27. şeytanın hediyesi

693 50 11
                                    

İyi okumalar :)

27. şeytanın hediyesi.

Heyecanla şeytanımın gelmesini bekliyordum. Ona yaptığım sürprizi beğenecek mi bilmiyorum. Odasının açılma sesini duymamla saymaya başladım 10 adımda buraya ulaşıyorsa yaşayacağı şokla birlikte ona en fazla 30 saniye veriyordum. Evet 1-2-3-...29 ve kapım açıldı.

"Pete, odam?"

"Evet güzel olmadı mı?"

"Kendi odanı niye boyamadın da benimki?"

"Ne yapayım seninkinde daha çok vakit geçiriyorum. Simsiyah içim kararıyordu duvarlara baktıkça"

"Zaten odamın her yerini rengarenk yaptın duvarlardan ne istedin de turuncuya boyadın. Tanrım kafayı yiyeceğim. Gidip en açık en cart rengi mi seçmen gerekiyordu gerçekten."

"O rengi beğendim sadece. Bir sorun varsa yarın çağır birilerini boyat."

"Hayır, hayır sorun yok sen beğendiysen."

Omuz silktim o oda ben nasıl istiyorsam öyle boyanacak neyi nereye koyduysam öyle kalacaktı. Kalkıp yemek yemek için odasına adımladık. Günümün nasıl geçtiğini, ne yaptığımı, nasıl olduğumu gibi anlamsız bir sürü sordu hepsini laf sokarak cevapladım. Gerçekten ne aptalca sorular bunlar, burada ne kadar farklı şey yapabilirim ki. Yemekten sonra şeytan benim beklememi söyleyerek odadan çıktı. Ben de boyadığım odaya alıcı gözle baktım bir kez daha. Gerçekten rengi çok mu açıktı bunun ya? Rengi o kadar parlaktı ki neredeyse kapkaranlık odada bile ışık kaynağı olabilirdi. Şeytan bu renk ile uyuyabilecek miydi ki? Düşündüğüm aptalca şeyler ile silkindim. Bunu zaten rahatsız olsun diye yapmıştım banane iyi uyuyup uyuyamamasından.

Şeytanı beklerken odasına bakmaya devam ettim. Gerçekten ilk geldiğim oda ile bu oda arasında hiç benzerlik kalmamıştı. O simsiyah, boğucu, karanlık oda gitmiş yerine gece vakti bile ışıyan, cıvıl cıvıl, rengarenk bir oda gelmişti. Bakıp da beni göremeyeceği tek yer kalmamıştı gerçekten. Gülümsedim. İyi iş çıkarmıştım doğrusu.

Bir süre sonra dışarıdan sesler gelirken ne olduğunu merakla beklemeye başladım. Şeytanım kapısını açtı ve elinde bir kutu ile içeri girdi. Kutu kıpırdıyordu. Anlam veremedim ve beklemeye başladım. Şeytanım önüme geldi ve kutuyu bana uzattı.

"Bugün şirketin önünde gördüm onu, sanırım sahibi bırakmış gitmiş o da kaybolmuş aranıp duruyordu. Çok yalnız, çok umutsuz gözüküyordu. O sahibinden daha iyi birini hak ediyor, daha güzel yürekli birini. Üstelik Pete, senin de bütün gün burada yalnız çok sıkıldığını düşünüyorum. Sana arkadaşlık eder diye düşündüm sana getirmek istedim, ne dersin?"

Kutuya uzandım ve içerisine baktım. Hayatımda gördüğüm en sevimli kedi bana bakıyordu. Gülümsedim. "Çok çok sevimli bir şey bu ama."

Gülümsedi. "Hım öyle gerçekten."

"Tamam adı ne olacak?"

"Bilmem ne istersin?"

"Hmm....Buldum."

İkimiz aynı anda "wonton" diye bağırdığımızda kedi korkmuştu. Hemen onu sakinleştirmeye çalıştım ancak kahkahalarımı tutamıyordum. Ona baktığımda onun da güldüğünü gördüm. Gülmek gerçekten ona farklı bir hava katıyordu. Gülüşüm yüzümde donarken onun da gülümsemesinin solduğunu hissettim. Şimdi sadece birbirimize bakıyorduk. Ben onu anlamak istiyor gibi bakıyorken onun ne için böyle derin baktığını bilmiyordum. Umarım beni çözmeye çalışmıyorsundur, çünkü ben bile kendimi anlayamıyorum.


y.n.// evet kedicik bible'nin kedisinden ilham alındı. şu sevimliliğe bakınız.

 şu sevimliliğe bakınız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin