43. şeytan arıyor.

457 47 17
                                    

iyi okumalar :)

*

43. şeytan arıyor.

2 gündür pete'i kaçıran kişilerden haber bekliyorduk. birileri onu benim yüzümden alıkoyduysa muhakkak bana ulaşmalıydı ancak bir türlü haber gelmiyordu. bu durum beni, pete'in olumsuz haberini almadığım için sevindirdiği gibi neden ulaşmıyorlar diye de düşündürüyordu. birini kaçırmanın mantığı onu haberdar etmekti.

gece bastırınca yine uykusuz gözlerimi tavana çevirdim, bu oda benimkinin aksine sadeydi. pete'in odasında kalıyordum günlerdir burası hem onu en çok hissettiğim hem beni delirtmeyecek kadar az hissettiğim tek yerdi. odam o kadar pete ile doluydu ki bu beni çıldırtacak hale getiriyor mantıklı düşünmemi engelliyordu. odam baştan ayağa pete olmasına rağmen pete'in olmadığını en çok hatırlatan yerdi.

pete madem benim odamı bu kadar kendine çevirdiyse bu odayı nasıl bu kadar sade bırakabilmişti. tanıdığım pete, benim renksiz, sıkıcı, kasvetli odamı alıp baştan başa canlı, hayat dolu, cıvıl cıvıl yapan kişiydi. pete benim odamın sahibiyse o zaman bu oda kimdi?

yavaşça yataktan doğrulup çekmecelerini karıştırmaya adımladım. onun burada olduğu her akşam yaptığım gibi günlüğüne uzandım. yazılmış, artık ezbere bildiğim sayfalara göz gezdirirken daha önce fark etmediğim bir şeyler dikkatimi çekti. oldukça silik yazılmış sayfadaki yazılar dikkat etmesem görülmeyecek şekildeydi.

ilk sayfadan itibaren her sayfada sayılar varken bunların neye ait olabileceğini düşündüm. 95 ile başlayan sayı günlüğün içeriğinden ne olduğunu anlamada bana yardımcı oldu. 95, pete'in 95 gündür burada olduğu anlamına geliyordu. ardından yazılı 2.280 sayısına gözüm takıldı. neydi bu neydi bu? pete burada olduğu günleri yazıyorsa bu da onla alakalı bir şey olmalıydı. ve bu sayının burada geçirdiği saat olduğunu anladım. altında 136.800 dakika.. tanrım pete her şeyi hesaplıyor muydu? sayfayı çevirdiğimde köşesinde yine silik bir şekilde yazılı 96 sayısı karşıladı beni ve yine aynı şekilde altında yazılmış bir sürü sayı. gün, saat, dakika, saniye. pete burada olduğu her dakikanın hatta saniyenin hesabını tutmuştu. ellerim titrerken günlük kayıp düştü ve yine aklımdaki aynı düşünce belirdi. ya pete kaçırılmadı ve kendi gittiyse? burada olduğu dakikaların hesabını yapması bana sean'ın dediği gibi onun burada esir olduğunu unutmadığının farkına varmamı sağladı. o unutmamıştı, ve her dakika kim bilir ona işkence gibi gelmişti de tek tek saymaya başlamıştı. başım dönerken yine kendimi büyük bir boşluğun içinde buluyordum. benim gördüğüm gibi onun beni görmediği ihtimali canımı yakarken başta pete'in tanrıları olmak üzere hepsine yalvarıyorum lütfen bu doğru olmasın.


Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin