Saklı Duygular | vegaspete | boyxboy

//vegaspete side story - 9

bir soru. bu hayatlarında angst bitirirsem ağzıma sıçar mısınız? angst derken mesela ikisi de ölüyor falan? eğer çok kızarsanız bu baskıya dayanamam sorayım dedim ldkfkfkdk

iyi okumalar

//vegaspete side story - 9

"ne zamandır dedikodulardan bu denli habersizsin şaşırdım. kasabayı alt üst eden bir haber var ve sen bilmiyorsun demek. hmm söyleyeyim o vakit haftalar önce kasabada bir soygun oldu. bilirsin kralın yeğenlerinden biri yönetici olarak bu kasabaya atanmıştı işte onun malikanesinde olmuş. ancak olayı skandal yapan bu hırsızlık değil. kralın yeğeni o gece öldürülmüş aynı zamanda. şimdi her yerde bu katili arıyorlar ve biliyor musun pete ben katili gördüğümü düşünüyorum."

gözlerim yalnızca aşağıdaki bedene, güzele kitlenmişti. şuan gözlerimin dolduğunu hissediyordum ama bir cesaretle karşımdakine dönemiyordum. dönersem zayıflık gösterdiğimi anlardı. anlar ve beni bitirirdi. ben benimle bu konuşmayı neden yaptığını anlayabiliyordum ve evet onun kafasının içinden geçeni de biliyordum. şuan konuşuyorsa bu her şeyi bitireceğim haberin olsun konuşmasıydı. yine de gözümü güzelden ayırdım ve olabildiğince kendimi sakin tutarak ona döndüm. o gözlerinde kötülüğün her tonu vardı. bugün bu masada büyük bir pazarlık döneceğinin ne yazık ki farkındaydım. ucunda bir hayat olan pazarlık.

"ee beni ne ilgilendiriyor bu konuşman. ben yargıç mıyım banane kim katil kim değil sen görmüşsün görmemişsin banane." sesimi titretmeden konuşmamı bitirdiğimde derin bir nefes aldım. ancak o anlamıştır o korkunun kokusunu almıştır. yine de elimden geldiğince sürdürmeliydim bu oyunu. elbette yenilecektim ancak mücadele etmedim dememeliydim.

"hmmm öyleyse yargıç değilsen belki de suç ortağısındır."

"ne saçmalıyorsun ben mi öldürdüm yani?"

"tch tch tch. kelimelerime dikkat et pete. sen yaptın demiyorum. yardım ediyorsundur belki diyorum. bilerek ya da bilmeyerek. mesela onu saklıyorsundur hım?"

"evimde bir katil saklamıyorum."

"emin olma o kadar. mesela yeni çalışanlarını düşün? son zamanlarda yeni birileri gelmedi mi?"

gözleri yavaşça aşağı indi. tekrar zehir saçan gözlerini ona çevirdi. ne dediğini anlıyordum finali uzatıyordum ya da çalışıyordum diyelim. ben de güzele çevirdim bakışlarımı. onun da bakışları bana döndüğünde çatık kaşları düzelmiş ancak endişeli bir ifade almıştı yerini. yüzüm o kadar mı dehşet içindeydi ki o bu kadar uzaktan anlayabiliyordu?

"hayır yeni gelen de yok."

"ama ben yeni bir çalışanınız olduğunu biliyorum pete."

"ee yeni gelmesi onun katil olduğunu mu gösterir? ne alakasız çıkarımlar bunlar. vaktim yok böyle saçmalıkları dinlemeye. üstelik bir kanıtın da yok ne ile suçluyorsun sen benim yardımcımı."

"hmmm orada bir duralım pete. burası küçük bir kasaba bilirsin yabancılar çok göze çarpar. üstelik kamıtım olmadığını mı söylüyorsun? ben ona henüz bütün kartlarımı açmadım demeyi tercih ederim. bilirsin elimde ne var kazanana dek söylemek istemem."

"açık konuş sıkıldım."

"şöyle ki bu katilin belirgin bir izi varmış. tam sağ kaşının orda. bir yara izi. ve bil bakalım az önce ben kimin kaşında aynı yara izini gördüm."

gözlerim dehşetle açıldı. sanırım bu kartlarımızın açıldığı kısım oluyordu. elimde bir şey kalmadığını onun elinin mükemmel olmasından anlıyordum. ben bu oyunu kaybetmek üzereydim.

"bu hala tek başına bir kanıt sayılmaz."

"haklısın elbette. ancak suçlama için yeterli bir kanıt diye düşünüyorum. ee bırakalım da gerisini yargıçlar yapsın ne dersin?"

hayır, asla. bırakamazdım. bir kere suç atıldı mı üstüne, onu temizlemeye gücü yetmezdi biliyordum. kralın yeğenini öldürme şüphesi bile davanın sonucunu görmemesine yeterdi o kadar ömrü olamazdı.

" ne istiyorsun?"

"işte benim tanıdığım pete."

"kes derhal söyle."

elini uzatıp masanın altına sakladığım titreyen elime uzandı. masanın üstüne koydu ve gözlerini aşağıdaki bedene çevirdi.

"bundan sonra ben ne dersem o anlaştık mı hayatım?"

birleşen ellerimizi gören güzel bir hışımla içeri girdi. birazdan kopacak kıyameti kucaklayacak halim yoktu. gözlerim dolmuş birleşen ellerimize çevirirken ellerimi tam şuan ölmek en büyük dileğimdi.