Saklı Duygular | vegaspete | boyxboy

//vegaspete side story-3

y.n.// buradaki pete biraz bitch. uyuz, şımarık, bencil, kibirli biri. ehehe herkesi ıslah eden biri çıkar ama :)

Vegaspete side story-3

Her sabah olduğu gibi Sean'ın beni uyandırmasıyla mutsuz bir şekilde kalktım. Hiçbir halt yaptığım yoktu neden kalkıyordum bu saatte bilmiyordum. Ah doğru ben bu evin efendisiydim, işe yaramaz çalışanlarımın başında durmalı, salak arkadaşlarımla çay içip boş boş vakit geçirmeliydim. Hayatım çok amaçsızdı. Boş boş günlerimi geçiriyor, ona buna eziyet ediyor, arkadaşlarımla gevezelik ediyordum. Günler sıkıcı, tekdüze ve saçmaydı.

Aklıma gelen dünkü güzelle gözlerim parladı. Bir dakika benim artık yeni bir eğlencem vardı.

"Seaaaaan."

"Buyrun Efendi Pete."

"Kırmızı elbisem nerede?"

"Efendim siz daraltılsın istediğiniz için biz onu terziye verdik. Hala gelmedi."

Delirecektim şimdi. Ne giyeceğimi bilmez halde dolabıma bakmaya başladım. O elbise bana çok yakışıyordu. Güzelin beni o kıyafetle görmesini istiyordum. Beyaz bir kıyafeti alıp aynanın karşısında bakmaya başladım. Eh bu da fena sayılmaz. Saçlarımı da ensemde topladıktan sonra son bir kez aynada kendime baktım ve güzel gözüktüğümün farkında olarak avluya çıktım.

Boş boş çatık kaşlarla avluda dolaşıyor ona buna emirler yağdırıyordum. Ancak aradığım yüzü bir türlü göremiyordum. Bütün avluyu dolaşmamız bittikten sonra Sean'a döndüm.

"Sean dün gelen gü- hizmetkar nerede?"

"Şey onu çarşıya yollamıştık bir şeyler alması için Efendi Pete."

Tanrım bunlar niye bu kadar salaktı. "Sen salak mısın, akılsız adam. Adam konuşamıyor, dün ortalığı birbirine kattı ne halta onu dışarı gönderiyorsun acaba? Ya kaçar giderse." Bütün avlu bağırmamla dönüp bana bakmaya başlamıştı. "İşe yaramazlar dönün işinize dönün herkes dönsün."

"Efendi Pete, şey... biz... akıl edemedik."

"Akıl mı var akıl edesiniz. Çekil git çabuk peşine düş onu bul getir. Onu bulmadan buraya dönmeyi düşünme bile"

"Tamam Efendi Pete hemen." Sean çıkışa doğru koşmaya başlamıştı ancak bir süre sonra durdu. Yine ne olduğunu sormak için ağzımı açacağım sırada güzelin avluya adım attığını gördüm. Şaşırarak bakmaya başladım. Kaçmamıştı. Gülümsedim. O da gülümsedi. Önümde durdu ve elindeki poşetleri bana uzattı. Hemen koşarak gelen Sean onu ittirdi ve güzelin yere düşmesine neden oldu.

"Efendiye nasıl yaklaşırsın, uzak dur, vahşi seni." Yere düşen güzeli görmemle kan beynime sıçramıştı. Bugün Sean kesinlikle beni çileden çıkarmaya ant içmişti.

"Sean seni hadsiz köpek, ona nasıl dokunursun, defol çabuk defolll."

Hemen elimi güzele uzattım ancak kaşlarını çatarak benden uzaklaştı. Sean'ı mahvedecektim yeni yeni kendime alıştırmaya çalıştığım kuşu ürkütmüştü. Yerden kalkan güzel karşıma dikildi eğilerek selam verdikten sonra hemen ortadan kayboldu. Köpek Sean, kaçacak delik arasan çok iyi olurdu.