18. şeytanın pişmanlığı

989 65 18
                                    

İyi okumalar.

18. şeytanın pişmanlığı

(Pete'in tutulmasının 22. günü akşam)

Vegas'tan

Gözümü açtığımda kendi odamdaydım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken müthiş bir baş ağrısı hissediyordum. Yaşadığım her şey benim hayal gücüm mü bir rüya mı yoksa gerçek mi şuan anlayamıyordum. Daha doğrusu gerçekse bunun ağırlığını kaldırabilecek miydim, bilmiyorum.

Hemen Sean'a seslendim, bu sefer sesim çıkıyordu. Gözlerim doldu. Az önce ne olmuştu. Madem sesim çıkıyordu az önce neden tek bir kelimem karşılık bulmuyordu. Sean odaya girdi, endişeli bir şekilde bakmaya başladı.

"Pete nerde, ona ne oldu?"

"Şey elektrik vermemizle birlikte bayıldı, kaldıramadı. Ve siz de bir anda yere yığıldınız. Doktor sizi muayene etti, serum taktı. Bir sinir krizi geçirdiğinizi söylediler."

"Sana kendimi mi sordum ben. Bana ne oldu mu dedim. Ne saçmalıyorsun. Pete'e ne oldu, nasıl şimdi. Uyandı mı?"

"Şeyy..Efendim nasıl söyleyeceğim." Hayır, o güçlü biri. O tanıdığım en güçlü insan. O tanıdığım en güçlü çocuktu da. Kocaman bir yüreği vardı. Kimsenin beni sığdıramadığı bu dünyada, beni bir tek o kalbine sığdırabilmişti. Babasının istemediği küçücük bir çocuğa, o sahip çıkmıştı. Her şeyi olan bir adamın hiçbir şeyini veremediği bir çocuğa hiçbir şeyi olmayan o, sahip olduğu tek şeyi, sevgisini vermişti. Hem de tüm kalbiyle. Benim gibi birini bile ısıtmıştı onun sevgisi. O güçlüydü. Tanıdığım en güçlü kişiydi. Ona bir şey olmazdı.

"Pete bir şok geçirmiş ve uyanınca, biz sizle ilgilenirken kendisine zarar vermiş. Bulduğu bir cam parçası ile bileklerini kesmiş efendim."

Kelimeleri duyuyorum ama anlamlandıramıyorum. Doğru duymamış olmayı diliyorum. Tek istediğim bu. Çünkü bunlar, hayır bunları Pete'e yakıştıramıyorum. Pete kendini öldürmeye kalkmıştı. Tanıdığım en hayat dolu insan, bana hayat veren, beni hayatta tutan çocuk, kendini öldürmeye kalkmıştı. Beni hayatta kalayım diye kendisine bağlayan çocuk hayatla olan bağını koparmıştı. Ben yapmıştım. Zamanında sevgisiyle beni ısıtan çocuğu nefretimle yakmıştım, onu kül etmiştim. Ben o çocuğa nasıl ihanet edebilmiştim?

"Hemen fark ettik ve doktor müdahale etti. Şimdi kendisi dinleniyor, hayati tehlikesi de yok efendim."

"Tamam çık çabuk onun başından bir dakika bile ayrılmayacaksın."

"Tabii efendim."

Ve Sean odadan çıktı. Beni kendimle, geçmişimin yüküyle, o çocuğun hayaletiyle, benim ona ihanetimle baş başa bırakıp gitti. Yaptıklarım, hayır tüm bunlar.. O çocuk.. Pete'miş. Bu iğrenç bir oyun olsun istiyorum. İğrenç bir tesadüf. Aksi halde ben bu yaptıklarımla nasıl yüzleşecektim. Kendimi Pete'e nasıl affettirecektim şimdi. Ben kendimi peki nasıl affedecektim. Pete'i o çocuk olduğuma nasıl inandıracaktım ki. Pete nong dediği, evini açtığı, yüreğini serdiği, yiyeceğini paylaştığı, uğrunda dayak yediği, o çocuğun bu canavar olduğuna inanabilecek miydi? Saçmalık. Ben bile inanamıyorum ki.

Benim bu dünyada bir şansım varsa hayır bu lanet dünyada tek şansım varsa o da P'nin hayatıma dokunmuş olmasıydı. Onun elinin değdiği yerin güzelleşmemiş olması mümkün müydü ki ben böyle canavar birine dönüşmüştüm. Ben buna Pete'i nasıl inandırabilirdim ki daha kendimi inandıramıyorken. O beni öyle güzel sevmişti ki şimdi demez miydi nasıl yüreğinde bir sevgi parçası bile kalmamış senin? O bana öyle güzel bakmıştı ki şimdi demez mi bana nasıl öyle nefretle bakabildin? O bana öyle güzel konuşmuştu ki şimdi demez mi bu zehir saçan ağzın ne? O beni ölümün kucağından çekip alırken demez miydi ki beni nasıl ölüme itiverdin diye?

Ben öncelikle P'me, sonra Pete'e ve en çok da kendime ihanet etmiştim. Ben geçmişimdeki tek güzel anıyı mahvetmiştim. Tutunacak tek bir dalımı elimle koparmışken ne yüzle affımı isteyecektim ki. Ben şimdi tüm kalbimle babama inanıyordum. Son görüşmemizdeki Pete'e, onun o bakışlarına inanıyordum. Kendimden hiç olmadığı kadar iğreniyordum şimdi. Keşke beni kurtarmasaydın P. En azından hayattaki tek umudumu, en büyük umudumu, seni bulma umudumu bir gün kendi ellerimle yok etmemiş olurdum. Bu, yok sayılmaktan, kurtarılmamaktan, dayaklardan hatta sevilmemekten daha fazla yakıyor canımı şimdi. Çünkü ben beni seven tek kişiyi de sonsuza kadar kaybettim şimdi. Ben bir gün seninle buluşabilme umudumu kaybettim şimdi. Ben geçmişimin tek güzel parçasını geleceğimin umudunu ellerimle boğdum, şimdi nasıl devam edeyim? Benim devam edebilmeye gücüm var mı ki? Hakkım var mı P.

Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin