24. şeytanın ümidi.

825 54 14
                                    


Geçmişe tekrar döneriz, ancak Vegas'ın pişmanlığı, arzuları ve Pete'i artık gördüğünü anladığımızı, bu nedenle değişiminin kafamıza yattığını düşünüyorum. Hadi kaldığımız yerden devam edelim, hikaye ilerlesin. Daha yolumuz uzun.

24. şeytanın ümidi.

Önümde eğilmiş, benden affını istediğini söyleyen şeytana ne demem gerektiğini bilmiyordum. Bir süre geçmiş onun dedikleri bitmiş söz hakkı bana gelmişti. Ama benim söyleyecek bir sözüm yoktu. En azından ona onun istediği verecek cevabım yoktu. Yine de içimden geçenleri olduğu gibi söylemek istemedim, umudu kırılmamalıydı, bu önemliydi.

"Başını kaldırmayacak mısın?"

Kafasını sağa sola salladı. Ayağa kalktım, 90 derece eğilerek onun çenesini kavradım. Yavaşça kaldırdım ve yüz yüze gelmemizi sağladım. Gözleri yaşlıydı, ağlamıştı. Şaşırdım, dediklerinde samimi olduğunu hissettiriyordu. Ancak nedeni hakkında bir fikrim yoktu. Neden pişman olmuştu? Neden şimdi pişman olmuştu? Neden pişmanlığı bana denk gelmişti? Niye ben? Sorulacak çok soru vardı. Ancak bu soruları sormam demek onu affetmeye hazır olduğumu en azından bahane istediğimi açıklamam demek olurdu. Ancak hayır ben bahane istemiyordum, ben onun beni bahanelerle ikna edebileceğini düşünmesini de istemiyordum.

Şimdi ona yukarıdan bakarken tek istediğimi yapmadım. Yavaşça elimi yüzünden çektim.

"Sana şu anlık verecek bir cevabım yok."

"Haklısın. Bunun için çok çok erken. Dilersen bir ömür affetmen için beklerim, buna razıyım. Yeter ki bana bu şansı tanı. Sadece benim yanımda ol. Hayır. Daha doğrusu sen neredeysen ben orada olurum yeter ki yanında olmama izin ver, beni uzaklaştırma."

Gülümsedim. Başımı aşağı yukarı salladım. Üzüntüyle bana bakan şeytanımın benden aldığı cevapla ağzı açıldı. Bunu beklemiyor olmalıydı. Gülümseme-şaşırma arasında takılan ağzı ne tepki vereceğini bilemiyor olsa da gözleri öyle parlamaya başladı ki hiçbir şey değilse bile bunların yalan olabileceğine asla ihtimal veremezdim. Bütün yıldızlar gözlerine dolmuştu sanki öyle bir mutluluk saçıyordu.

"Neyse ben odama gidiyorum."

Ayaklandı, karşıma dikildi. Gülümseyen yüzüyle bana hamle yapmasıyla kaşlarım havalandı. Elimle hemen onu durdurdum. "Napıyorsun?"

"Özür dilerim. Şey ben şaşırdım, s-sevindim o yüzden." Başımı salladım. Ve uzaklaştım. Arkamı dönüp odadan çıkarken bu sefer ben gülümsemeye başladım. Nedeni önemli değildi. Bunun yalan olmasının ihtimali bile yoktu.


y.n.// fav sahnenizi alabilir miyim? ona göre bir şey düşüneceğim. benim fav sahnem: (wontonlar hariç çünkü en çok onları seviyorum) mektuplar.. nedenini sonra söyleyeceğim ama :)

Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin