"özür dilerim, özür dilerim." bir eli ile sırtımı okşarken yüzümü göğsüne bastırmış ve yavaş yavaş okşuyordu. bir anda her şey çok ağır gelmişti ve ben bu ağırlık altında nefes alamıyor gibi hissetmiştim. şimdi her şey durulup da vegas ağırlığımın bir kısmını üzerine alınca nefesimi bulmuştum ancak bu sefer de ağır bir yorgunluk çökmüştü. yavaş yavaş gözlerim kapanırken vegas bir şeyler mırıldanıyordu. son duyduğum sözleri ise "seni asla bırakmayacağım sevgilim" olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Duygular | vegaspete | boyxboy
Fanfiction"ben karanlığa hapsoldukça sen aydınlığa çıkıyorsun." kinnporsche eserindeki vegaspete çifti için yazılmış hayrankurgusudur. Olumsuz içerik mevcuttur. +18 İki erkek arasındaki ilişki işlenmektedir.