4. şeytanla komşu olma.

1.3K 80 14
                                    


İyi okumalaar. :)

*

şeytanla komşu olma.

Evet dün gece puşt buraya gelmedi. Neden gelmediğini düşünecek zamanım bile olmadı utancım yeni yeni geçerken pişmanlık bir yandan dürtüyordu. Abartmış mıydım emin değildim. Sanki her şey bir anda yokuş aşağı yuvarlanmaya hazır gibi ve benim kontrolü bir an bile bırakmamam gerekiyordu. Oyun onun için kuralsız olabilirdi en azından ağıma düşene dek o öyle sanmalıydı ama benim için her adımım planlı olmalıydı. Ve her adım yalnızca onun sonuna varmaya yönelik olmalıydı.

Bir yandan onun yüzüne utanmadan nasıl bakacağımı hala daha bilmiyordum. Neyse, ne olacaksa olacaktı. Amaca giden bütün yolları yakmıştım ve bundan sonra dönüş yoktu. Oyunu o başlatmıştı ama zaferi ben tadacaktım.

Yine akşam vakti olurken akşam yemeğim gelmemişti. Ne o yeni cezalandırma bu muydu. "Oh pete beni tahrik ettin buna ne cüret edersin aç kal mı diyorsun şimdi. Şerefsiz." Kendi kendime söylenirken arabanın durduğunu işittim. Gelince hesabını soracaktım.

Kapım açıldığında elinde poşet tuttuğunu fark ettim ve gülümsüyordu. Bu da yeni çıkmıştı işte beni görünce yüzünde anlayamadığım bir tebessüm oluyordu. Pete gel de yüzüme bir tane çak der gibi.

"Yemek yiyemediğin için mi bu kadar sinirli bakıyorsun? Yoksa beni gördüğün için mi?"

İkisi de olamaz mı sayın çok bilmiş puşt.

"cevap yok. Peki alıştım zaten. Seninle yemek istediğim için yemek vermemelerini söyledim. Çok mu acıktın. Kötü mü yaptım?"

"..."

"bu sefer sevdiğin başka bir yemek aldım. Gel, otur."

Masaya ilerlediğimde kaeng som olduğunu gördüm. Bu puşt favori yemek listemi nerden biliyordu? Çok düşünmedim. Aç kalmanın bana bir faydası olmayacağı için ve çok da acıktığım için hemen oturdum. Yine çok lezzetliydi. Bu adam her seferinde bu yemekleri nasıl buluyordu?

"Pete burada kalmanı daha fazla istemiyorum." Duyduğum kelimelerle yüzümü ona çevirdim. Ne beni azat mı ediyordu gerçekten. Doğru mu duydum şimdi.

"Öyle değil. Yani burası bir oda değil sonuçta. O yüzden yukarıda bir odada kalmaya ne dersin?" hıh. Tabi ki şansımı seveyim beni salacak değildi ya. Neyse bu 46 adımlık izbe yerden kurtulmak da iyidir.

Başımı salladım. Yüzünde yine gülümseme oluştu. Sanki buradan o kurtulacaktı neden sevinmişti ki. Bu adamın alay etme ve küçümseme harici gülümsediğini bir kez bile görmemiştim. Ve bu gülümseme onda o kadar garip duruyordu ki neredeyse kusacaktım. Dayanamayıp başımı çevirdim ve ayağa kalktım. O da kalktığında ilerlemeye başladık.

"Odanı hazırladım. Tabi ki istediğin gibi içini dizayn edebilirsin. Almak istediğin bir şey olursa Sean'a söylemen yeter."

"Bir şey istersem sana söyleyeceğim. Onunla konuşmak sinirimi bozuyor."

Benden aldığı yanıtla tekrar gülümseyip kafa salladı. Çattık yahu bu her lafıma böyle gülecek miydi?

Beni odaya çıkardığında yeni kafesimi incelemeye başladım. Kendi odası kadar karanlık bir odaydı. Sanırım bu evin her odası böyleydi. "Bu odayı yaksam mı acaba biraz renk gelmiş olur." Mırıldanmamı duyan puşt yapabilirmişim gibi bana baktı. "ne bakıyorsun sadece şaka yaptım"

"Odan benimle yanyana. Bu katta yalnızca ikimizin odası var. Bir şey olduğunda duvara vurman yeterli. Duyarım"

"hm."

"O zaman ben gidiyorum sen de dinlen. İyi geceler Pete."

"..."

Odadan çıktığında hemen dolaba gittim kıyafetlerimi değiştirmek istiyordum. Ancak dolap simsiyah kıyafetlerle doluydu. "Kusucam artık, siyahtan." Sadece iç çamaşırım kalana kadar soyunup yatağa uzandım. Bugün kat ettiğim yolu düşünerek gülümsedim. Kendini hazırlasan iyi olur puşt, canın çok yanacak diye düşünürken esnemeye başladım. Biraz uyusam iyi olurdu.

Saklı Duygular | vegaspete | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin