"İgnis yolu" ikinci kitabımızın ismi hayırlı olsun.🤝🏼
İkinci kitapla yine bir aradayız. Lütfen bölümü okurken yorum yazmayı unutmayın. Böylece sıradaki bölümleri daha hızla atmak için motivasyonum yükselir. <33
***
Bazen hayatımızı isteğimiz gibi şekillendiremeyiz. Koşullar bize izin vermez. Bazen de en büyük engel kendi zihnimizdir. Yolumuza aşılması zor bariyerler kurar ve bizden öylesine geçmemizi bekler. Bu sorunlar belli olduğu zamanlarda çözümleri de kendiliğinden ortaya çıkmaya başlar. Uzun zaman sürse bile bir çözümü bulunurdu. Her zaman bir yolu bulunur. Fakat benim bir çözümüm yoktu. Sorunu bile bilemezken, nasıl bir çözüm bulunabilirdi ki?Koskoca evrende bir kum tanesinden bile defalarca küçük ve önemsiz bir varlığın nasıl bir derdi olabilirdi?
Sorunlarım yüzünden insanlar beni her zaman yargılamaya hazırdır. Onların gözünde ilgi çekmeye çalışan ve bazen ise aile sorunları yaşayan zararsız bir kız olurdum. Hiçbirinin doğru olmaması ve gerçek sorunun ne olduğunu öğrenmek umurlarında bile olmazdı. Bazı insanlar doğuştan yaşadıkları yere ait hissetmezler ve bunu değiştirmek için ellerinden geleni yaparlar. Bazıları işine ait hissetmez ve bunu değiştirirler. Bazıları ilişkisini bitirir ve sorunu halleder. Benim uyumsuzluğum neredeydi? Ben tam olarak neye uymuyordum?
Neyi değiştirmek istiyorum bu koskoca dünyada?
Tüm hayatımı mı? Evet. Bu yere, bu dünyaya, bu evrene bile ait hissedemiyordum. Bunu sesli söylemek bile terapistimin seans sürelerimizi uzatmasına yeterdi. Çenemi kapattım ve loş ışıkla aydınlatılmış odanın tam ortasındakı kanepeye oturdum. Ellerimi dizlerime koyup bekledim. Birkaç saniye sonra doktor elinde tuttuğu eski not defteriyle içeriye girdi. Topukları yerde kısa sesler bırakarak ilerledi ve karşımdakı sandalyesine oturdu. Aylardır odanın her yerini inceleyerek ezberlemiştim. Aynı şekilde terapistimi de incelemek için bolca zamanım olmuştu.
Kabuslarımı ve rüyalarımı anlatmaya başlayınca nasıl aceleyle not edişini, beni herkesten dikkatli dinleyişini, ne kadar dakik olduğunu. Her şeyin iyi olacağını söyleyerek nasıl yalanlar uydurduğunu bile.
Oturduğu masasında sırtını dikleştirdi ve bir bacağını diğerinin üzerine attı. Benim ise dizlerim elektiriğe tutulmuş gibi titremeye devam etti. Doktor'un bakışlarını indirip baktığını fark ettiğimde durdum. Elimi kaldırıp dizlerime koydum ve titremelerini engelledim. Diğer elimle dağılmış saçlarımı geriye doğru attım. Sakin ve rahatlatıcı bir ses ayarında konuştu. "Bugün nasıl hissediyorsun?" diye sordu. Yorgun, bitkin, uykusuz, tükenmiş hissediyordum. Dudaklarımı araladım ve kısaca "Daha iyi hissediyorum" dedim. Öne doğru eğilerek "Kulaklığını çıkarabilir misin?" diye rica etti.
Tek kulağı takılı olan kabloyu çektim ve cebime sıkıştırdım. Başını onaylama anlamında salladı ve "Pekala, kabusların ne durumda?" diye sordu. Birkaç saniye cevap veremedim ve öylece sustum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Mührü
FantasyRuhumuz bazen kendi bedenimize ait hissetirmez. Bunu farklı yollarla bize gösterir. Kafada duyulan sesler, görülen gölgeler ve daha fazlası. Ruhumuz özgürlüğüne kavuşmak için bir sürü doğaüstü yolu dener. "Her gece ruhumunun bedenimden ayrılmaya ça...